Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD Suriye’de ikiyüzlü politika izliyor!..

ABD Suriye’de ikiyüzlü politika izliyor!..

BAŞLIĞA aldığım cümle sıkça dile getirdiğim bir gerçeğin ifadesi. Böyle olunca tekrarlamak anlamsız gibi gelebilir. Ama bu defa cümle kendi yorumum olmayıp Şam’da ABD Büyükelçiliği yapmış emekli bir diplomata ait olunca tekrar da olsa üzerinde durmak istedim. 2011-2014 döneminde ABD’nin Şam Büyükelçisi olarak görev yapan Robert Ford; ABD’nin Suriye politikasını eleştirerek terör örgütü PKK bağlantılı PYD politikasını tutarsız ve ikiyüzlü olarak nitelendirdiği açıklamasında şu değerlendirmeleri yapıyor:

“Washington 2012-2014 yıllarında Suriye muhaliflerine yeterli desteği vermedi. ABD yönetimi artık istese de Esad üzerindeki baskıyı artırmak için birkaç yıl öncesine göre daha zor bir süreçle karşı karşıyadır. Halep’te Nusra Cephesi olduğu gerekçesiyle Esad’ın bu şehre saldırmasına ses çıkarmayan Obama yönetimi, her bakımdan absürt bir durumdadır. YPG’nin PKK ile birlikte hareket ettiğini bildiği halde YPG’ye silah vermeyi sürdürüyor.”

Aslında emekli büyükelçi bilinenleri tekrarlıyor ama değerlendirmenin sahibi içeriden birisi olunca, ABD yönetiminin tutumu aleyhine şahadet olarak kabul edilebilir. ABD özellikle Türkiye aleyhine böylesine açık bir tavır sergilerken ve bunu gizlemeye bile gerek duymazken Türkiye ne yapıyor, dış politikasında ne gibi bir değişiklik yapmayı düşünüyor? Sanıyorum bizi esas ilgilendiren husus burası. Çünkü düşmandan sadece şikâyet etmek yeterli olmaz. O şikâyetin sebeplerini ortadan kaldırmaya ABD’nin zorlanması gerekiyor. Buna bizim gücümüz yetmez deniyorsa o zaman tuz kokmuş ve zulmü sineye çekmeye kendi kendimizi mahkûm etmişiz demektir.

ABD’nin ikiyüzlülüğü Suriye’de sadece PYD ile de sınırlı değil. Aynı ikiyüzlü tavrı IŞİD konusunda da sergiliyor. Bu noktada geçtiğimiz günlerde bir dostum sohbet sırasında, “Kilis’e yönelik füzeleri İŞİD mi, yoksa başkaları mı atıyor? Ya da attırıyor?” diye bir soru yöneltmişti. Belli ki net açıklamalar olmasa bile artık insanımızın içinde aldatıldığımız ve kara harekâtına çekilmeye çalışıldığımız hususunda şüpheler oluşmaya başlamış durumda.

Bu noktada gazetelerde, ABD’nin ikiyüzlülüğünün kanıtı mahiyetinde özellikle de yukarıda aktardığım dostumun sorusuna cevap olacak nitelikte başka haberler de vardı. Bu haberlerden birinde ABD doğrudan hedef alınıyor, “İstihbaratı verdik, ABD, IŞİD’i vurmadı” başlığı altında şöyle deniyordu:

“IŞİD dün (önceki gün) Kilis’e 2 roket daha attı. Türk Silahlı Kuvvetleri roketlerin ateşlendiği IŞİD mevzilerini tespit etti. Koordinatlar anında İncirlik’e aktarıldı. Ancak, ABD operasyon yapmadı. Yetkililer ABD’nin muhalifleri başarısız göstermek, PYD’yi meşrulaştırmak için IŞİD’i vurmadığını belirtiyor.”

Suriye’de oynanan oyun çok açık. İncirlik Üssü IŞİD ile mücadele için ABD ve koalisyon ortaklarına açılmıştı ama gelinen noktada sadece PYD’ye destek için kullanılıyor. Hem de Türkiye PYD’yi her fırsatta PKK’nın Suriye kolu olduğunu açıklamasına rağmen. O zaman Türkiye, Suriye’de aslında IŞİD ya da PYD ile değil bu terör örgütlerinin arkasındaki destekçi ABD ile karşı karşıya gelmiş durumda. Böyle olunca da Kilis’e füzeleri IŞİD mi ABD mi atmış olması önemini yitiriyor. Çünkü ortak hareket edildiği ortada. Bu arada HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın ABD dönüşü birden fazla parlamento kurulabileceğinden söz etmesi de tesadüf olmasa gerek. Sırtını sıvazlayanlardan cesaret aldığını söylemek yanlış olmaz.

Suriye konusunda Rusya ile ABD’nin ortak hareket ettiğini gösteren son bir haberin başlığını da aktarmak istiyorum;

“Türkiye IŞİD’i vurdu Sergey Lavrov üzüldü. Rusya’nın Dışişleri Bakanı açıkça IŞİD’i savunan açıklamalar yaptı. Lavrov Türkiye’nin sınırdan IŞİD’e yönelik operasyonlarını kastederek Suriye’ye ateş açılmasından kaygılandıklarını söyledi.”

Utanmazlığın bu boyutlara geldiği bir dünyada neyin doğru neyin yanlış olduğunu tartışmanın da anlamı kalmıyor. Çünkü Rusya yıllardan beri Suriye’de her yeri bombalıyor ama Türkiye’nin ortak düşman ilan edilen IŞİD’e yönelik hamlesinden üzüntü duyuyorlar. Sanıyorum fazla bir şey söylemeye gerek yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi