Tuğba Akbey İnan

Tuğba Akbey İnan

İlk yazı… Hayal… Çocukluk...

İlk yazı… Hayal… Çocukluk...

Çocukken bir gazetede köşe yazmayı hayal ettiğimi ilk yazıya nasıl başlamalıyım sorusunu düşünürken anımsadım. Hatta konuyu bile netleştirmiştim kafamda. İçinden köşeli deyimler geçen cümleler kurmayı hayal ediyordum, ironik de olurdu hem. Bir köşe kapmışken ve hayatımın köşe taşlarından söz ederken , bir köşeye kurulmuş bu yazıyı okuyan insanları zevkten dört köşe olmuş hayal edecek , tabi ben de köşe bucak kaçacaktım , heyecandan .

İşin latifesi bir yana şimdi üstlendiğim tüm rollerin hayal kurmaktan yorulmayan  küçük bir çocuğun dua ediş biçimi olduğunu farkediyorum.  Allah’ın içimize koyduğu o mücevheri keşfetme macerası aynı zamanda. Bazen dokunan bir elle , kendini ortaya çıkartan, bazen kazıya kazıya ortaya çıkan…

Kızlarımı kucağıma aldığım o ilk anın heyecanıyla yazıyorum bu yazıyı. Aynı zamanda büyük bir merak duygusuyla…Çıktığımız bu yolculuğun bana neler öğreteceğini, neler katacağını ve neleri değiştireceğini çok merak ediyorum.

Altı yıl önce küçük bir çocuğun hayatımda bu kadar büyük değişime sebep olacağını bilmiyordum çünkü. Onun öğreticisi sanıyordum kendimi.  Oysa yaşadıklarımdan, okuduklarımdan ve içe yönelişlerimden sonra aslında öğrenenin kendim, öğretenin de çocuklar olduğunu farkettim. Öğrendilerim bitmiş değil elbette…Hala öğreniyorum ve hala cümlelerin ağırlığını taşıyorum kalbimde…

Çocukların anne ve babalarının kalplerini göğüslerinden çıkarıp temizlediğine inandım hep. Ne zaman kirlendiğimi düşünsem bu masumiyetle temizlenmeye çalıştım tüm zaaflarıma rağmen. Üstelik yalnızca kendi çocuklarımın değil ,yüreğine dokunabildiğim pek çok çocuğun hikayesinin parçası olmaya çalışıyorum. Masumiyetleri , espri anlayışları, hayalleri, bize bakışları, duygularını anlatış biçimleri , göz yaşları ve cümleleri çok şey öğretiyor bana.

Çocuklar insanın kendini keşfetmesi için büyük fırsat aynı zamanda. Bu ülkedeki pek çok insanın çocukluğunu değil, çocuk olmayı unutmasından kaynaklandığını düşünüyorum yaşanan pek çok sıkıntının. Herkes büyük bir mutlulukla hatırladığı çocukluğunun , çocuk yanlarını es geçiyor . Belki de çocukluğunu büyük mutlulukla hatırlayan pek çok kişi , kendi çocuk haline tahammül edemeyecek şimdiki zamanda.

Burda, bu satırlarla , çocukları eğitmek üzerine bina edilmiş cümlelerden yorulmuş olanlarla, çocuklardan eğitilmeye gönüllü olanlarla buluşmak niyetim. Uzun soluklu insan ömründe , şimdiki zamana sığdırılmayacak , şimdiki zamanla değerlendirilmeyecek uzun bir yolculuk çünkü çocukluk. Bir cümlenin iç dünyamızda oluşturduğu anlamlardan, hayal ettiğimiz anne babalıktan ve çözümlerden söz etmek niyetindeyim.

Kendi hikayesinde anne olduktan sonra keşfettiği yanların başka hikayelerle de buluşacağına inanan biri olarak , Hakk’ı ve sabrı tavsiye edenlerden olmak duasını taşıyorum her bir cümlemde…
Yepyeni hayallerle ve heyecanlarla yayın hayatına başlayan bir gazetede olmaktan mutluyum. Uzun soluklu, faydalı ve farklı olması en büyük duam. Birbirimizin hayallerine ve heyecanlarına denk düşen yanlarımız uzun zaman devam etsin inşallah.

Klasik olacak belki ama ilk yazılar, başlangıçlar en zoru. Yol yola çıkmayanlar için uzun ve engebeli nihayetinde. Ben de günlerce düşündüm, yazdım sildim, olmayacak galiba dedim . 
Sonra hayalle başlayan çocukluk dualarının gücüne sığındım. Üstlendiğim tüm roller çocuk kalbimin duasıydı nihayetinde. 

Hayal kurmaktan yorulmayan,  çocuk olmayı unutmayan ve çocuklardan öğreneceği çok şey olduğunu düşünenler bir kez daha hoş geldiler köşeme… Her hafta aynı yerde buluşabilmek duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Tuğba Akbey İnan Arşivi