Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Soma faciasında muhalefet sınıfta kaldı

Soma faciasında muhalefet sınıfta kaldı

Ak Parti 12 yıldır ikitidarda. Muhalefetin bu haliyle devam etmesi hâlinde, iktidardan pek gideceğe de benzemiyor.

6 seçim 2 referandum geçirmiş bir iktidar, bu milletin gönlünü hoş edecek şeyler yapmış ki, tek başına iktidarda kalmayı başarıyor. Muhalefet ikna edici ve inandırıcı hiç bir yapmamış ki 12 yıldır iktidara gelemiyor.

Daha önce Gezi olaylarında ve 17 ve 25 Aralık olaylarında gördük.  Bu olaylar ilk çıktığında, sanki muhalefet her şeyi kontrol edecek çizgiye gelmiş ve protestolar 48 saat daha sürse iktidar devrilecekmiş gibi bir hava veriyordu. (Buna saf saf inananlar vardı yaaa!...) Bir süre, sokak dahil her yer hareketleniyor... Ekranlar hareketleniyor... Gazete sayfaları hareketleniyor... Sosyal medya hareketleniyor... “İşte şimdi iktidar gidici” havası verenler, havalandıkça havalanıyorlar.

Ammaaaa....

İşin gazı kaçıp, hareketli günlerde edilen laflar, (“Yenilen hurmalar” mı deseydik?) iktidar tarafından hergün işlenip işlenip kamuoyuna sunulunca başbakan muhalefetin verdiği pası, gole çevirecek oyunu kurmuş oluyor. Hareketli günler en fazla bir kaç hafta sürüyor ama iktidarın bunu kullanması 2-3 aya yayılıyor. Yani iktidar 2-3 aylık malzemeyi bir olaydan çıkarıyor ve kendi tabanını canlı tutmak amacıyla bu olayları bir manivela olarak kullanıyor.

Muhalefetin en çok konuştuğu günler, muhalefet dışında gelişen olayların vuku bulduğu günler oluyor.  Gezi olayları da, 17 ve 25 Aralık da muhalefetin bilinçli bir şekilde organize ettiği olaylar değildi; sabotaj değilse, Soma faciası bir doğal âfet.

Yani muhalefet, kendi gücünü gösterecek bir bilgi bombardumanı ve olay gerçekleştiremiyor. Varsa yoksa hazıra konma.  

Gençler gezi olaylarını başlatmasaydı, paraleller de 17 Aralık ve 25 Aralık darbe teşebbüslerini gerçekleştirmeselerdi, bizim muhalefet 1 yıldan beri konuşacak hiç bir şey bulamayacaktı. İşte şimdi de öyle. Soma faciası olmasaydı, bugünlerde muhalefetin ağzından lafı kerpetenle alacaktık.  Gerçi muhalefetin ağzından laf almaya almaya gerek var mı onu da tam kestiremiyor Türkiye. Bunlar konuşsa da bir işe yaramıyor, konuşmasa da...

Soma faciasında, “laf ola torba dola” cinsinden iktidar suçlamaları dışında muhalefetten ciddi bir laf duydunuz mu?  Hangi teknik tedbiri, hangi kurtarma stratejisini, hangi acil durum değerlendirmesini gördünüz muhalefetin? Onların işi gücü, “olumsuz bişi olsa da iktidara yüklensek” stratejisinden başka bir şey olmadığı için,seçimlerde nal topluyor.

Sen ciddi ve donamımlı bir muhalefetsen, söyle tekliflerini, geçirt uygulamaya!... İktidara, iş nasıl yapılırmış, fikir nasıl üretilirmiş göster. Ama yoook!... Olmaz!... Çünkü bizim muhalefetin zorunlu hareket diye bir derdi yok; o varsa yoksa artistik hareketler yapacak. Ama şunu unutuyor; zorunlu hareketleri yapmayana artistik hareketlerden dolayı puan vermezler.

301 can gitti... 301 ocağa ateş düştü... Hadi diyelim ki, bu kadar ölüm, iktidarın beceriksizliğinden kaynaklandı. Be birader, sen de 1 canının bile kurtulması için kılını kıpırdatmadın; tam tersi canları kurtarmaya çalışanların elini ayağını bağlamaya kalktın. İktidar bir yandan canları kurtarmaya çalışırken, bir yandan da sizlerle uğraştı.... Sonunda “Ak Parti’ye oy verdiler; müstehaktır” çizgisine getirip başbakanın ayağına güzel bir pas verdiniz ve başınıza belayı kendi ellerinizle sardınız.

Maden şehitlerine rahmet, yakınlarına baş sağlığı; muhalefete de iz’an diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi