Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

2. Sovyet!

2. Sovyet!

Birileri için Türkiye, 1. İsrail ya da 2. Sovyet olmalı..
“Laik Cumhuriyet” etiketi arkasında pazarlamak istedikleri rejim bu aslında..
Onun için bu hükümetten nefret ediyorlar..
Bu hükümeti devirmek için de Erdoğan’ı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar..
Suikastsa suikast, değilse bir yolunu bulmaları gerek.
Karşı cephe güçlü mü güçlü.. Sermaye, siyaset, media, mafia, bürokrasi, STK, DTÖ, ne dersen var..
Öfkeleri akıllarından da büyük bir sürü adam.. Bir sürü örgüt..
Kimi İtalya’dan Paggini’yi, Rizzoli’yi almış yanına, Alman RTL, Amerikan CNN, “Heyt, var mı bana yan bakan!” edasında..
Para dersen para, derin ilişkiler desen o da var. Yahudi lobisinin şahinleri ne güne duruyor? Evangelist anti semitik siyonistler için de yer var bu alemde..
Hangi taşı kaldırsan altından onlar çıkıyor. Masonik örgütler, X ilişkiler..
“Beyaz Türkler”, “Boğazdaki Aşiret”, “zinde kuvvetler” hepsi yanlarında..
Kurtlar vadisinde işler böyle görülüyor..
Düşünmüşler taşınmışlar, ne yapalım da Erdoğan’ı oradan indirelim.
Hani öyle bir iş olacak ki, alemi ibret olsun. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden, herkesin “aklını başına toplayacağı” bir iş. Yani kendilerine dokunanın ne hale geldiğini göstermek için karşı güçlerin “gözünün kirişini kıracak” bir iş olmalı..
Diyorum ya, öfkeleri akıllarından büyük.. Bu işlerin çare olmayacağını, başlarına daha büyük bir bela alacaklarını düşünmüyorlar. “Evdeki hesap çarşıya uymayacak”.. “Ettikleri ynlarına kar kalmayacak”..
Yarın işler tersine gidince “yabancı dostlar”ı da dişlerini göstereceklerdir.
Kimse bu kamburu sırtında taşımak istemez..
Eski hal muhal! Yabancılar, eski dostlarının kıskançlık histerisine, kin, öfke ve ihtiraslarına papuç bırakmayacak.. İplerini çekecekler..
Aslında bu tür hezeyanlarla kendi sonlarını hazırladıklarının farkında değiller..
Erdoğan’ın sağlık durumunu tartışmaya açıp, “Vatansever doktorlar eliyle” bu işi bitirmeyi deneyeceklermiş. İyi haber alan bir kaynak böyle diyor.. “Hadi canım sen de, bu bir komplo” diyip geçebilirsiniz. Siz bilirsiniz..
Mahkeme olmadı, doktor verelim!?.
Erdoğan’a, ailesine yaklaşmaya çalışan birileri, Erdoğan’da sağlık krizine yol açacak girişimlerde bulunabilirler..
2. Sovyet’te işler böyle döndürülmeye çalışılıyor..
Dr. Fethiye’nin anlattıkları, ölüm sebebi, hepsi yeniden ısıtılıp gündeme taşınacak gibi. Daha önce Aydınlık’ın yaptığını, Küçük’ün gündeme taşıdığı iddiaları bu defa malum media deneyecek..
Göreceksiniz, bir yandan bu iddialar, öte yandan bu işin etik olup olmadığını tartışacağız..
Yani, öyle anlaşılıyor ki, bu Ergenekon işi neticelenmeden bu tartışmalar, bu hesaplaşma bitmeyecek..
Ergenekoncular bir “kurtarıcı” bekler gibi, 2. Sovyet’e yeni bir Stalin bekliyorlar sanki.. Farkında değiller ki, Ergenekoncuların içinde de Gorbaçov’lar var artık. Kafayı çekip tankın üzerine çıkacak yerli Yeltsin’ler de var, “Tank Hasan”dan önce. Çünki onlar da bu işin böyle gitmeyeceğinin farkına vardılar.
Birileri dua ile belasını ister gibi, yokuş aşağı koşarcasına kendi kıyametine doğru koşsa da, bu işin bu şekilde devam edip gitmeyeceğini görenlerin sayısı her gün biraz daha artıyor..
Erdoğan’da bu iktidar, onlarda bu para ve silah oldukça bu kavga sürecek. Ya iktidarı elinde bulunduran kişi, ötekilerin para kaynaklarını kesip ellerindeki silahları alacak ya da onlar Erdoğan’ın altından koltuğu çekecekler..
Bana kalırsa Erdoğan zaman kaybediyor. Kongre, seçim derken 2009’un yarısı olacak. Yıllar çok çabuk geçiyor..
Bu iş öfkeli demeçlerle geçiştirilecek bir şey değil..
Bu kavga bayram sonrası daha da keskinleşecek..
Erdoğan ve eşinin, çocuklarının her zamankinden daha dikkatli olması gerek. Yakın çalışma arkadaşları ve ille de doktorları.. Yeni dostlar konusunda daha da dikkatli olmaları gerek..
Elinden tutar, koluna girer, güler yüz gösterir, yardımcı olurlar, ama, fakat..
Unutmamak gerekir ki, “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”. “Bel ağrısı”, “diz ağrısı”, derken iş başka yere varır..
Ben Başbakan’ın dost seçmede çok titiz davrandığını, diğer konularda olduğu kadar şanslı biri olduğunu sanmıyorum..
Bayram sonrası, kaset, dosya ne varsa piyasaya çıkacak gibi sanki..
Bu arada Erdoğan’ın sağlığı hakkında internetteki bir iddia ile ilgili olarak, bu iddianın Doğan Media’da yayınlanacağını söyleyen kişi, bu belgeye nasıl ulaştığını anlatırken şöyle diyor:
- Bu belge benim elime nasıl mı geçti? Birincisi; Yaşanan hiç bir şey gizli kalmaz... İkincisi; "satan, satar"... Üçüncüsü; Türkiye'nin bir yerüstü vardır bir de yeraltı... Dördüncüsü; Gerçek "DERİN DEVLET"e kimse ulaşamaz, özellikle de "kurmalı savcılar"... Beşincisi; Devletin sırlarını nasıl satanlar, işportaya düşürenler varsa; bu sırları gerçek "emanetçilere" teslim edenler de vardır... Altıncısı; YARSAV Başkanı'nın yıllar öncesine ait bir "sağlık raporu" nasıl ortaya çıkarıldı ise bu dosya da bana öyle ulaştı... Yedincisi; Yeraltında o kadar çok ve müthiş dosya var ki... Bir örnek mi?
Hani aynı kaynak, “Derin devlete kimse ulaşamaz” dese de, kendi yazısında o kişinin Erdoğan’ın odasına girdiğini de söylüyor.. Ama birileri, “ulaşılmaz bir adam” dan söz ediyor.. Oysa aynı mantıkla “Yaşanan hiç bir şey gizli kalmaz” ve “ulaşana ulaşırlar” demek de mümkün..
Görelim bakalım, gün doğmadan neler doğar.
Onların bir planları varsa, Allah’ın (cc) da bir planı vardır. Ve galib gelecek olan O’nun planıdır. Mekerallahu!
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi