Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Ramazan Ercan Bitikçioğlu

Katil Başörtülü...

Katil Başörtülü...

Mevlâna hazretleri (kuddise sırruh) ne güzel demiş...

Kâmil odur ki; koya dünyada bir eser,

Eseri olmayanın yerinde yeller eser...

Bir siyasi iktidarın bırakacağı en kalıcı ve en kaliteli eser ahlâk ve seciye sahibi yeni nesillerdir. Gerisi gerisi lâf u güzaftır.

AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Avukat Özlem Zengin, «Gezi» olayları sırasında Kabataş'ta yaşanan saldırı olayını A Haber'e değerlendirirken kendisinin de tacize uğradığını, Berkin Elvan için eylem yapanların sadece başörtülü olduğu için kendisine «katil» diye bağırdıklarını anlatıyor..

Anlattıkları insanın kanını donduruyor..

"Bir sürü kadın tacize uğradı, arabasının içinde başını açmaya zorlandı arabası sallanarak Bağdat Caddesi'nde. Arabasının içinde bebeği varken… Bunu yapanlar kadınlardı. Zaten tuhaftır başörtüsüne düşman olanlar daha çok kadınlar. Kadınlar kadınlara şiddet uyguluyor, inanılır gibi değil. Bir sürü insan mağdur oldu."

Özlem hanıma hak veriyorum. Bizim de başımıza bir benzeri geldi.. GATA'da hanımın kolunun tedavisi için sıra bekliyoruz Ortopedi servisindeyiz.. Yanımıza oturan yaşlıca bir bayan "geçmiş olsun, ne oldu?" falan gibi bir iki kelâmdan sonra başladı abuk sabuk konuşmaya..

Bizimki başörtülü ya.. Ufaktan ufaktan girdi konuya.. "Bu kara çarşaflılar hep o baştaki p....gin yüzünden böyle çoğaldılar.. Askerî hastanenin bahçesinde dolaşıyorlar, görünce öldüresim geliyor.."

Hak etmiyordu ama yine de «hanımefendi» diyerek sözünü kestim.. Devam etmesine izin versem, cumhurbaşkanından başladı, bütün kabineyi «sin kaf»layacaktı karı...

"Hanımefendi" dedim... "Çarşaflar sadece kara renkli değildir, lacivart, mavi, koyu yeşil ya da desenli kumaşlardan türlü şekillerde ve renklerde çarşaf vardır. Kaldı ki kara çarşaflı da olsalar, tamamen tesettürsüz de olsalar bütün kadınlarımız hürmete layıktır, bakınız şu çirkin sözlerinize karşılık size bile «hanımefendi» diye hitap ediyorum bu yüzden...

Ve o hakaret ettiğiniz baştaki insan yani sayın Recep Tayyip Erdoğan da ismi gibi temiz bir insandır, bu milletin çoğunluğu bu kanaattedir, sizler azınlıksınız.. Ve ettiğiniz hakareti onun adına size iade ediyorum.. Ayrıca bu yaptığınız suçtur, şikayet etsem biliyorum ki inkâr edeceksiniz ama fazla ileri gitmeyin artık.. Hem bakarsınız çarşaflıları öldürme öfkesiyle size bir haller olur, aniden siz ölürsünüz..."

Bu yaşlı kadın gibi yüzlerce, binlerce var... Verdiğim cevabı hazmedemedi, yanımızdan kalkıp defolup gitti. Arkasından yüzüne söyleyemediğim sözü söyledim: «Pis cadaloz, rezil karı..»

Evet, Özlem hanım çok haklı, sanıldığının aksine, «başörtü düşmanı» kadın sayısı, «başörtü düşmanı» erkek sayısından çok ama çok fazla.. Bendenizin şahsî tesbiti de bu yöndedir. Ve sosyologlar bunun tahlilini yapmalıdır. Neden böyledir acaba?

Araştırmacılara katkısı olabilir mi bilmiyorum birkaç şey var kafamda..

Gördüğüm kadarıyla günümüzde kadınların edebsizliği giderek artıyor... Tesettür düşmanı, köktencehapeli, Atatürk illetli tipleri geçtim... Bizimkiler de bozuldukça bozuldular.. Müslüman kadın ve kızlardaki bozulma öbürlerini çoktan solladı...

Bağlı eşşeği salarsan bağsızı geçermiş... Rahmetli ninem çok söylerdi bunu...

Şu «Süslüman» tipler, yani fingirdek sözde başörtülü yosmalar iddiamızın en bariz delilidir.. Edeb sahibi bir Müslüman kız asla altına tayt yahut mini etek giyip kıçını gösterdikten sonra başına başörtü takamaz..

Zaten bu tipleri inceleyiniz, ağızlarında sakız cak cak.. Ellerinde akılsızlaştıran cep telefonu, gözleri fıldır fıldır «erkek arama radarı» gibi dönüp durmaktadır...

Oysa kadın demek iffet demektir. «Dişi köpek kuyruğunu sallamadan erkek köpek peşinden gitmez» demiş atalarımız. Ne hikmetli söz... Şerhini (açıklamasını) en kısa yoldan yapayım: Bir toplumun ahlâkını bozan önce kadınlardır.

Kur’ân'da Yusuf (a.s) kıssası anlatılır. Züleyha çok güzel bir kadın. Büyüleyici bir dişiliği var. Yusuf (a.s) desen tam bir erkek güzeli. O kadar ki Züleyha gibi zengin ve asil bir güzellik dahi önünde çözülüyor... Yusuf'u (a.s) elde etmek istiyor. Allah'ın peygamberi elbette çekiniyor, Allah korkusu ile kalbi ürperiyor ama... Neticede o da bir insan...

Kur’ân hadiseyi şöyle anlatır: "Onun bulunduğu evdeki (kadın) onun nefsinden murad almak istedi, kapıları sımsıkı kapadı ve: «Sana söylüyorum, beri gel» dedi. O ise: «Allaha sığınırım, doğrusu o benim efendimdir. O, bana güzel bir mevki vermişdir. Hakıykat şudur ki zaalimler asla felah bulmaz» dedi. (23) O (kadın), andolsun ona niyyeti kurmuştu. Eğer Rabbinin bürhanını görmemiş olsaydı (belki Yuusuf da) onu kasd etmiş gitmişdi. İşte biz ondan fenalığı ve fuhşu bertaraf edelim diye böyle (bürhân gönderdik). Çünkü o, (taatde) ıhlâsa erdirilmiş kullarımızdandı. (24) (Yusuf Sûresi)

Kadının yeri muhaddere (hürmet) makamıdır. Bu zirve makamdan mübtezel (ortalık malı) derekesine kendi iradesi ile düşen bir kadından korkmak lazımdır...

Muhterem okurlarım, Ak Parti iktidarında elbette çok güzel şeyler oldu. 12 yılda yüz yılın tahribatını ortadan kaldırmaya çalıştılar. Kolay iş değil.. Hele kadrolarınız yetişmemişse.. Her sahada üstün, vasıflı elemanlarınız yoksa.. Batı ile kavgayı yumuşatmak istiyor, bu nedenle AB'ye ille de girmek istiyorsanız.. Bütün bu ahval ve şerait altında taviz üzerine taviz verir, bağları çözer de çözersiniz...

Herkes Allah'ın hudutlarını çiğnemeyen Yusuf değil. Herkes Rabia da değil. Günah, haram, helâl, mübah, mekruh... Bütün  kavramlar altüst olursa insanlar şaşırır kalırlar.

Bakın önümüzde Genel seçim var. Aday adayları nasıl da cingözce hazırlanıyorlar. Kapı kapı dolaşıp şirinlikler yapanlar mı, tanıtım afişi dağıtanlar mı, internette her gün on defa fotoğrafını koyup vaadlerde bulunanlar mı ararsınız? Her tip var.. Bunlara Allah için, şu gayretin onda birini yaptırabilirseniz, o gün bütün rezillikler sona erer. Adam kendi ikbalini düşünüyor da ülkenin ikbal ve istikbâli umurunda değil.

Para için, şöhret için, makam için yanan yürekler, Allah için, sadece Allah için çarpan hamiyyetli yürekler haline gelmedikçe, izmihlâlin önüne geçilemez. Para pul olur, bereket garba, şimâle, cenûb ellerine sökûn eder, bin parçaya ayrılırız, rüzgarımız gider, devletimiz batar. Muhafazallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Ercan Bitikçioğlu Arşivi