Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Laiklik Ne Değildir?

Laiklik Ne Değildir?

Laik olmanın görünüş tarzı, bir Müslümanın kilisede papaza nikah kıydırması gibidir.

Hukuken nikah yerine gelmiş olsa da asıl olan nikah akdinin ruhunda ve temel ilkelerindeki sakatlığın bir yafta gibi ömür boyu taşınmasıdır…

Müslüman bu tip bir vebali boynunda taşımak istemez.

“Yol odur ki doğra var göz o dur ki hakkı göre” diyor Yunus Emre’miz.

En iyimser şekli ile laiklik, herkes inandığı gibi yaşayacak, veya yaşadığı gibi inanacak felsefesinin temel esasi olan akla dayanıyor…  

Görünüşte gayet iyi, ne güzel herkes istediği gibi yaşayacak!

Bu anlayış Avrupalılar için geçerlidir, ama Müslümanlar için değil.

Müslüman, meşru yolda kurallara göre yaşantısını tanzim eder...

Laiklik Batının Müslüman toplumlara soktuğu bir fitnedir.

Bu fitneyi İngilizler Lozan’da başımıza sardı.

Müslümana bir organ nakli gibi gelen bu yabancı aşı tüm uğraşılara rağmen tutmadı.

Kur’an öğretimi yasaklandı.

Camiler kapatıldı.

Ezanlar Türkçeleştirildi yine olmadı…

E peki hem namaza gidip de hem de laikliği benimseyenler ne olacak?

Bu kimselerde bilgi eksikliği var, İslam nedir gerçekten bilmiyorlar.

Din ayrı, dünya ayrı derseniz kitaba uymaz, Kur’an kainatın bir fihristidir, her şeyi içine alır… İslam’a bu açıdan bakamayanların Allah inançlarında sakatlık vardır.

Onlar hiçbir işe karışmayan aciz tanrıyı kastediyorlar.

İslamiyet bu değildir, evvela burasını iyice anlamamız lazım.

Laiklik kelime anlamı ile dini olmayan demektir…

O yüzden Müslüman laik olmaz, laikse Müslüman değildir…

İsterse kanat takarak havada uçsun…

 “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirdir.” buyuruyor yüce Kur’an’ımız.

Bu kadarı yetmiyor mu?

Çoğulculuk diyor bir başkaları…

Hangi çoğulculuk? Aslında laik düzende bırakın istediği gibi inanmayı İslamiyet’in alanını daralttığı için baskı unsurudur. Her türlü kirliliğin serbest olduğu laik düzende İslam hür değildir… Burada yanılmayalım…

9 Nisan 1928’lere kadar Anayasada “devletin dini İslam”dır diye yazıyordu. Bunun anlamı, sosyal yaşantımız ile hukuk normlarımız Kur’an ve sünnet ilkeleri ışığında tanzim edilecektir. O kural CHP tarafından kaldırılınca kurallar Roma hukuku ile kilise ilklerine göre tanzim edilmeye başlandı,  İslamiyet’ten soyutlandı, laikleştirildi…

Ne şekilde olursa olsun inanmak kişinin hakkıdır.

İslamiyet, kişiyi vahdete çağırıyor ancak yine de inancına karışmıyor.

Toplum içerisinde “canım ne isterse yaparım” mantığı bize ait bir anlayış değildir.

 Büyüklerin yanında ayaklarını bile uzatamayan bir kültürü bize Allah Resulü(sav) öğütlemiştir. Kökü akla değil, vahye dayanıyor…

Laikliğin adını İslamiyet koyanlar bile vardır.

“Daha ne istiyorsunuz, işte işimize aşımıza, oynaşımıza karışmıyorlar.”

Vay seni gidi nefis düşkünü maskara…

Öte yandan gençlerin uyuşturucu, fuhuş bataklığında nasıl acı çektiklerini görmüyor musun? Allah’ın(cc) yasakladığı haramların prim yapması seni rahatsız etmiyor mu?

Hele de cemaate ait televizyonların dizlerinde laikliğin nasıl da kurnazca işlendiğini görerek susmak ayrı bir halimiz.

Gönül istiyor ki bu dizler İslam’a uygun olsun, ne gezer.

Bir sahnesi öyle böyle, diğer sahnesinde başörtü, namaz veya risaleler.

Tam da ikiyüzlülük, laiklik...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi