Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Öldük ey milletim!

Öldük ey milletim!

Soma’da o içimizi kavuran elim kaza olur olmaz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, olay yerine intikal etti (Bu olayda gerçekten yıldızlaştı)…

Onu diğer bakanlar ve milletvekilleri izledi…

Ertesi gün Başbakan, daha sonrasında ise Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı Soma’ya intikal etti… Teselli edici açıklamalar yaptılar, yüreklerimize su serptiler.

Biz ki, 17 Ağustos depreminde “devletsiz” kalmış, bir milletiz, devletimizin anında duruma el koymasını, arama-kurtarma ekiplerini vukufla koordine etmesini elbette şükranla karşılarız…

Buraya kadar her şey, modern bir devlette olması gerektiği gibi…

Ama Sayın Başbakan öyle bir basın açıklaması yaptı ki, “olmaması gereken tek şey” olarak belirginleşti.

Sayın Başbakan’ın acılar karşısında ne kadar duyarlı olduğunu biliyorum. Bu yüzden, Soma’da yaptığı basın toplantısında verdiği örneklerle sarf ettiği “özensiz” cümleyi hiç yakıştıramıyorum.

Gelin önce dış dünyadaki maden kazalarına ilişkin olarak verdiği örneklere kısaca bakalım…

l İngiltere’de 1862’de bir madende meydana gelen göçük sonucu 204 kişi, 1866’da 361 kişi, 1894’de 290 kişi ölmüş…

l Fransa’da 1906’da dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası meydana gelmiş, 1099 maden işçisi hayatını kaybetmiş...

l Japonya’da 1914’de 687, 1963’te 458 madenci benzer kazalarda hayatını kaybetmiş…

l Amerika’da 1907’de 361 maden işçisi kazada can vermiş...

l Çin’de 1942’de meydana gelen maden kazasında ölen işçi sayısı 1549; 1960’da metan gazı patlaması neticesi ölen madenci sayı 684…

l Hindistan’da 1975’te maden çatısının çökmesi sonucu 372 maden işçisi ölmüş.

Sayın Başbakan’a göre “Bu tür kazalar sürekli olan şeyler”!..

Yani Soma’da, 2014 yılı Mayıs ayında, yıllardır kalkınan, gelişen, büyüyen, güçlenen, kendi uçağını yapma aşamasına gelen “Büyük Türkiye”nin “son derece modern” ve “iyi donanımlı”, her denetimden “aferin” almış bir maden ocağında 400 civarında vatandaşımızın ölmesi, “olağan şey”mi?

Değil!..

Tam tersi, olmaması gereken bir şey!

Sayın Başbakan’ın okuduğu o metin, hangi “duyarsız”ın kaleminden çıkma, bilmiyorum. Bildiğim şu ki, baştan sona perişan, üstelik de yaraya tuz-biber eken bir metin!

Hadi aceleye geldi: Sayın Başbakan daha önce göz atma fırsatı bulamadı. Keşke okumaya başladığında, özellikle 1862’den 1975’e, en yenisi kırk yıl önce meydana gelmiş kazaların örnek verildiği yere geldiğinde, “Bu ne saçmalık!..” diye bağırsa, metni yırtıp yazanın suratına fırlatsa, defalarca şahit olduğumuz duyarlılığına dönüp, “Acınız acımızdır, sorumlular titizlikle araştırılıp gereken her şey yapılacak” dese…

Gerçi bunları da söyledi: Ne var ki, “Bunlar olağan şeyler” dedikten sonra, söylediklerinin hiçbir etkisi olmadı…

Zira bunlar “olağan” değil!

Değil; çünkü Amerika’da, İngiltere’de. Almanya’da, Fransa’da yaklaşık elli yıldan bu yana madenlerde insanlar ölmüyor…

Demek ki, bu işin de “tedbir”i var…

Olmasaydı, örnek verilen ülkelerde de madenciler kitleler halinde ölmeye devam ederlerdi…

“Önce tedbir, badehu takdir” diyen kültürden gelen bizler ise ölmeye devam ediyoruz…

Başbakan’ın o cümleyi (bu işler olağan cümlesini) “zühul” eseri kullandığını düşünüyorum. Zira dünyanın herhangi bir yerinde kanayan yüreklerle birlikte yüreğinin kanadığına defalarca şahit oldum…

Öte yandan bunu dile dolayıp bu denli acılı bir dönemde dahi “muhalefet” gerekçesi yapmak da son derece “iğrenç”tir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi