Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Vize serbestisi için 72 madde yeterli değilmiş!..

Vize serbestisi için 72 madde yeterli değilmiş!..

Avrupa Birliği ile imzalanan mülteci anlaşmasının ülkemiz açısından önemli maddesi Türkiye 72 maddelik hukuki düzenlemeyi kısa zamanda Meclis’ten geçirdiği takdirde Haziran ayından itibaren vize serbestîsinin gelecek olmasıydı. Diğer madde ise 3 milyar avroluk yardımdı. Anlaşma istenen şekilde uygulanmaya devam edilirse 3 milyar avro daha ilave destek sağlanacaktı. Anlaşmanın imzalandığı tarihe kadar ülkemize gelmiş olan mültecilerin sayısında hiçbir azalma olmayacak, 3 milyona yakın mültecinin sorumluluğu bizde olacak ama bu arada Yunanistan’a kaçak yollardan ulaşmayı başaran mültecileri Türkiye geri kabul edecekti. Yani, artık Avrupa’ya mülteci akını önlenmiş olacakken, Türkiye’de bir azalma olmayacaktı. Ne zaman Suriye’de çatışmalar biter, daha doğrusu ABD, AB ülkeleri ve Rusya Suriye’de istedikleri hedeflere ulaşırlar o zaman ülkemize sığınmış olan mülteciler isterlerse ülkelerine dönebilecekler. Ama bu hususta ne olacağını kimse bilmiyor. Kimileri Suriyeli mültecilerin büyük bir bölümünün ülkemizde kalıcı olduğunu söylerken bazıları da Suriye’de çatışma bittiği takdirde mültecilerin önemli bir bölümünün geri döneciğini ileri sürüyorlar. Çatışmanın bitmesi ile Suriye’de yaşamın normale dönmesi ne oranda mümkün olabilecektir? Diyelim ki mülteciler ülkelerine dönmek istediler, gittiklerinde nerede barınacak, hayatlarını nasıl devam ettirecekler? Bu sorulara şimdiden kimsenin net bir cevap vermesi mümkün değildir. Bu bakımdan Türkiye mültecilerin büyük bir bölümünün kalıcı olabileceği düşüncesiyle bir takım adımlar atmaktadır. Söz gelimi toplu konut projeleri hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.

Diyebiliriz ki, AB ile imzalanan mülteci anlaşması Avrupa’yı mülteci göçünden kurtarmış ama Türkiye açısından iyileştirici bir durumu söz konusu olmamıştır. Anlaşmanın hemen ardından, söz verilen 72 maddelik düzenlemeyi Türkiye Mayıs ayı başına kadar hayata geçirse bile AB’nin vize serbestîsine geçip geçmeyeceği hususunda da bir netlik olmadığını yeni bahaneler ileri sürerek erteleyebileceklerini yazmıştım. Bu tahminimde yanılmadığımı görüyorum. Çünkü medyaya, “Vize serbestîsine kısıtlama geliyor” başlığı ile yansıyan haberler AB ülkelerinin bu hususta şimdiden bir hazırlık içinde olduklarını ve konunun önümüzdeki perşembe günü Lüksemburg’da toplanacak AB İçişleri Bakanları toplantısında ele alınacağı ileri sürülüyor. Bu kısıtlamaların gerekçesinin neler olabileceği ise bir takım kaynaklara dayandırılarak şöyle ifade ediliyor:

“Türkiye’nin Yunanistan’dan mülteci almayı durdurması, korunmaya muhtaç mültecilere gerekli barınma imkânlarını sağlamaması ve insan hakları ihlallerinde bulunması vize serbestîsi uygulamaya girdikten sonra hızlı bir şekilde durdurulmasına gerekçe olarak gösterilecek.”

Sanki 5 yıldan beri Türkiye’ye gelmiş olan 3 milyon civarındaki mülteci ile AB ülkeleri ilgilenmiş, onların ihtiyaçlarını karşılamışlar gibi bir yaklaşım sergileniyor. Nedense Türkiye’nin mültecilere kapılarını tamamen insani duygularla açtığını bir türlü görmek istemiyorlar. Çünkü bu gerçeği gördükleri takdirde utanmaları gerekiyor.

 

Asr-ı Saadet ve Somuncu Baba

Çocuklarlarımla gittiğim Somuncu Baba filminden geçen hafta başında söz etmek, bu tür konulara ilgi duyup da sinemalarda vizyona girdiğinden haberi olmayan okuyucularımı haberdar etmek istemiştim ama yoğun gündem sebebiyle yazamamıştım. Bu Pazar’da ABB Başkent Tiyatrosu’nda sahneye konulan “Hak Geldi Batıl Zail Oldu: ASR-I SAADET” oyunundan Ankaralı okuyucularımı haberdar etmek istedim. Gerek Somuncu Baba filmini gerek Asr-ı Saadet oyununu çocuklarımla birlikte beğenerek izledik. Baştan sona duygulu anlar yaşadık. Gönül dünyamızın derinliklerine yolculuk yapmamıza vesile oldular. Filmin ve tiyatro oyununun dünya telaşından biraz olsun kurtulup, manevi dünyamızı beslemeye katkısı olacağını düşünüyorum. Gerek Somuncu Baba filmi gerek Asr-ı Saadet oyununu bizlere sunanlara, özellikle Asrı-ı Saadet oyununun yönetmeni ve anlatıcısı Mehmet Tahir İkiler kardeşime tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Çünkü iki saati aşkın bir süre boyunca Peygamber Efendimizin (S.A.V.) hayatını güzel örnekleriyle ortaya koydular. Olayın müziklerle de takviye edilmesinin oyuna bir başka güzellik kattığını da eklemek isterim. Bu maddi dünyada inancımızın manevi boyutu ile yüzleşmek, yüreğinde o manevi hazzı duymak isteyenler için güzel bir fırsat olur diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi