Mustafa Güçlü

Mustafa Güçlü

Milli Eğitim İhmal Edilemez

Milli Eğitim İhmal Edilemez

Eğitimin önemli karekteri milliliğidir. Milletler varolma mücadelelerini, nesillerini milli bir eğitim ile yetiştirerek diri tutarlar. Bunun idrakinde olan emperyalist güçler, bu yolu tıkamak için her türlü oyuna başvururlar. Ülkemiz açısından da emperyalist güçler, azınlık okulları ve eğitim sistemimiz konusunda çok sinsi planlarla hareket etmişler ve belirli ölçülerde de hedeflerine ulaşmışlardır. Maalesefki bugün halen geçmişimizle kucaklaşarak gelecekle bütünleşebilen bir eğitim tasavvurunu hayata geçirmekle meşgulüz.Tabi ki eğitimin evrensel pedagojik boyutu ihmal edilmemelidir, ancak işlediğimiz ham maddenin milli olduğu gözden ırak tutulmamalıdır.

Bugün kan ve göz yaşına boğulmuş olan bölgemiz insanları tarafından sığınılacak bir devlet olarak algılanıyorsak, bu algının sanal olarak tasarlanan bir algı operasyonu sonucu değil, tarihi bir gerçekliğinin neticesinde olduğunu ve gerçekliğe uygun bir milli eğitim ile nesillerimizi yetiştirerek, bölgemizde ve dünya genelinde söz sahibi bir millet olabileceğimizi idrak etmeliyiz. 

Devlet olarak sosyal, kültürel ve ekonomik yönden kalkınmamızın yolu  "milli bir eğitim"den geçmektedir.
Sosyal bütünleşmemizin, toplumdaki sosyal sınıf farklılıklarının oluşturduğu sıkıntıları aşarak, birliğimizin ve beraberliğimizin temini "milli bir eğitim"den geçmektedir.
Yetişen nesillerimize vatan ve millet sevgisinin üst seviyede verilmesinin yolu "milli bir eğitim"den geçmektedir.
Yetişen nesillerimizin zihninde, yönlendirilen değil yönlendiren, kimin ne dediğine bakan değil ne dediğine bakılan, sonuçlara maruz kalarak mahkum olan değil gelişmelere hakim olarak sonuç tayin eden, gölge varlık değil asli varlık olan, gelişmekte olan millet yaftasını kabullenen değil üç kıtaya hükmetmiş olan bir millet algısı oluşturmak isteniyorsa bunun yolu"milli bir eğitim"den geçmektedir.

Türkiye Devleti olarak zor bir süreçten geçtiğimiz şu günlerde inancım o ki, bu necip millet dışarıdaki ve onların içerideki maşası olan eli silahlı hain unsurlarını, kısa vadede ortaya koyacağı askeri tedbirlerle bertaraf edecektir. Ancak sözde aydını ve akademisyeniyle, yazarı ve çizeriyle, artisti ve sözde sanatçısıyla topyekün hücuma geçen hain güruhunu uzun vadede bertaraf etmenin yolu "milli bir eğitim"den geçmektedir. 

Tüm bu soyut olarak sırılananların tespitlerin, somut olarak hayata geçirilmesinin stratejilerini geliştirmek sadece Milli Eğitim Bakanlığının üzerine yıkılmadan, devletin tüm ilgili birimlerini içine alacak şekilde planlanan "milli eğitim akademisi" tarzında bir merkez tarafından geliştirilmeli siyasi irade tarafından da uygulamaya koyulmalıdır.

Kısacası netice itibariyle milli birliğimizi ve beraberliğimizi muhafaza ederek, milletimizin devletiyle birlikte "Büyük Türkiye Hayali"ni gerçekleştirebilmesi ve güven içinde yarınlara bakabilmesi adına, Nurettin Topçu'nun Maarif Davamız diyerek tarif ettiği "milli bir eğitim" anlayışını hayata geçirmekten başka çaremiz yoktur.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa Güçlü Arşivi