Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

O oylar

O oylar

"Küçük partilerin oyları” siyaset jargonunda.

Çok parti ismi var bu meyanda zikredilen ama daha çok Saadet ve Büyük Birlik’in (BBP) oylarının kastedildiği açık. Diğerleri çok çok marjinal hale geldi çünkü.

Aslında şu anda Saadet ve BBP’nin oyları da toplam yüzde 2.5 civarında gözüküyor.

Bir partinin toplumsal karşılığının küçük olması, siyasi- ideolojik çizgisinin marjinal ya da önemsiz olduğu anlamına gelmez. Bir başka parti, benzeri düşünceler etrafında siyaset yapar, belki başka da artılar oluşturur ve geniş oy alanlarında daha çok insana ulaşmayı başarır.

Ak Parti ile Saadet ve BBP’nin ilişkisinde böyle bir boyut olduğu söylenebilir.

Ak Parti zaten Saadet camiasının içinden doğdu, öndeki kadroları aynı zamanda Saadet çizgisindeki siyasi harekette de önde isimlerdendi. Ak Parti’nin taa merhum Muhsin Bey zamanından beri, BBP ile akraba nitelik arz ettiği de bir gerçektir. Hatta BBP, MHP’den ayrışırken, daha çok Refah - Saadet - Ak Parti çizgisine yaklaştığı da bilinir.

Malum 1 Kasım seçimleri bıçak sırtı oy oranları ile belirlenecek.

Seçimin odaklandığı soru ise tek başına Ak Parti iktidarı mı, koalisyon mu tarzında şekilleniyor.

Kamuoyu araştırmaları tek başına Ak Parti iktidarını, daha çok MHP’den geçişlerin, HDP’ye giden “Dindar Kürt oyları”nın geri dönüşünün, 7 Haziran’da sandığa gitmeyenlerin sandığa gitmesinin, yurt dışı oyların artışının sağlayabileceğini ortaya koyuyor.

Tabiidir ki bunların tamamı daldaki kuş niteliğinde. Onların Ak Parti hanesine yazılıp yazılmayacağı belli değil.

Konumuz Saadet ve BBP oyları ile ilgili.

Ak Parti ile Saadet arasında epeyce bir süre ittifak görüşmeleri oldu ancak Saadet’e verilecek milletvekili sayısındaki anlaşmazlık sebebi ile ittifak gerçekleşmedi.

Şu anda Saadet de seçime parti olarak giriyor, BBP de.

Alınacak oy yukarda ifade edilenin üstüne çıkacak gibi görünmüyor.

Tekrar ifade etmek isterim:

Mesele bu partilerin temsil ettiği siyasi-ideolojik çizginin niteliği ile ilgili değil.

Eğer alınan oy aynı zamanda siyasi-ideolojik çizginin kalitesini belirliyor olsa, o zaman yüzde 2-2.5’a düşmüş oy oranı her iki parti açısından da yürek burkan bir anlama tekabül ederdi.

Halkın bir fikri kabulü, ilgisizliği veya reddi bambaşka etkenlerle ilgili olabilir.

Diyelim Saadet’in oyu, 2.5 değil de yüzde 1 olsa, bu Saadet’in fikriyatı açısından bir kalitesizliği mi ifade eder, bana göre değil.

Hatta bana göre, Saadet’in ya da BBP’nin Ak Parti icraatına yönelik itirazları da değerden düşmez.

Buradan gelmek istediğim husus şu:

Bugüne kadar Saadet’e oy vermiş, bu seçimde de gönlü Saadet’te olan, üstelik Ak Parti’nin bazı icraatlarını sorunlu bulan herhangi bir insanımız, bu seçimde nasıl bir değerlendirme yapacak?

Acaba oyunu, fikriyatın değerini dikkate alan bir değerlendirme ile mi kullanacak, yoksa, fikriyat planındaki hassasiyetlerini korumakla birlikte, yapılacak icraatın kendi düşünce çizgisine, kendi hayat tarzına, kendi beklentilerine daha yakın olup olmadığına bakarak “Türkiye yönetimi şu kadroların değil de bu kadroların elinde olsun” değerlendirmesi ile mi kullanacak?

Mesela sorular şunlar:

- Tek başına Ak Parti iktidarı mı olsun?

- Ak Parti - CHP iktidarı mı olsun?

- Ak Parti - MHP iktidarı mı olsun?

- Ak Parti - HDP iktidarı mı olsun?

- CHP - MHP - HDP iktidarı mı olsun? 

Görüldüğü gibi Saadet’in ve BBP’nin hiçbir denklemde yeri yok, çünkü Meclis’te değiller.

Acaba gönlü Saadet’te olan bir seçmeni, gönlü yine orada kalmak kaydı ile, bu iktidar modellerinden birini kendisine yakın bulabilir mi? Ve oy eğilimini bu duygu etkileyebilir mi?

Sanırım Saadet ve BBP seçmenlerinin oyları böyle bir iç değerlendirme ile yön tayin edecek. Bakalım ne olacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi