Ahmet Türk

Ahmet Türk

Şah – Fırat

Şah – Fırat

Gü­ya Su­ri­ye kri­zi­ni yö­ne­ten ve kon­so­li­de eden ül­key­dik. La­kin ge­li­nen aşa­ma­da, tu­haf­lık­lar man­zu­me­si­ne dö­nü­şen is­ti­ka­met­siz po­li­ti­ka­lar ne­de­niy­le, ta­ri­he ikin­ci bir “I­rak va­ka­sı­” ola­rak ge­çe­cek olan bu kri­zin bir par­ça­sı ve Su­ri­ye­’den son­ra en ağır be­del­le­ri öde­yen ül­ke ha­li­ne gel­dik! 

Su­ri­ye çal­kan­tı­sı­nın Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan çok kö­tü yö­ne­til­me­si­nin en so­mut ala­me­ti ise PKK ve Peş­mer­ge­nin “kır­mı­zı çiz­gi­le­ri­mi­zi çiğ­ne­ye­re­k” sa­ha ve böl­ge hal­kı üs­tün­de hâ­ki­mi­yet te­sis ede­rek bur­nu­mu­zun di­bin­de Ba­tı Kür­dis­ta­n’­ı kur­ma­sı­dır. Bu Tür­ki­ye açı­sın­dan baş­lı ba­şı­na bir he­zi­met­tir. Su­ri­ye­’nin ku­ze­yin­de ku­ru­lan ye­ni Kür­dis­ta­n’­ın “yük­sek risk­li­” pro­fi­li ya­nın­da şu an­da gün­de­mi iş­gal eden “Şah-Fı­rat Ope­ras­yo­nu­” ve so­nuç­la­rı­nın sö­zü bi­le edi­le­mez!

Gün­dem­de­ki “Şah-Fı­rat Ope­ras­yo­nu­” de­ğer­len­dir­me­le­ri da­ha çok Tür­ki­ye­’nin Su­ri­ye­’de­ki sem­bo­lik top­ra­ğın ve o sem­bo­lik top­ra­ğı ko­ru­yan as­ker­le­rin ha­yat­la­rı­nın öne­mi üze­rin­den de­ğer­len­di­ri­li­yor. Ben ola­ya da­ha fark­lı ba­kı­yo­rum. Ay­rı­lık­çı te­rör ör­gü­tü ile içer­de yü­rü­tü­len yan­lış mü­za­ke­re sü­re­ci­nin ne­den ol­du­ğu teh­dit ve teh­li­ke de­ğer­len­dir­me­le­ri ar­tan ku­tup­laş­ma ve kes­kin­le­şen ay­rış­ma­lar gi­bi cid­di “iç gü­ven­li­k” so­run­la­rıy­la bo­ğu­şan Tür­ki­ye­’nin; bı­ra­kın IŞİD ile sı­cak bir ça­tış­ma­ya gi­rip tür­be­yi ve as­ker­le­ri­ni Su­ri­ye içe­ri­sin­de ko­ru­ma­yı, ken­di mil­li sı­nır­la­rı­nın için­de bi­le ko­ru­ya­cak ye­te­nek­le­ri­ni kay­bet­ti­ği­ni dü­şü­nü­yor ve olan-bi­te­nin ka­mu­oyu­na yan­sı­tı­lan­lar­dan çok fark­lı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum! TBMM de “İç Gü­ven­lik Pa­ke­ti­” gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da dil­len­di­ri­len “Tür­be­nin ve per­so­ne­li­mi­zin IŞİD ta­ra­fın­dan ab­lu­ka­ya alın­dı­ğı­” id­di­ala­rı­nı ve be­ra­be­rin­de dil­len­di­ri­len “Sü­ley­man Şah Tür­be­si­’nin terk edil­me­si­” mer­kez­li IŞİD ile ye­ni bir pa­zar­lık sü­re­ci­nin baş­la­tıl­dı­ğı yö­nün­de­ki id­di­ala­rı önem­si­yo­rum.  Zi­ra 40 kü­sur as­ke­rin bu­lun­du­ğu bu me­kâ­nın bo­şal­tıl­ma­sı için, bu den­li bü­yük öl­çek­li bir ha­va des­tek­li ka­ra ha­re­kâ­tı­na ne ge­rek var­dı? Ba­sit bir nak­li­ye ope­ras­yo­nuy­la bu as­ker­ler ge­ri çe­ki­lir, çe­ki­lir­ken de tür­be im­ha edi­lir, da­ha az risk ve ma­li­yet­le ope­ras­yon ta­mam­la­nır­dı! Bay­rak dik­me at­rak­si­yon­la­rı için de da­ha afi­li baş­ka for­mül­ler dü­şü­nü­le­bi­lir­di! Ay­rı­ca, bu ope­ras­yon baş­la­ma­dan bir gün ön­ce, 17 YPG’­li­nin öl­dü­rül­dü­ğü­nü dün­ya­ya du­yu­ran ve Sü­ley­man Şah Tür­be­si­’nin çok ya­kı­nın­da ge­çi­ci ka­ra­ko­la sa­hip olan IŞİD güç­le­ri­nin; ha­va des­tek­li 39 tank, 57 zırh­lı araç, 100 araç ve 572 per­so­ne­lin var­lı­ğı­na kar­şı ni­çin mu­ka­ve­met gös­ter­me­di­ği­ni baş­ka tür­lü açık­la­ya­mı­yo­ru­m… Ma­dem TSK eli­ni ko­lu­nu sal­la­ya sa­la­ya ay­nı ko­ri­dor­dan gi­rip çı­ka­cak “em­ni­ye­t” ve “cay­dı­rı­cı­lı­ğa­” sa­hip­ti, ma­dem id­di­a edil­di­ği gi­bi IŞİD ile ye­ni bir re­hi­ne kri­zi ya­şan­ma­dı ve mü­za­ke­re sü­re­ci­ne otu­rul­ma­dı, ma­dem PYD/YPG ile de an­la­şıl­dı; o hal­de ne di­ye TSK böl­ge­de ko­nuş­la­nıp va­tan par­ça­sı sa­yı­lan var­lı­ğı­nı ko­ru­ya­cak ka­rar­lı­lık ve ira­de­yi gös­ter­me­di? 

Hü­la­sa

‘Bir ça­kıl ta­şı­na do­ku­na­maz­lar, ge­re­kir­se gi­rer mis­liy­le mu­ka­be­le ede­ri­z’ nok­ta­sın­dan “Kü­çük ve sem­bo­lik bir top­rak par­ça­sı için ge­rek­siz risk ya­ra­tıl­ma­ma­sı yö­nün­de akıl­lı­ca bir stra­te­ji­“ is­ti­ka­me­ti­ne ge­ri vi­tes ta­kan­la­rın sah­ne­le­di­ği “Şah-Fı­ra­t” oyu­nu, si­ya­si ik­ti­da­rın yü­rüt­tü­ğü kö­tü Su­ri­ye po­li­ti­ka­sı­nın en ha­fif so­nuç­la­rın­dan bi­ri­dir! Ney­miş efen­dim, Sü­ley­man Şa­h’­ın ma­ne­vi­ya­tı­nı kur­tar­mış­lar­mış..! Kay­be­di­len di­ğer ma­ne­vi­yat­lar ve na­mus­la eş de­ğer te­lak­ki edi­len ege­men­lik hak­la­rı­mız ne ola­cak?

Ha­ni, “ta­rih de­ğil, ha­ta­lar te­ker­rür ede­r” der­ler ya­… İş­te geç­miş­te ben­zer ha­ta­la­rın ya­şan­dı­ğı dö­nem­ler­de Zi­ya Pa­şa­’nın ka­le­me al­dı­ğı müt­hiş bir be­yit, ge­nel­de Su­ri­ye po­li­ti­ka­la­rı­mız özel­de ise “Şah –Fı­rat Ope­ras­yo­nu­” ile ala­ka­lı du­ru­mu­mu­zu ek­sik­siz izah edi­yor: “Ey­vah bu bâ­zî­çe­de biz­ler yi­ne yan­dık/ Zî­ra ki zi­yan or­ta­da bil­mem ne ka­zan­dık.” (Ey­vah bu oyun­da yi­ne biz yan­dık, çün­kü ka­yıp­lar or­ta­da, bil­mem ne ka­zan­dık?)

Tam ye­ri­ne denk gel­di! “Şah-Fı­rat Ope­ras­yo­nu za­fer mi? He­zi­met mi?” tar­tış­ma­la­rı­na da si­ya­si bir fık­ra ile an­la­tıp ta­ra­fı­mız­ca nok­ta ko­ya­lım:

Na­pol­yon Bo­na­part tek­rar dün­ya­ya gel­miş, baş­kan Oba­ma ile bu­luş­muş­lar. Na­pol­yon “Sa­yın baş­kan, siz­de­ki mu­az­zam si­lah gü­cü ben­de ol­sa Wa­ter­lo­o’­da ye­nil­mez­di­m” de­miş. Na­pol­yon da­ha son­ra Krem­li­n’­e da­vet edil­miş. Rus­ya li­de­riy­le gö­rü­şür­ken “Sa­yın Pu­tin si­zin eli­niz­de­ki gi­bi bir giz­li ser­vis ben­de ol­say­dı Wa­ter­lo­o Sa­va­şı­‘nı kay­bet­mez­di­m” di­ye ko­nuş­muş. Da­ha son­ra Na­pol­yon An­ka­ra­’da Cum­hur­baş­ka­nı Er­do­ğa­n’­la bir ara­ya gel­miş. De­miş ki “Tay­yip bey, siz­de­ki gi­bi bir Med­ya ben­de ol­say­dı Wa­ter­lo­o Sa­va­şı­‘nı kay­bet­ti­ği­mi kim­se duy­maz­dı..!”

 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ahmet Türk Arşivi