Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ne olacak şimdi

Ne olacak şimdi

Hay Allah! İşe bakar mısınız, tartışma bir anda nerelere uzandı.

Erdoğan’ın açıklamalarına Arınç’ın yorumu, derken Gökçek’in twiti, Arınç’tan Gökçek’e cevap.

Bu tartışma burada bitmeyeceğe benziyor. Ama hemen söyleyeyim, bu tartışma birilerinin umud ettiği gibi parti içinde krize sebeb olmaz.

Sondan başlarsak, Gökçek topa yanlış zamanda, yanlış yerden girdi. Kabak onun başına patlayacak gibi. Tosya’ya pirince gidiyorken, evdeki bulgurdan olacak.. Seçime giderken kimse parti içinde kriz istemiyor. Ha! Bu arada parti içinde paralel yapı tartışması daha da alevlenecek.. Paralelciler bu işten zarar görecek.

Gökçek, Arınç’ın Erdoğan’ın açıklamasına ilişkin açıklamasını eleştirirken, kendi nerede durdu? Hatta işi daha da ileri götürmedi mi? Arınç hâlâ  kabinede yer alan bir bakan ve hükümet sözcüsü. AK Parti’nin kurucularından ve en önemli 3 isminden biri. Paralel yapı ve hükümet tercihinde, olaylar patladığı günden bu yana belli..

Öte yandan, Arınç Erdoğan’ı üslub yönünden eleştirirken, eleştirdiği üslubla cevab vermesi kendi içinde bir çelişki oluşturuyor..

Erdoğan’ın kişiliği, üslubu belli.. “One minute” derken de “Dünya 5’den büyük” derken de aynı yerde duruyordu. Cumhurbaşkanı olmadan önce de tüm yetkilerini sonuna kadar kullanacağını söyledi. Evet birileri içine sindiremese de “sınırsız yetkileri olan ve kararlarından dolayı sorumluluk yüklenemeyecek” bir cumhurbaşkanı. Kenan Evren bu yetkileri kendisi için düşünmüştü. Kime niyet, kime kısmet. Birileri “artık muhtar bile olamaz” derken Erdoğan’ın geldiği yer ortada. Birileri kıskançlığından çatlasa da bu böyle.. Birileri istemese, hoşlanmasa da Erdoğan bu çizgisinden göreceksiniz geri adım atmayacak, aksine kararlılıkla sürdürecek. Erdoğan istese de Mustafa Kemal’in ve İsmet paşanın yetkilerine sahip olamayacak. Ne “Tek adam” olabilir, ne de “Ebedi şef”. Mesela Meclis kürsüsüne çıkıp, “(Meclis’e hitaben) Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.” (1922) (Saltanatın kaldırılmasını tartışan Meclis komisyonunda yaptığı konuşma. Bu konuşmanın son cümlesini söylerken elini komisyon başkanının boynu hizasından geçirerek kafa kesme işareti yapmıştır.) Erdoğan hiçbir zaman böyle bir şey söyleyemeyecek. Bu konuşmayı merak edenler, ister internete baksınlar. İsterlerse Nutuk 2 sayfa 691’e..

Yani Kılıçdaroğlu’nun bu konuda söyleyecek sözü olamaz. Erdoğan’ın üslubuna itirazı olanlar, hemen başkanlık sistemine geçip, yetkilerinin çerçevesini çizsinler ve sorumluluklarını belirlesinler.

Ortada bir gariblik varsa, bu Erdoğan’ın üslubundan önce bu darbe anayasasının garibliğidir. Bunu da, bu anayasa değişikliğine ayak direyenler düşünsün.

Gül ya da Sezer’in bu yetkilerini kullanmamış olması, Erdoğan’ın kullanmayacağı anlamına gelmez. Bana kalırsa Erdoğan açıklamaları ile bir tartışmayı bitirmek ve bu üsluba itirazı olanlara karşı da, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” demek istedi.. Birileri bu konuyu basında polemik konusu yapmak, parti ve hükümet, muhalefet arasında tartışma-polemik konusu yapmak istiyordu, Erdoğan kendi üslubu ile buna karşı çıktı.

Bu tartışma devam etmez. Zaten şurada bir iki hafta sonra aday listeleri YSK’ya teslim edilecek ve seçim süreci başlayacak.. Herkes araziye dağılacak. Sonra seçim, yeni hükümet, güven oylaması ve ardından yeni anayasa ile birlikte başkanlık seçimi gündeme gelecek.. Bugün yaşananlar bu tartışmanın önem ve muacceliyetini de gösteriyor.. Bu noktada, bu konuyu polemik konusu yapmak isteyenlerin oyunları da bozulmuş oluyor..

Parti içinde konuşulan, ama nasıl aşılacağı merak konusu olan bir konunun bugün bu şekilde sonuçlanmış olması bakarsınız AK Parti için bir şansa dönüşebilir. 

Taraflar farklı düşünebilir. Hani katılımcı, çoğul falan diyorsunuz ya, herkes fikrini söylüyor, sonra da yola devam ediyorlar.. Herkesin her konuda anlaşmasını beklemek doğru değil.

Yeni bir durum var ve bu yaşananlar da sürpriz değil. Sakin bir denizde de yolculuk etmiyoruz.. Fırtınalı ve çalkantılı bir denizde, derin ve paralel tayfaların sabotajlarını düşünecek olursanız olacak o kadar. Birilerinin evdeki hesapları çarşıya uymayacak. Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
38 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi