Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yine özel güvenlik

Yine özel güvenlik

İçimizdeki hain kim! Evet, bugün yine özel güvenlik şirketlerinden söz edeceğim. Madem bu işe el atacaksınız, o zaman bu işi yapmadan önce vakıayı tepeden tırnağa incelemeniz gerek. Bakın hemen söyleyeyim, bu iş “Korucu” meselesinden ya da “Dershane”, “JİTEM” meselesinden daha basit bir hadise değil..

Özel güvenlik diyip geçmeyin, derin devlet de, paralel devlet de, MAFİA’da, yabancı istihbarat örgütleri de işin içinde. Bakın bakalım bu piyasada kimin eli kimin cebinde. Mesela MOSSAD  bu işin neresinde..

Blackwater, paralı asker (lejyon) işine de bakalım bu arada. Nasıl oluyorsa herkes bu memlekette şöyle ya da böyle her işi yapıyor, ama ASDER bir türlü SADAT’ı hayata geçiremiyor. Emekli istihbaratçı, asker ve polislerimizi dost ve kardeş ülkelere danışman olarak getiremiyoruz, onların eğitimi için burada kamplar kuramıyoruz, onlarla ortak ARGE projeleri uygulayamıyoruz. Evet, def-i mazarrat celbi menafiden evladır ama, bir yanlışı reddederken yerine doğru olanı koymazsanız başka bir yanlış gelir.

Hatırlayın, Danıştay saldırısında kameralar çalışmıyordu. Danıştay’ın özel güvenlik şirketi OYAK’ındı.

Mafia babalarının, ya da örtülü KİT hükmündeki, kayıtdışı siyasetin, yani derin devletin şirketlerinin güvenliğini kim sağlıyor. Yabancı şirketlerin güvenliğini kim sağlıyor.. Bunlar sadece güvenlik şirketi mi?

Örtülü, bazı kötü örnekler itibari ile kayıtlı gibi gözüken, kayıtdışı bir silahlı güçten söz ediyoruz..

Bu arada işini namusu ile yapan da var elbette. Bu yapıları bir paravan olarak kullanan da var.. Kuruyu yaşı ayırmak gerek önce.

İster doğru düzgün çalışsınlar ister ipin ucu MOSSAD’a çıksın, bakın bakalım, bunların güvenlik donanım ve yazılımlarını kim veriyor, bakımını kim yapıyor ve bu işlerin başındaki kişiler nerede kimden eğitim alıyor ve istihdam ediliyorlar.. Dürüst çalışanlar yazılımlarını, donanımlarını kimden alıyor, bakımını kim yapıyor, elemanı  nerden alıyor. İlgili insan kaynakları şirketi hangisi aceba..

Paralel yapı ve derin devleti öncelikle incelemeniz gerek. Sonra İsrail’in izini sürün. Almanya, İngiltere, ABD, Fransa, İtalya.. Herkes var.. Rusya.. İsrail sadece İsrail pasaportu ile gelmiyor, saydığım ülkelerin pasaportu ile de geliyorlar.. Onların şirketlerinin içinde de uzman olarak geliyorlar, HW, SW olarak elleri işin içinde.

Kameraları, izleme sensörleri, raporlama, arşivleme, yorumlama, analiz etme, her şey bu yapı tarafından kontrol ediliyor.. Birçok açık alan ve kapalı mekan kablolama, fiber optic altyapı çalışması, kamera sistemleri, bunların bağlı olduğu serverlerin yönetimi, wireless sistemler, up link bağlantıları, internet bağlantıları, bilgi güvenliği bu yapıların gözetiminde..

Bana kalırsa bu bilgiler en az kamu bilgileri kadar önemli.. Bu bilgiler gereğinde stratejik nitelikli bir kozmik bilgiye dönüştürülebilir..

Hastahaneler, bankalar, firmalar, meslek odaları, üniversiteler, yerel yönetimler, özel güvenlik elemanlarının çalıştığı her yer, mahkeme binaları hep gözetim altında. Uydudan izleniyorsunuz, kamera ile izleniyorsunuz, GPS ile izleniyorsunuz..

İşin fecaat yanı ne biliyor musunuz, bilgiler, sıradan insanların elinde ve güvensiz bir biçimde arşivleniyor.. Ne yazık ki, bizim hâlâ milli bir güvenlik yazılımımız ve milli bilgi bankamız yok.. Kamuda bilgi işlemdeki personeliniz ne kadar güvenli, serverleriniz ne kadar güvenli.. Yazılımlarınız, ana kartlarınız, HD’leriniz ne kadar güvenli.. Bu işin yapılmasını geciktiren hain kim? Kim neden oyalıyor bu işi? İktidarın içindeki AKP’liler, paralelciler, ağaç kurtları, derin adamlar olmasın sakın. Sadece küçük çıkar hesapları ile açıklanamaz bu ihanet..

Unutmayalım, sadece yaptıklarımızın değil, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın da hesabını vereceğiz. Hem bu dünyada, hem de ahirette!

10 yıldır bu işin sorumlusu olan herkese bunu anlatmaktan dilimde tüy bitti.. Erol Kaya bilir bu konuyu.. Ama olmayınca olmuyor. Sonuçta her şeyin bir vadesi var.. Madem bıçak kemiğe dayandı, o zaman kibriti gözümüze çok yaklaştırarak arkasındaki ormanı görmezden gelmeyelim. 2023’ü NDB/MBB ile taçlandıralım. Başbakan Davudoğlu’nu görebilsem ona da seçim beyannamesine bu konuyu koymasını söyleyeceğim ama göremiyorum ki.. Herkes çok meşgul. Günün meşgalesi bazan ufkunu karartıyor insanın. Danışmanlar da pencerenin camını silmek yerine majestelerinin gözlüğünün camı ile meşgul. Zaten onların çoğunun da “eli ayağı boş değil, tuttukları iş değil.” Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi