Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Ayak takımı

Ayak takımı

Matematik ilginç bir bilim dalıdır. Sosyoloji gibi bilim dalları teorilerle, kurallarla bu da rakamlarla konuşur.

İki sıfırı yan yana koyun…

Veya birin önüne iki sıfır koyun…

Göreceksiniz karşınıza kocaman WC çıkacak…

Demek oluyor ki sosyolojide yan yana gelenler önemli, matematik de ise sayılar...

Bu arada Ülkücü camiadan uzaklaşan MHP’nin de hali pek iç açıcı görünmüyor.

Çözüm üretmekte yayakalan Bahçeli’nin tek kozu sembolik olarak ya kurt işareti yapmak, veya “Başbakan’ı Yüce Divan’a göndermezsem namerdim” şeklinde atıp tutmalar.

Ona kalsa, seçim sonrası iktidara havada birkaç takla attıracaktı…

Ankara’ya bakıyoruz, MHP %7’lere kadar gerileyerek kendi kendine takla attırmış oldu.

Oylar CHP’nin adayı gardaşım Mansur’a.

Biliyor musunuz? Bu arada asıl oy patlaması Bağımsız Türkiye Partisi’nde olmuş.

Amanın ne patlama!..

Her konuşmanın sonunu külbastı yerine Haydar Baş’la noktalayanlardan birisi Mesaj televizyonunda bu zaferi anlatırken adeta coşmuştu. Ne nameler, yağlama yıkama...

Avcı hikayeleri olur ya… Karşına çıkan ayıyı bir yumrukta yere serersen dinletirsin, kaçarsan kimse dinlemez. Hem bu patlama işi, sıfırın altının altında su saatlerinde olur.

Onun da tamiri yok söküp atacaksın.

Anlayana saz, anlamayana davul zurna az mı geliyor?

Bu halk başta laik kesimin temsilcisi olan CHP zihniyetini, arkasından fikir yalakalığı adına Bediüzzaman, İskilipli Atıf Efendi gibi asrın mücahidlerine dil uzatanları istemiyor.

Hele de kafadan çatlakları hiç istemiyor.

Onların asri mezarlığı matematik dili ile sıfırın altı sıfır buzhane.

İşin garibi AK Parti ortaya çıkalı kimin hangi ipte oynağı daha da netleşti.

Eskiden risale çizgisinden gittiklerini iddia edenler şimdilerde Siyasi İslam aleyhtarlığına soyundular. Siyasi İslamcılığı Müslümanlıktan ayrı gören papavari bir anlayış.

İhalelere karış, zekatı-fitreyi topla ama siyasetin etlisine sütlüsüne karışma.

Hal dili varmış da, emri bil maruf dili yokmuş.

Ne diyelim ittifak işte, bir kesim batıl ile uzlaşmak istediğinde ilk evvela tırpanı İslam’ın cihat konusuna sallarlar. Kör topal uyuştururlar, nemelazımlaştırırlar.

Bu arenada Kılıçdaroğlu büyük siyasetçi, Erdoğan ise 12 yıldan sonra değişmiş, tek adam olmaya soyunmuş, yolsuzluklara adı karışmış. O yüzden indirilmeli, Kılıçdaroğlu bindirilmeli!

Kemalist politikaların yelpazesinde üretilen gayri milli projeler böyle.

Halkın kolunu bükemediklerinde çıtayı alt seviyelerden alırlar.

Kılıçdaroğlu, Tandoğan mitinginde hürriyet, eşitlik gibi salvoları sallarken 100 adım ilerisinde CHP’nin amigoları başörtülü hanımları taciz ediyordu.

Huylu huyundan vazgeçer mi?

Bu millet laiklik adına yasakçı soldan çektiklerini unutmadı, kolayına unutamaz da.

E şimdi de tutturdular, “halkın tercihi yolsuzlukları aklamaz”.

Yargı devreye girmeliymiş.

İyi de yargı devreye girdi paraları da iade etti, tutukluları da serbest bıraktı.

Bu sefer de sazın akordunu değiştirirler:

“Bu yargı siyasallaştı, iktidarın yargısı oldu”.

Hangisi doğru ise karar verin, yargı mı sandık mı?

 Eskiden Erzurum Radyo Evi açılınca acemileri spiker yapmışlar.

Bir de sanatçıdan uzun hava:

“Bir ayağında mesi var, bir ayağında mesi var….”

Lolosu bitmeyen sanatçıyı spiker uyarmış:

“Ula Hasso, öbür ayağında nesi var?”

“Öbür ayağında da mesi var, öbür ayağında da mesi var…”

Akordu bozuk uzun havalar siyasette nalları dikmenin göstergesi sayılır. Dikkat ederseniz cemaatçiler de dahil hep aynı suçlamalar, aynı cümleler…

Ne yapsan plak takıldı, bir ayağını sorsan diğer ayağını söylüyor.

Ayak takımı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi