Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Namaz İşi Şakaya Gelmez

Namaz İşi Şakaya Gelmez

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın”(Bakara 39)... Seferi olma hükümleri de var... 

Kolaylıklar pek çok da, camilere kilise görüntüsünde sıralar koyup secde hatasına düşenlerin inadı ve de keyfi davranışlarına ne demeli. 

Buhari naklediyor:

Mazereti olanlar oturarak, yan yatarak kılabilirler.

Türk havayolu özel bir şirkete ait Stockholm-İstanbul seferini yapan uçakta bazı yolcular uçağın koridoruna namazgahları sererek kılmışlar...

Yani bazılarımızın yaptığı gibi, laklaka halinde zaman israfı  yaparken “eh biz şafiyiz namazı cem ederiz” şeklinde bir kaypaklığa tevessül etmemişler.

Namazı hafife almamışlar.

Savaşın en acımasız anında bile cem yok, eda etmek var...

Gel gör ki laiklik ve de çağdaşlık hassasiyeti olanlar havacılığı bahane ederek namaz kılanlara bindirdiler. Uçakta namaz kılmak uçuşu tehlikeye sokarmış.

Yani ne yapar?

Uçağı kullanan pilotun koluna mı takılır?

Rotayı mı değiştirir?

Hava boşluğuna mı sebebiyet verir?

Hiç birisi değil de iş olsun, gavurluk olsun beri gel!

Hele de son yıllarda memur kesiminin üstünü başını örterek hanım görüntüsünde olmalarından baygınlık geçiriyorlar. İstiyorlar ki kadının her tarafı sokağa dökülsün...

Kadın hakkı goygoycuları...

Reklamda, pavyonda, plajda kadın olmak kadın haklarındanmış.

Değilse... Rejimin rengini sorguluyorlar:

“Kürsüde başörtülü hanım hakim nasıl olurmuş?”

Çıplak olursa olurmuş da örtülü olursa simge olurmuş...

O simge de taraflı olurmuş...

Vicdansızsa, imansızsa her zaman taraflıdır.

Adil olma insanın inancı ve de kültürü ile alakalı kıyafeti ile değil.

Osmanlı taraf mı tutuyordu?

Tutmuş olsaydı, Rum mimar yüzünden İstanbul kadısı Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerini yargılayıp mahkum edebilir miydi? Hele de o çağda...

Avrupa Engizisyonda debelenirken...

Laiklik denilen ithal malı devreye girince Osmanlı coğrafyasında maya bozuldu, baskılar, zulümler Müslüman’ın ensesinde boza pişirdi.

Laiklik çamuru uçağın koridorlarına kadar bulaştı. 

İşte Çin’in Doğu Türkistan halkına yapmış olduğu zulüm yüzünden camiye bile gidemiyorlar. O halk o şartlarda namazı cem etmez aksine kılar.

Etki ve tepki... İşte ipini sapını koparmış örgütler o yüzden oluyor.

örgütler rejimlerin basıncını davranışları ile dile getiriyorlar. IŞİD veya PKK deyince, sorgulamayı başından yapmalı, dibinden değil... 

Hangi zulmün veledi zinası! 

Örgüt adamı olmak bir açıdan da intikam demektir.

Ağır baskılar altında kalanların gözünde yaşamakla yaşamamak birdir. Üzerine bombayı bağlayıp parçalanmak senin yaptığın zulümden daha hafif gelir. 

Cuma hutbesinde DİYANET “IŞİD tehlike” dedi...

PYD, PKK tehlike değil mi?

Ya bu coğrafyada yıllardır uygulanan laiklik baskıları...

Medeniyet dedikleri canavar camilere saldırıyor.

Namaz saatlerinde mola vermeyen otobüs firmaları var. O sana bu hakkı tanımıyorsa sen de öylesinden bilet almayacaksın, binmeyeceksin... 

Namaz işi şakaya gelmez...

“Al işte cem cum” deme, yapacaksan adam gibi yap...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi