Elif Nisa

Elif Nisa

Hedef Gösterme

Hedef Gösterme

Darwinizm ve materyalist ideoloji hakkında bilgi sahibi olmayan insanlar, bu görüşlerin içerdiği tehlikenin farkında olamayabilirler. Darwinizm'in sosyal ve ahlaki yönden getirdiği büyük felaketleri bilmedikleri için de yapılan fikir mücadelesinin ne kadar hayati olduğunu anlamayabilirler. Ortaya çıktığı dönemde de insanların birçoğu evrim teorisinin iddialarının sonuçlarını tahmin edememişti.

Ancak 20. yüzyılda bu, çok acı deneyimlerle yaşandı. İnsanların gelişmiş birer hayvan olduğunu düşünenler, zayıf olanları ezerek yükselmekten, hasta ve güçsüz olanları bir şekilde ortadan kaldırmaktan, farklı ve aşağı gördükleri ırkları yok etmek için katliamlar yapmaktan çekinmediler.

Allah'ın varlığını ve insanların Allah'a karşı sorumlu olduğu gerçeğini reddeden Darwinizm, insanlara kör rastlantılar sonucu evrimleşerek gelişmiş sözde bir tür hayvan oldukları telkinlerini yapmış ve büyük yıkımlara zemin hazırlamıştır.  Darwinizm'le bilimsel mücadele çok önemli ve çok acildir. Bu mücadele gereklidir,  önemlidir ve evet bir hedef göstermedir! Ancak bu mücadele bazı kişilerin anladığı anlamda "bomba patlatmak", "kan dökmek" ya da "kılıç sallamak" gibi Kur'an ahlakına tamamen aykırı bir yolla olmayacaktır. Çözüm, Darwinizm'i kendi silahıyla yenmektir: bilim ile.

Toplumda başta gençler arasında olmak üzere ahlaki dejenerasyonun ve suç oranlarının artmasının ardında yatan gerçek, Darwinizm'in telkinleridir. Gençlere sözde değersiz ve amaçsız bir hayvan türü oldukları ve çatışmanın yaşam kanunu olduğu telkin edilip, daha sonra da "ne olacak bu gençliğin hali?" sorusunu sormak samimiyetsizliktir. Dejenerasyonun çözümü Darwinist telkinlere son vermek, Darwinizm'in fikren etkisiz hale getirilmesi ve Kur'an ahlâkının anlatılması ile mümkündür.

20. yüzyılda yaşanan savaşlara, çatışmalara, anarşik olaylara baktığımızda kaynağında hep Darwinizm'i görürüz.

Hitler

Hitler Almanların asli unsurunu oluşturan ari ırkın, diğer tüm ırklardan üstün olduğuna inanıyordu. Bu ırkın, bir dünya imparatorluğu kuracağını hayal ediyordu. Irkçı görüşlerine bulduğu sözde bilimsel dayanak ise evrim teorisiydi. Kitabı Kavgam'ın adını koyarken, Darwin'in doğada bulunduğunu iddia ettiği "yaşam mücadelesi" yanılgısından esinlenmişti. Hitler de, tıpkı Darwin gibi, Avrupalı olmayan ırkları maymunlarla aynı statüde görüyordu. Öncelikle yapılması gereken, aşağı ırkları, üstün ırk olduğuna inandıkları Aryan ırkından ayırmaktı. Naziler bu aşamada, Darwinizm'i uygulamaya geçirdiler ve yine Darwinizm'den kaynaklanan "öjeni teorisi"yürürlüğe kondu.

Hitler'in, Darwinizm'i kullanarak politikasını belirlemesi gibi, müttefiki B. Mussolini de İtalya'yı emperyalist ve faşist temeller üzerine oturtmak için aynı Darwinist kavramlardan yararlandı. Savaşın devrim getireceğine inanan Mussolini tam bir Darwinistti. İmparatorluğun zayıflamasını, sözde "evrimin en önemli itici gücü olan savaştan kaçmaya çalışmasına" bağlıyordu.

Faşist ideologlar da Darwinizm'e dayanarak, savaşı bir zorunluluk olarak görmüş ve II. Dünya Savaşı ile hem kendi halklarına, hem dünya halklarına acılar yaşatmışlardı. Kuşkusuz Darwinizm'den önce de dünyada savaşlar yaşanmıştır. Ancak, bu teorinin etkisiyle savaş ilk kez, bilim tarafından onaylanmıştı(!) Max Nordau, Amerika'da geniş bir yankı uyandıran "The Philosophy and Morals of War" (Savaşın Felsefesi ve Ahlakı) isimli makalesinde Darwin'in savaşlar konusunda oynadığı kötü role şöyle dikkat çekiyordu:

"Tüm savaş taraftarlarının en büyük otoritesi Darwin'dir. Evrim teorisi ilan edildiğinden beri doğal barbarlıklarını Darwin ismiyle kapatarak, sahip oldukları zalim içgüdülerinin bilimin son sözü olduğunu iddia etmektedirler."

Marx, Engels ve Mao

Darwinizm, komünizm için müthiş önemliydi. Engels, Darwin'in kitabı yayınlanır yayınlanmaz Marx'a şunları yazdı: "Şu anda kitabını okumakta olduğum Darwin, tek kelimeyle muhteşem". Marx ise 19 Aralık 1860'da Engels'e cevap olarak şöyle yazıyordu: "Bizim görüşlerimizin doğal tarih temelini içeren kitap, işte budur." Marx, bir başka sosyalist dostu Lasalle'a yazdığı mektupta, "Darwin'in yapıtı büyük bir yapıttır. Tarihteki sınıf mücadelesinin doğa bilimleri açısından temelini oluşturuyor” diyerek, evrim teorisinin komünizm için çok önemli olduğunu açıklıyordu.

Marx, Darwin'e olan hayranlığını ise en önemli eseri olan Das Kapital'i Darwin'e ithaf ederek gösteriyordu. Kitabın Almanca baskısına el yazısıyla şunları yazmıştı: "Charles Darwin'e, gerçek bir hayranı olan Karl Marx'tan.”

İnsanlık tarihinin en azılı katillerinden Mao da tam bir Darwinistti. Mao'nun emirleri, 10 milyona yakın insanın doğrudan öldürülmesine yol açtı. İtaatsizlik eden yaklaşık 20 milyon insan da cezaevlerinde yaşamlarını yitirdi. Mao, kurduğu düzenin felsefi kaynağını, "Çin sosyalizminin temeli, Darwin'e ve Evrim Teorisi'ne dayanmaktadır" diyerek açıkça belirtmişti.

Darwinizm Kitle Hipnozudur

Tüm bu bilgiler, Darwinizm karşısında pasif ve aciz bir yaklaşım sergilemenin, bu sapkın teoriyle fikir mücadelesini gereksiz görmenin ne büyük bir yanılgı olduğunun göstergesidir. Darwin'in dogması, genç beyinlere aslında bir hayvan olduklarını ve hayvanlar nasıl yaşam mücadelesi içinde iseler kendilerinin de öyle davranmaları gerektiğini öğretir.

P.J. Darlington -ki bir evrimcidir- Evolution For Naturalists (Natüralistler İçin Evrim) isimli kitabında vahşetin, evrim teorisinin doğal bir sonucu olduğunu ve hatta bunun meşru görülmesi gerektiğini düşündüğünü itiraf eder:

Birinci nokta bencillik ve vahşet içimizdeki doğal bir şeydir, en uzak atamızdan bize miras kalmıştır… O zaman vahşilik insanlar için normaldir; evrimin bir ürünüdür.

Darwinizm topla, tüfekle, silahla değil bilimse mücadeleyle fikren ortadan kaldırılmalıdır. Darwinist eğitimden vazgeçmek, insanlara sorumsuz bir hayvan olmadıklarını, Allah'ın yarattığı, ruha sahip ve bir gün sorgulanacak insanlar olduklarını anlatmak gereklidir... Darwinist-materyalist eğitim verip, sonra da bu zihniyetin ürünü olan eylemlerinden dolayı insanları sorgulamak büyük çelişkidir.

Zararlı ideolojilerin kaynağı olan Darwinizm'in fikren tam anlamıyla çökertildiğinde, ortada yalnızca tek bir gerçek kalacaktır. O da, tüm insanları ve tüm kainatı Allah'ın yarattığı gerçeğidir. İnsanları yıllarca küçük ve aşağılık gören bu sahte fikir sistemi, yüzyılın en büyük deccali sistemidir. Ancak günümüzde bu teorinin bilimsel bir gerçek olmadığı, yalnızca yaratılışa bir alternatif ve materyalizme dayanak olması amacıyla savunulduğu ortaya çıkmıştır. Evrim teorisi bilime dayanmayan, bilime “rağmen” savunulan adeta bir kitle hipnozudur. Ancak artık insanlar bilinçlenmiştir ve bugün bu aldatmaca Darwinistlerin şaşkın bakışları altında enkaz haline gelmektedir. Yeniden inşası Allah'ın dilemesiyle artık mümkün olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Elif Nisa Arşivi