Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Seçimle gelen terörist, darbeyle gelen demokrat!..

Seçimle gelen terörist, darbeyle gelen demokrat!..

BAŞTA ABD olmak üzere Batılı ülkelerin söyledikleri ile yaptıkları bugüne kadar birbirini tutmuyordu. Ama İslam ülkelerindeki taraftarları aracılığı ile sürekli olarak darbe ve darbecileri destekleseler de kendilerini demokrat ve özgürlükçü olarak sunabiliyor, yutturabiliyorlardı. Ancak, Afganistan’da başlayıp Irak’ta, ardından Arap Baharı olarak sunulan Tunus, Libya, Mısır ve Yemen’de devam ederek Suriye’de süren iç çatışmalar artık sömürgeci güçlerin gerçek yüzünü sanıyorum Batı hayranlarına göstermiştir. Bu yaklaşım gerçekleşmiş ise en azından tüm çekilenlere rağmen hayırlı bir sonuç çıkartılmış olacaktır. Çünkü artık ABD ve yandaşları gerçek yüzlerini ve niyetlerini gizlemeye gerek duymuyorlar. Önemli olan sahada çarpışan tarafların niyet ve mahiyetleri. Eğer niyet itibariyle sömürgecilere hizmet ediliyorsa, yani bugünlerde ılımlı İslam adı altında İslam dünyasına sunulan seküler bir İslam anlayışına sahiplerse ABD ve diğer sömürgeci güçlerin sempatisini ve desteğini alabiliyorlar. Ama sömürgecilere karşı çıkıyor, ülkelerini Haçlılara karşı korumaya soyunuyor ve ülkelerinde İslam’ın hâkim olmasını istiyorlarsa hemen gerek şahıs, gerek örgüt, gerekse devlet planında terörist damgasını yiyorlar. Bu hususta son yıllarda sergilenen bazı tavırları hatırlattığımızda sanıyorum mesele daha kolay anlaşılacaktır. Özellikle olaya Suriye bazında baktığımızda ABD ve Rusya’nın PYD/YPG terör örgütüne bakışları bu husustaki gerçek niyeti ortaya koymaktadır. Türkiye ısrarlı bir şekilde PYD’yi PKK’nın Suriye’deki kolu olarak değerlendirirken ABD ve Rusya’nın ısrarlı bir şekilde PYD’ye destek vermeleri, Türkiye’nin açıklamalarına katılmadıklarını söylemeleri artık dost ve düşman tasnifini yeniden yapmamız gerektiğini gündeme getirmiş bulunuyor. Yani, PYD kesinlikle terör örgütü olarak ilan edilmezken terör örgütü olarak nitelendirdikleri PKK’nın elinde de bu ülkelerin son sistem silahlarının bulunduğu hatırlandığında ABD ve diğer Haçlılar için önemli olan örgütlerin adları değil, savundukları olduğu açıkça görülür. Önemli olan savunduklarının sömürgecilerin hedeflerine hizmet edip etmediğidir. Bir adım daha atarsak son olarak hiçbir zaman şiddete bulaşmayan, şiddeti reddeden Müslüman Kardeşler’in (İhvan) ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu tarafından terör örgütü olarak kabul edilmesi ve bunun açıklanması da gösterdi ki ABD ve diğer İslam karşıtları için bir örgütün teröre karşı olması, hatta seçimle Mısır’da iktidar olmaları bile onları terör örgütü olmaktan kurtaramıyor. Darbeci Sisi ise demokrat ve övgüye değer bulunabiliyor. Onlar için önemli olan çıkarlarına taş koyulmasın. Sömürgecilerin çıkarlarına hizmet edildiği sürece kişi ya da örgütler istedikleri yola başvurabilirler. ABD çıkarlarına hizmet ediyorlarsa her türlü terörü sergileyebilirler ve buna rağmen ABD ve yandaşlarından destek görürler. Böyle olunca Haçlıları yeryüzündeki terörün başlatıcıları ve bugün de koruyucuları olarak değerlendirmek, yeryüzünde nerede bir terör örgütü faaliyet gösteriyorsa onların arkasında emperyalistlerin bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Meseleye bu açıdan bakıldığında en büyük terör örgütlerinin bu sömürgeciler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü sömürgeciler günümüzde terör örgütlerini maşa olarak kullanıyorlar. Bu yolla hedeflerine her bakımdan daha az maliyetle ulaşıyorlar. Onlar bunu yaparlarken bir takım çıkarlar uğruna sömürgecilere gönüllü olarak maşalık edenlerin durumunun da baş teröristlerden farkları olmadığın düşünmek yanlış olmaz.

Netice itibariyle inancımızı ve değerlerimizi Batılı kavramlarla yorumlamayı ve algılamayı sürdürdüğümüz müddetçe İslam dünyasındaki kafa karışıklığı sürecektir. Çünkü kültür terörü yoluyla önce kavramların içi boşaltılarak işgal kafalarda başlatılıyor. Bu kafa karışıklığı ile terör örgütlerinin aklanmasını kolaylaştırıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi