Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

İki Cepheden Gençliğe Hitabe

İki Cepheden Gençliğe Hitabe

¥ Ey Türk Gençliği,

Birinci vazifen Taksim Gezi Parkı’nda örgütlenip, kaldırım taşlarını sökerek polislere atmak, şehri yıkmak ve halk otobüslerini yakmaktır. Mevcudiyetinizin ve istikbalinizin yegane temeli budur. Bu temel bizim en kıymetli hazinemizdir. İstikbalde dahi seni bu tahribattan mahrum etmek isteyecek Recep Tayyip Erdoğan çıkabilir. Bir gün 3. havaalanı, 3. köprü ve nükleer santrallerin yapımını engelleme yoluna düşersen bu yıkımı yapmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Senin üç beş ağacı korumak için şehri yakmak zorunda olduğun ve öldürmeye uğraştığın insanları korumak durumunda olanlar dünyada görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Seçim yolu ile bütün devlet kurumları ele geçirilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girilmiş olabilir. Bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar görülmemiş bir uyanıklık içinde olabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini ayaklar altına alıp, “Biz bu yola kefenimizi giyip çıktık, ölümden öte yol yok” da diyebilirler.

Yıllardır, irtica yaygarası ile korkutup sindirdiğimiz bu millet gözünü açmış olabilir.

Ey Türk İstikbalinin evladı, işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen vatanı 17 Ağustos depreminden çıkmış gibi yerle bir etmektir. Muhtaç olduğun kudret, ABD’den, İsrail’den, Fethullah Hoca’dan ve onun uzantısı paralelcilerden alacağın bozuk kanda mevcuttur.

................

¥ Ey Türk Gençliği,

Birinci vazifen istiklalimizi, cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegane temeli budur. Bu temel bizim en kıymetli hazinemizdir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbahtların olacaktır. Bir gün istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir alçaklığın ve canavarlığın mümessili olabilirler. Cebren ve hileyle aziz vatanın bütün parkları zaptedilmiş, Dolmabahçe Camii’ne girilmiş, Kabataş’ta annesi başörtülü diye bir bebeğe bile saldırılmış olabilir. Hatta bütün milletin telefonları tek tek ABD ve İsrail’in uşağı paralelci çete tarafından dinlenilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin ana muhalefet partisi gaflet, dalalet ve ihanet içinde olabilir. Hatta bu ana muhalefet sahipleri, parti menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilir. Muhalefet yaparak, iktidarın yanlışlarını düzeltmek durumunda olan muhalefet partileri harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk İstikbalinin evladı, işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, istiklal ve cumhuriyetimizi kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, 5 vakit ruhlarımızı coşturan ezanımızda mevcuttur.

.................

Yukarıda iki adet Gençliğe Hitabe” okudunuz. Malumunuz olduğu üzre inkılapların sahibi tarafından Türk Gençliği’ne hitaben bir vasiyet niteliğinde sunulan, Hamdullah Suphi Tanrıöver’in kaleme aldığı da söylenen bu hitabeyi iki farklı şekilde sunduk. Birinci olarak cumhuriyetten bile eski bir parti olan CHP, bugün o hitabeyi nasıl anlıyor ve uyguluyor, gericilikle ve diktatörlükle suçladığı AK-PARTİ nasıl anlıyor ve uyguluyor. 30 Mart’ta sandıktan çıkacak cevabınız, yani son karar sizin...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi