Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yolsuzluk mu dediniz..

Yolsuzluk mu dediniz..

Son günlerde hükümet son derece önemli iki düzenleme yaptı. Her iki düzenleme de yolsuzluk ve rüşveti önleme konusunda son derece hayati öneme sahip iki düzenleme idi.. Ama nedense, sözde yolsuzluklardan şikâyet edenler, hemen hemen hiç bu konuya değinmediler.

Dertleri üzüm yemek değilmiş anlaşılan. Dertleri bağcıyı dövmekmiş.

Hani yolsuzluklara karşı idiniz. Şimdi niye sustunuz. Tamam  suçlular cezalandırılsın da, asıl önemli olan o yolsuzlukların tekrarlanmaması değil mi.

Sahi bu yolsuzluklardan söz edenler bugüne kadar yolsuzlukların önlenmesi için ne yaptılar, ne teklif ettiler! Sadece şikayet ettiler.

Hani derler ya “karanlığa küfretmeyi bırak da, kalk Allah aşkına bir mum yak.” Sanki “yolsuzluk olsun da biz havamızı bulalım, bize gün doğsun” der gibiler.

Bunlara hatırlatmak gerek, “gözünüzdeki merteği çıkarmadan başkasının gözünde çöp aramayın”.

Hükümetin sessiz sedasız uygulamaya koyduğu iki düzenleme var. Bir, bürokrasi azaltılıyor, gereksiz, anlamsız kırtasiyeye son. Vatandaşın beyanı esas alınacak. Bir diğer düzenleme ise ihaleler ve işlemler şeffaf ve açık bir şekilde olacak.

Bu arada gazetemizde geçtiğimiz günlerde Zirve Üniversitesi ile ilgili olarak bir haber çıktı. Metrekaresi 6.19 TL’ye satın alınan arsada, metrekare fiyatı 2 bin ile 4 bin lira arasında değişen fiyatlarla satılan 4000’e yakın daire yapılmış ve satışa sunulmuş. Hazine ve belediye kaynaklarından aktarılan bir kaynak sözkonusu..

Bu cemaat denilen yapının dolar olarak yüz milyarlarla ifade edilen bütçesinden, yatırımlarından söz ediliyor.. Türkiye’de bu sermayeye sahip olan hangi holding var.. Devlet dışında bu güce kim sahip.. Peki bunlar bu güce nasıl ulaştılar ve bu servet kimin üzerinde kayıtlı.

Yeni öğrendim, rahmetli dayım da bunlara yardım etmiş. Bağışlanan arazi bir başkasının adına tapulanmış. Bunun nasıl olduğunu araştırmışlar, meğerse bu gayrimenkullerin büyük bir kısmı şahıslara temlik edilmiş. Yani “alyans evleri”ne dönmüş himmetler..

Hazine arazileri, belediye kaynakları hoyratça yağmalanmış.. Aynı projede, şirket, dernek isimleri değiştirilip, tekrar tekrar kaynaklar aktarılmış ve birkaç bölgede yapılan faaliyetler, farklı fonlar için operasyon olarak gösterilmiş.

Bu mu dürüstlük. Anlaşılan paraları ayakkabı kutularına sığdıramadıkları için, paraları polis araçları, resmi araçlarla taşımışlar..

AK Parti içindeki en büyük yolsuzluk bu paralel örgüt içinde gerçekleşmiş olabilir.. Bu konudaki çalışmalar tamamlandığında bakalım paralelciler ne yapacak.

Bu zalimler, Türkiye’yi terör ile ilişkilendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.. yine bu zalimler, Türkiye’yi kara para aklanan ülke ilan etmek için de yine aynı çaba içindeler..

Paralelcilerin iddiaları tek tek bir bumerang gibi dönüp kendilerini vuruyor.

Artık hoşgörü ve diyalogdan pek söz etmiyorlar.. Balyoz ve Ergenekon davası, Tahşiye davası, dinleme davasının paralel yapının nasıl bir düzen oluşturmaya çalışığının çok açık bir kanıtı. Bu mu hayallerindeki Türkiye.. Daha iktidarı meşru yoldan ele almadan bunlar oluyorsa, gerçekten devlet kurumlarına doğrudan sahip olsalardı ne yaparlardı acaba..

Geçen gün Başbuğ, kozmik oda olayı, daha doğrusu Arınç suikastı ile ilgili ilginç açıklamalarda bulundu..

Sahi, Başbuğ niçin bugüne kadar sustu. Neden hâlâ gerçeği bütünü ile ortaya koymuyor, bildiklerini savcılığa bildirmiyor.. Bu olayın arkasında kim vardı, hedef neydi.. Ne derin yapı, ne de paralelciler gerçeği söylememek konusunda kararlı. Yargı ise derin sessizliğini sürdürüyor.

Evet, tekrar başa dönmek gerekirse, yolsuzluk konusunda mangalda kül bırakmayan CHP ve paralelciler bu düzenlemeler konusunda neden sessizler.. Ya da yolsuzlukları önlemek için daha başka ne yapılabilir ya da daha iyi bir denetim için ne yapmak gerekir. CHP ve paralelcilerin söyleyecek sözleri var mı?

CHP’liler sızdırıyor, CHP’liler açıklıyor, nerede kimin yakını işe alınmış.

Evet işi ehline verelim. Yanlış, hukuksuz olan işleme karşı çıkalım, ama milletvekilinin oğlu hiçbir kamu kuruluşunda görev alamaz değil.

Bu konuda CHP’liler daha masum değil. Moğultay’ın ya da Kılıçdaroğlu’nun geçmişte yaptıklarını bilmiyor değiliz. Elbette CHP’lilerin yanlış yapması başkalarının aynı yanlışı yapmasının bahanesi / gerekçesi olamaz. Hele bu konuda paralelcilerin hiç tutar tarafı yok.. Sınav sorularının sonuçlarını kim çaldı? Kimler nasıl işe alındı? Kimlerin sicilleri ile oynanıp, alttan gelenlerin yükselmesi sağlandı?

Neyse, durum bu. Bugün de bu çifte standarta dikkat çekmek istedim. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
19 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi