Serdar Arseven

Serdar Arseven

12 Eylül’ün yıldönümünde, “akreditasyon” üzerine!..

12 Eylül’ün yıldönümünde, “akreditasyon” üzerine!..

Çiçeği burnunda Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ, daha önce “non akredite” yani “güvenilmez” yani “ordu karşıtı” kategorisinde değerlendirilen ve bundan dolayı da TSK etkinliklerine alınmayan medya kuruluşlarından bazılarını affetmiş!..
Yeni İletişim Modeli!..
¥
Bize gelince...
Kolayca tahmin edebileceğiniz üzere;
Genelkurmay idaresinin “hâl ve gidişâtını” beğenmemeye devam ettiği gazeteler arasındaki yerimizi koruyoruz!..
Kalp kalbe karşıymış ya...
Saklamaya gerek yok; VAKİT de yeni Genelkurmay idaresinin “hâl ve gidişâtını” beğenmemekte!..
Hatırlayın; Kandıra’daki “Ergenekon terör örgütü sanığı” paşaların “Yeni Genelkurmay idaresinin bilgisi dahilinde” ziyaret edilmesine “en çarpıcı tepkiyi” veren, hangi gazeteydi!..
¥
“Ergenekon terör örgütü sanığı” sıfatını taşımakta olan “adam”ın “Genelkurmay akreditesi” sıfatıyla son olarak 30 Ağustos resepsiyonunda boy gösterdiği...
Ve dahası;
DHKP-C “terör örgütü lideri” Dursun Karataş’ın “taziye” ilanlarını basmış olmanın, bir gazetenin “akreditasyonuna” yani “güvenilirliğine” zeval vermediğinin anlaşıldığı bir vasatta...
“Non-akredite” kalabilmek...
Büyük ayrıcalık!..
Vakit, bu ayrıcalığın zevkini çıkartmakta!..
¥
Aslına bakarsanız...
Mesleğin icrası bakımından da pek bir anlamı yok, o toplantılara katılmanın...
“Dağlıca baskınındaki akıl almaz ihmallere” ilişkin soruları yöneltebilecek misin orada?..
Ve dahi;
Bugün yıldönümünü idrak etmekte olduğumuz 12 Eylül darbesinin ve tabii kral hayatı sürmekte olan yargıdan muaf darbecilerinin, bazı sivil toplum örgütlerince “lanetlendiklerini” hatırlatıp...
“Bu konuda neler düşündüklerini” sormana müsait bir “atmosfer” olacak mı?..
¥
Hatırlayın; “PKK’nın terör örgütü olmadığını” öne sürmeye cür’et edebilen DTP’lilerin önde gelenleri; “Cemaatlerin faaliyetlerinden rahatsızlık duyduklarını” ilan etmişlerdi!..
PKK yandaşları; cemaatlerin yüzbinlerce çocuğa “Kur’an-ı Kerim okumayı öğretmelerinden”, Güneydoğu’da “Şeriat propagandası” yapmalarından ne denli rahatsızlık duyduklarını gayet açık yüreklilikle dile getirmişlerdi!..
Hadi bakalım, akredite oldun...
Ve gittin...
Orada;
DTP’lilerin “cemaatlere” ilişkin sözlerini hatırlattıktan sonra;
“Bazı kıymetli komutanlarımızın, cemaat faaliyetleriyle ilgili olarak, bu adamların görüşlerine paralel değerlendirmelerde bulunmaları faydalı bir tavır mıdır?” diye sorabilir misin?..
Zor!..
¥
Diyelim ki;
Soramadın...
“Taze akredite” olarak gittin....
Ve;
“İşe yarar” bir soru yöneltemeden geldin...
Ne mânâsı var ki?..
Varlığın orada hissedilmiyorsa...
Senin orada olmanla olmaman arasında, “kamuoyuna yansıyan ifadeler” ve “enstantane”ler bakımından bir fark yoksa...
Git ve boy göster!...
“Boy gösterileceeeek!..”
“Göster!..”
¥
Bu tür “kof” gösterilere meraklı olmadığımızdan, “akreditasyon” meselesinin bize bakan tarafını önemsemiyoruz...
Bir grup bürokrat;
Gazete-televizyonları “Şu dost, şu değil” tasnifine tabi tutabilme hakkını kendinde görüyor....
Ya da görebiliyor ya...
Benim ülkemde, hâlâ böylesine hukuka aykırı, böylesine antidemokratik uygulamalara rastlanabiliyor ya...
İşte,
Biz;
Meselenin bu boyutunu önemsiyoruz!..
Yoksa;
Yukarıda da izah ettiğimiz gibi...
O toplantıları izlesen neee, izlemesen ne!..
¥
Efendim...
Ben diyorum ki; ömür boyu askeri tesislerin yanına yaklaştırmasınlar gövdemi!..
Yeter ki;
Başımıza yeni “çuval utançları”, yeni “Dağlıca baskınları” gelmesin!..
Yeter ki;
Her gün yeni bir “Şehit Mehmetçik” haberiyle sarsılmayalım!..
Yeter ki;
PKK ile mücadelede kesin bir “zafere” ulaşalım!..
Yeter ki;
MKE tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildiği ilan edilen “Ergenekon bombalarının”, hangi “muvazzaflar” tarafından nasıl dışarıya çıkartıldığının gözler önüne serilişine şahitlik edelim...
Ve tabii; bütün sorumluların müstahak oldukları cezalara çarptırıldıklarını dünya gözüyle şöyle bir görelim!..
¥
Bütün bunların ve diğer hayırlı beklentilerimizin ötesinde; Savunma Sanayii alanındaki “bağımlılıktan” kurtulmuş bir yapıyı da arzuluyor, gönül!..
“Akredite” olmayı değil de; “tam bağımsız” olmayı arzuluyor!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi