Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kafalar değişmeden yasalar fazla işe yaramaz

Kafalar değişmeden yasalar fazla işe yaramaz

Sıkça canımızı yakan iş kazalarına karşı açıklanan iş güvenliği paketi yeni önlemler getirmekten çok cezaların ağırlaştırılmasını öngörüyor. Özellikle madende çalışanlara özel hayat sigortası yaptırılma zorunluluğu, kazalarda kusurlu işverene 2 yıl kamu ihalelerine girme yasağı, 2 milyon 700 bin çalışana mesleki yeterlilik kursu, denetimlerde tespit edilen eksikler sebebiyle üretimi durdurulan ocakların çalıştırılması durumunda meydana gelecek kazalarında ölüm olmasa bile cezalar artırılıyor. Verilen cezaların ertelenmesine son veriliyor. Daha benzer tedbirler sıralanıyor. Kısacası hazırlanan paket iş kazalarını en aza indirmeyi öngörüyor. Bu noktada böyle bir paketin hazırlanması için Soma ve Ermenek’teki kazaların olması mı gerekiyordu? diye sormamak mümkün değil. Her iş yerinin kendi şartlarına uygun iş güvenliği tedbirleri bilinmiyor değildi. Çünkü çalışma hayatında kazalar sadece ülkemizde meydana gelmiyor ve bu hususta dünyada tedbirler konusunda bir bilgi birikimi söz konusu. Tüm bunlara rağmen Başbakan Davutoğlu’nun, “Bizim için bir canın güvenliği milyarlarca dolar gelirden daha önemli” yaklaşımını alkışlıyoruz ama, şimdiye kadar bırakın milyarlarca dolar kaybı göze alabilmeyi küçük bir maden ocağında biraz daha fazla kazanmak için pek çok işverenin birtakım harcama yaparak alınabilecek önlemleri almadığını da biliyoruz. Kaldı ki, Başbakan’ın alınan tedbirlerin milyarlarca dolarlık ithalat yapmak zorunda kalınsa bile uygulamanın devam edeceğini söylemesi bile sanıldığı kadar kolay olmaz. Bunun yanında insanımızın, `Bana bir şey olmaz’ anlayışından kendini kurtaramadığını unutmamak gerekiyor. Elbette her türlü tedbirin alınması, bu tedbirlerin uygulanmasını devletin ciddiyetle takip etmesi, gerekli tedbirleri almayanların yakasına yapışılması gerekiyor. Bu da devletin asli görevleri arasında.
Bu noktada iş güvenliği paketinin iktidar yanlısı medyada `devrim’ ve  ’reform’ olarak sunulmasını toplum olarak meseleleri abartmada ne noktada bulunduğumuzu göstermesi bakımından dikkat çekiciydi. Çünkü her yeni düzenleme ya reform ya da devrim olarak nitelendiriliyor. Yıllar önce alınması gereken önlemler alınmayıp, binlerce insanımız kaybettikten sonra harekete geçilmiş olmasının devrimle bir alakası olmadığını düşünüyorum. Bunu söylerken iş kazalarının önlenmesinde ortaya çıkan yetersizliğin sadece AK Parti iktidarı ile ilgili olmadığını, yıllara dayanan eksik ve yanlışların bugüne yansıması olduğunu görmek gerekiyor. Kısacası, sadece iş kazalarını önleme hususunda değil hayatın her alanındaki yasal düzenlemeler ne kadar gerekliyse zihniyet değişikliği de en az onun kadar önemlidir. Söz gelimi aile içi şiddeti önlemek için atılmış adımlar ve yapılan yasal düzenlemelerin istenen sonucu vermediğini görüyoruz.
İş güvenliğinin sağlanması hususunda yeni düzenleme ile yaklaşık 3 milyon çalışanın mesleki eğitimden geçirilmesi öngörülüyor. Bu husus ne ölçüde uygulanabilecek bunu zaman gösterecek. Ancak, pek çok paragöz bu alanda hemen devreye girecek ya yeterli kurs verilmeden verilmiş gibi belli bir ücret karşılığında belgeler dağıtılacak, murat edilen maksat hâsıl olmayacaktır. Kısacası, toplumun, çocukluk yıllarından itibaren bazı değerleri ve davranış biçimlerini içselleştirmesi gerekiyor. Eğer bu içselleştirme sağlanmamış, insanımız minarenin tepesinde elinde balyoz çalışmayı marifet sayıyorsa yapılacak düzenlemeyi ister devrim, ister reform olarak nitelendirin istenen sonucu almak çok zordur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi