Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Tamir mi?

Tamir mi?

Dünyadaki ekonomik krize karşı alınan tedbirler eskiye dönüşü yani oluşan hasarların tamirini mi amaçlıyor yoksa eski düzen yerini yenisine mi terk ediyor? Genel eğilim finans piyasalarındaki aksaklıkları gidererek eskinin ihyasına çalışıldığı biçiminde. Bu görüşe katılmıyorum ve eskiden beri sürdürdüğüm modelin geçerli olduğunu, finans kesimini kontrol eden güçlerin yenilgiye uğrayacağını ve finansın belirlenen, üretimin belirleyen olduğu yeni bir ekonomik düzene geçileceğini düşünüyorum.

ABD’nin yedi yüz milyar dolarlık bir kurtarma planını devreye sokmaya çalıştığı ve bunun oluşan hasarları giderme ve statükoya dönüş anlamına geleceği, bu nedenle analizimin yanlış olduğu ileri sürülebilir. Bu durumda kurtarma planının neyi hedeflediği yani neyi kurtarmak istediğine bakmak gerekir. Acaba ABD finans piyasalarına yatırım yapan yabancı sermayeyi garanti altına almak ve onların kayıplarını telafi etmek mi istiyor yoksa kurtarma işleminde seçici davranıp bazı fonların erimesine göz yumarken diğerlerinin ayakta kalmasını mı sağlayacak?

Bu yangında ilk kurtarılacak şey ABD’deki emeklilik fonlarıdır. Çünkü bu fonların iflası ciddi sosyal sorunlar ortaya çıkarır ve ABD hazinesi bu fonların yerine ödeme yapmak zorunda kalır. Öyleyse nasıl olsa yapılacak bir işe önceden hazırlıklı olmak gerekir. Yabancı fonların değer kaybetmesi ise bir sorun değildir.

Bu krizin ABD’de bir daralmaya sebep olacağını yani üretimde ciddi düşüşler yaşanacağını zannetmiyorum. Hatta tersi bile olabilir ve iç üretim ithalatın yerini alabilir. ABD bu süreçte ileri teknoloji kullanımını ve enerjide önemli bir değişim yaşanmasını teşvik edebilir. Krizi fırsata dönüştürmeyi yeni para bulmak olarak algılayan ülkemiz bu gibi dönüşümlere yabancıdır.

Ekonomiyi parasal ilişkiler olarak kabul eden anlayışa yabancıyım. Bana göre bu ilişkilerin arka planındaki mal hareketleri gerçek belirleyicidir. Bu nedenle ülkemizin güvenilir olduğunu ve gelecek yabancı sermayenin tüm sorunlarımızı çözeceğini düşünmem hatta bunun uyuşturucu kullanmaktan farksız olduğunu düşünürüm. Gelişmiş ülkelerden kaçan sermayenin ülkemizi güvenilir bir liman sayacağını ve buraya geleceği çok şüpheli bir senaryodur. Çünkü güvenli yer onu ödeyebilecek yerdir ve bu ancak üreterek ve onu satarak mümkün olur. Bizim modelimiz dışardan gelecek parayla ara malları satın almak ve bunları üretime dönüştürerek satmaktır. Alıcılar ekonomik kriz içindeyse kime mal satacaksınız? Yabancı sermaye gelmezse bırakın fırsat yakalamayı ekonomimizi en alt düzeyde bile ayakta tutamayız.

Eğer krizi parasal kabul ediyorsanız ve alınan parasal önlemlerle çözüm bulunacağını inanıyorsanız çok ciddi olumsuz bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Ama bu krizi ekonomiyi yeniden değerlendirmek ve reel ekonominin gerçek belirleyici olduğunu anlamak ve buna göre çözüm üretmek için bir fırsat olarak değerlendirirseniz problemin çözümünün zorluğu anlaşılır ama gerçekçi bir duruş sergilemiş oluruz. Bunun için paradan başka şeylerin de var olduğunu düşünen kadrolara ihtiyaç vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi