Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Ah Bu Gazeteci Geçinenler

Ah Bu Gazeteci Geçinenler

Nagehan Alçı ile kocası yeniden bir başka inisiyatifin peşindeler.

Önce ilk gece Kütahyalı program yaptığı kanalda şov yaptı. Telefonu kapadı ve şiddetli bir dönüşüm gerçekleştirdi.

Nagehan Alçı “Kobani düştü düşecek” diyen Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeye başladı.

Sen nasıl böyle bir ifade kullanırsın demeye başladı.

Yakında yandaş ve yanaşmalar Tayyip Erdoğan’ı acımasızca eleştirme konusunda gemi azıya alabilirler.

Oysa bu türden gazetecilerin her akşam kanallarda, her gün de köşelerinde Tayyip Erdoğan’a övgüler dizdiklerini biliyoruz.

Nagehan Alçı Kanal 24’de Gülay Göktürk ile karşılıklı konuşurken bir broş takmış onu herkesle paylaştı. Broş sarı kırmızı ve yeşil renklerdeydi.

Ben uyarmıştım zamanında…

Yeni Türkiye eski Türkiye’nin gazeteleriyle mi inşa edilecekti?

Hala eski Türkiye’nin gazetecileri arzı endam ediyorlar.

Bu yeni dönemde de yine aynı simaları mı görecek toplum.

12 Eylül ihtilaline destek veren gazeteciler her zaman ayaküstünde bin bir fırıldak çevirmeyi başardılar.

28 Şubat’ta da son Ak Parti döneminde de…

Umulur ki MHP iktidarında bile aynı gazeteciler arzı endam etmeye devam edecekler…

Aslında Türkiye eski siyasetçilerden kurtulurken eski gazetecilerden de aynı simalardan da kurtulmayı bilmelidir.

TV kanalları maalesef hükümleri bitmiş reytingleri düşmüş kalemşorları nedense programlara çıkarmaya devam ediyorlar.

Ak Parti’nin oy kaybında aslında bu yüzlerin büyük etkisi odu.

Halk bu yüzlerden nefret ettiği için hıncını Ak Parti’den çıkardı.

AK Parti’nin Yenilgisinin Ardındaki Sebepler

1. Kibirlenme
2. Topluma üstten bakma
3. Her şeyi biliyorum havası.
4. Âkil adamlar komedisi.
5. Kapalı kapılar ardında çözüm süreci.
6. MİT’in tezgâhına düşme.
7. Kendini devlet görme.
8. Suriye, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Katar, Libya politikaları.
9. İslam kardeşliği ile BOP eşbaşkanı çelişkileri.
10. Toplumu gütme taktiklerinin alışkanlık haline gelmesi.
11. Yandaş medyanın uyuşukluğu.
12. Yanaşma medyanın şirretliği.
13. Kültür seviyesi düşük gazetecilerden medet umulması.
14. TV kanallarında eskiyen yorumcu yüzlerinin partiyi de yıpratması.
15. Erdoğan’ın bir yorumcu gibi her şey hakkında konuşması.
16. İkide bir Batı’yı birilerine (kime olduğu belli değil) şikâyet etmesi.
17. Devlet kaynaklarının sorumsuzca ve hiç hesaba çekilmeyecekmiş gibi kullanılması.
18. Yolsuzlukların üstünün itinayla örtülmesi.
19. Yolsuzlukların üstünün itina göstermeden de örtülmesi.
20. Kimseyi adam yerine koymama.
21. Cemaatle mücadeleyi paylaşamama.
22. Kumpası geç fark etme.
23. Kumpası fark etmeye rağmen karanlık ilişkilerde bulunmaya devam etme.
24. ABD’ye aşırı güven.
25. MİT’e aşırı güven.
26. Tırlatmalar.
27. Kobani stratejisinin sefaleti.
28. Kürt politikasındaki çelişkiler.
29. Ortadoğu politikalarındaki çelişkiler.
30. İnşaat sektörüne abanma.
31. Reel ekonominin ihtiyaçlarını görmezden gelme.
32. Büyük projeler diye gereksiz zaman ve enerji kaybı.
33. Asıl büyük proje ihtiyacını görmezden gelme: (Ekonomimizin ihtiyacı olan tarım-sanayi entegrasyonu, toprak ve su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, tarımsal sanayinin geliştirilmesi, bilişim sektöründe patent sahibi olabilecek özel yatırımlara destek verilmesi, gerçek sanayi yatırımlarının durması)
34. İyimser, kötümser, fiili durum analizlerinin yapılmaması
35. İç ve dış güçler, faiz odakları, üst akıl, eski Türkiye söylemi, 
Böyle gider…

Koalisyon Alternatifleri

Herkes CHP-MHP koalisyonunda hemfikir. CHP de buna hazır. Zira eğer Kılıçdaroğlu başbakan olamazsa genel başkanlık tartışmaya açık.

CHP-MHP koalisyonunu HDP dışarıdan destekler mi bilinmez. Zira Sayın Bahçeli daha baştan üç şart koydu: 

1. Çözüm süreci sona erecek, 

2. Başkanlıktan vazgeçilecek, 

3. Yolsuzluğun hesabı sorulacak.

Bence zaten başkanlıktan vazgeçilmiş olmalı… Hesap ortada. Seçmen buna izin vermedi. İkincisi çözüm süreci de sona erdi. Zira kendiliğinden çözüldü. Siz hiç Sayın Demirtaş’ın ağzından çözüm süreci ile ilgili bir şey duydunuz mu? AKP kesiminde böyle lakırdılar var ama anlamı yok. Terör örgütü ile istihbarat teşkilatınızın bir araya gelmesi ve karanlık odalarda iş bitirme yerine işte dağdan inip siyaset yapsınlar meselesi kendiliğinden çözüldü ve batılılaşan ve sadece Kürt kimliği üstüne siyaset yapan bir siyasi parti merkeze kazandırıldı. Tıpkı daha önce merkeze kazandırılanlar gibi. Ne var bunda? Demek ki bu madde de hükümsüz. Geriye yolsuzlukların hesabının sorulması kalıyor ki zaten seçimin mesajı da budur. Üç parti de bunu istiyor. O zaman kurulacak hükümetin asıl görevi bu olacaktır. İster HDP dışardan desteklesin ister AKP içinden destekleyenler olsun yeni hükümet bu konuda daha evvel yapılamayanları yapacak, halının altına süpürülenleri ortaya çıkaracak. Vatandaş siyasetin temiz yapılmasını istiyor artık.

Bir başka koalisyon alternatifini evvelce yazdım. AKP-MHP koalisyonu. Bu güçlü bir sağ koalisyon demektir. Bunda inisiyatif Sayın Davutoğlu’ndadır. Üstündeki vesayetin kalkması demokrasimiz için de kendisi için de hatta bütün Ak Parti camiası için de hayırlıdır. Belki de böyle bir iktidar Ak Parti’nin kirlerinden arınmasını, yanlışlarından dönmesini ve arzulanan milli ittifakın gerçekleşmesini sağlar. Kim bilebilir ki? MHP tarihi bir görevi yerine getirerek geleneksel muhafazakâr kesimleri yüksek bir ideal bir büyük ülkü etrafında yeniden kanatlandırabilir. Fakat üç maddenin demin yazdığım gibi gündemden düşmesi ve tarafların ikna olması gerekiyor. Elbette ki durduk yere HDP’nin de yine uluslararası güçlerin aparatı olmak üzere itelenmemesi gerekiyor. MHP’nin Kürt sorunu etrafında kendi milli tezlerini üretebilmesi lazım.. Benim kitabım bu amaçla yazıldı zaten…

Bir başka alternatif AKP destekli CHP-MHP koalisyonudur. Güvenoyu desteği tam bir destek anlamına gelmez.

Ama yine de kendileri bilirler.

Bu açıdan parlamentoda çok daha başka koalisyon imkânları vardır. Bunları bir başka yazıda dile getireceğim. Ama görünen o ki erken seçim de gündemdedir. Ama bu iç ve dış güçler vaveylasıyla yeniden başkanlık iddialarıyla

AKP’nin tuzağa düşürülmesi olmamalıdır. 

Erken seçim olursa da yapılması gerekenler şunlardır, hem de hemen:

1. Baraj kaldırılmalıdır. O zaman HDP bu kadar vekil çıkaramaz.

2. Baraj kaldırılırsa Hüda Par dahil BBP, SP, VP ve diğer bütün eğilimler mecliste temsil edilir. Bu da krizi önler.

MHP ve CHP bugünkü oyunu alamaz. Yani barajın kaldırılması aslında Ak Parti’nin menfaatine idi ama algılayamadı.

3. Erdoğan seçim turlarında olmayacağından ve başkanlık tartışmaları gölge düşürmeyeceğinden AKP daha serbest ve yeni dönemine ait bir propaganda kampanyası gerçekleştirebilecektir.

4. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ile iktifa etmeli, devlet onuru yükseltilmeli

Haydi hayırlısı…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi