Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD, PKK ve PYD’yi bilerek destekliyor

ABD, PKK ve PYD’yi bilerek destekliyor

TÜRKİYE’DEKİ PKK terör örgütüne, Suriye’de de PYD’ye ABD’nin niçin destek verdiği uzunca zamandan beri tartışılıyor. Bu desteğin bir takım yanlış değerlendirmelerin sonucu olabileceği ileri sürülüyor. Belki de böyle sanarak kendimizi avutuyoruz. Artık bu işin ABD kurumları arasındaki yanlış bilgilendirmeden ileri gelmediğini, ABD’nin bölgemize yönelik politikalarının bir sonucu olduğunu görmek ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü kesin olan husus şu ki, ABD’nin PKK ve PYD’ye destek vermesinin sebebi mücadelede önümüzün kesilmesini hedefliyor. Bu hususu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Terörle mücadele için bize silah vermiyorlar. Bizi yalnız bıraktılar” cümlesi aslında bütün açıklığı ile ortaya koyuyor. Bir diğer ifadeyle Türkiye’ye terörle mücadelede Kıbrıs harekâtındaki gibi ABD ve AB tarafından ambargo uygulanıyor.

PKK ve PYD terör örgütlerinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu görmek isteyen herkes görüyor. Girmek istemeyenler ya da gördükleri halde bir şey yapmayanlar/yapamayanların artık özellikle Haçlılarla ilişkilerde yeni bir dönem başlatmaları gerekiyor. Artık toprak ayağımızın altında kayma noktasında bulunuyoruz. Özellikle PYD, DAİŞ’e karşı bir kurtarıcı imiş gibi gösterilmek suretiyle sadece Batı kamuoyu değil, ülkemiz insanlarına yönelik de bir algı operasyonu uygulanıyor. Bu operasyonun etkisinden kurtulabilenler meselenin esasını rahatlıkla görebiliyor. Bu noktada İslam ve Ortadoğu uzmanı Fransız Prof. Jean Filiu ile yapılmış bir röportajdan kısa bir alıntı aktarmayı yeterli görüyorum. “ABD, PYD’yi ortak sayarak yanlış yaptı” başlığı altında verilen röportajda Filiu şöyle diyor:

“PYD-PKK birbirinin içine geçmiş iki örgüt. ABD ise PYD’yi destekleyerek çok büyük bir yanlış içerisine giriyor.”

Hemen belirtelim ki, ABD bu tercihini yanlışlıkla yapmıyor. Saddam’ın Kuveyt’i işgalinin ardından ABD’nin bölgeye yerleşmesi, ardından Saddam’ın devrilerek Kuzey Irak’ta bölgesel bir Kürt yönetimin kurulduğu günlerden bu yana süregelen bir stratejinin sonucudur. ABD Körfez krizini bahane ederek bölgeye tek başına yerleşmiş, bölgedeki İngiliz ve Fransız etkinsi sıfırlayarak tek güç konumuna gelmiştir. Ondan sonra da geçen yüzyılın başlarından itibaren bölgemize yönelik İngiliz politikalarının uygulayıcılığını ABD üstlenmiş, bölgenin zenginliklerine el koyarak bunların büyük bir kısmını kendine ayırıp İngiltere ve Fransızlara da küçük paylar ayırmıştır. Kısacası ABD, Kuzey Irak’ta Bölgesel Kürt Yönetimi oluşturulması öncesinden PKK terör örgütünün kurulması ve gelişmesine destek vererek bölgemize yönelik planlarının adımlarını atmıştır. Yani bugün yaşananlar tesadüfen ortaya çıkmıyor, planlı bir şekilde uygulamaya konuluyor. Kendi kurup büyüttüğü PKK terör örgütü ile PYD arasında irtibatı daha doğrusu bağı ABD’nin bilmemesi mümkün olabilir mi? Bu arada Türkiye’nin PKK ve PYD terör örgütlerine yönelik mücadelesinde ülkemize köstek anlamına gelecek bir takım uygulamalar sahnelenirken tüm bunların Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ya da PYD ve PKK terör örgütlerinin gücü ile izah edilmesi gerçekçi bir yaklaşım olmaz.

Artık, sömürgeci Haçlı ittifakının ülkemizi de içine alan bölgemize yönelik tavır ve niyetini doğru algılamak, doğru teşhis koymak durumundayız. Bu noktada bir takım algı operasyonlarının etkisinde kalarak hareket etmekle bölgemize yönelik sömürgeci Haçlı ittifakının planlarına hizmet etmiş oluruz. Kaldı ki sömürgeci güçler gizli kapaklı işlerde yapmıyorlar. Geliyor ülkeleri işgal ediyor, işgal ettikleri ülkede yüz binlerle ifade edilen asker yığınağı yapıyor, ülkeyi parçalıyor, terör örgütlerine aleni destek veriyorlar. Bunlar olurken demokrasi, insan hakları gibi bir takım söylemlerin gerçek niyeti gizlemeye yönelik olduğunu söylemeye bile gerek yok. Kaldı ki, Osmanlı da benzer söylemlerle parçalanmıştı. Irak, Saddam diktatöründen kurtarılmak için(!) işgal edildi ama bugün ortada tek parça bir Irak’ın olduğunu söylemek mümkün değil. Suriye aynı şekilde parçalanmak isteniyor. Sıra Türkiye’ye gelmeden ayağa kalkmamız gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi