Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Unutmayalım ama gereğini de yapalım

Unutmayalım ama gereğini de yapalım

Almanya’nın sözde soykırımı tanımasına millet olarak ortak tepki verildi/veriliyor. Bir bakıma kararın hemen arkasından söylenebilecek her şey söylendi, daha da söylenecek. Elbette millet olarak tepki vereceğiz. Eğer böyle bir konuda birlik oluşturamayacaksak, hangi konuda oluştururuz? Medyaya yansıyan ortak tepkinin yerini bulması için bundan sonra atılması gereken adımlar vardır. Bu adımların neler olacağına elbette hükümet ve parlamento karar verecektir. Ama tepkinin sadece sözde bırakılması uygulamaya dönük fiili adımların atılması şarttır. Bu işin sadece Türkiye boyutudur. Ancak, meseleyi sadece Türkiye ile sınırlandırmak, İslam dünyasını ilgilendiren boyutunu görmemek eksik değerlendirme yapmak demektir.

Bu noktada, sözde soykırım tasarısı Almanya Meclisi’nde kabul edilmeden yazdığım dünkü yazımın son bölümünü hatırlatmak istiyorum:

“İnsanlık daha fazla acı çekmeden İslam ülkeleri kendi aralarında birlik oluşturmak durumundadırlar. Bunu şimdiye kadar kendilerini sömürenleri sömürmek, onlara zulmetmek için değil, yeryüzünde gerçek barış ve adaletin tesis edilmesi için yapmaları mecburiyeti var. Bu gerçekleştirilmeden sömürgecilere -Haçlılara- kızmak, zalimliklerini ve haksızlıklarını haykırmak onları utandırmaz, geri adım atmalarını sağlamaz.”

Dünkü yazım ABD’nin terör örgütleri ile birlikteliğine yönelikti. Ama meseleye Haçlı zihniyeti ve ittifakı açısından baktığımızda aynı yolun yolcusu tüm devletler için yaklaşmak mümkün. Bunun için, Almanya Meclisi’nin sözde soykırımı tanıma kararı aleyhimize atılmış ilk adım olmadığı gibi son adım da değildir. Özellikle Almanya söz konusu olduğunda son birkaç aydır yaşananların hatırlanması yeterlidir. Söz gelimi Merkel ile öylesine samimi görüntüler verildi ve açıklamalar sergilenmişti ki, hemen ardından samimiyetin yerini bir takım ayak oyunları aldı. Vize serbestisi anlaşmasının çıkmaza girmesinin sorumlusu birinci derecede Merkel ve Almanya değil mi? Türkiye terörle mücadele ederken ısrarlı bir şekilde terörün yeniden tarifinin yapılması ve buna hukukilik kazandırılması dayatması sözde soykırımın tanınmasından daha hafif ve durum mu? Artık Haçlı anlayışının ve başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerine yaklaşımının değişmeyeceğini görmek durumundayız. Atılan her haksız ve çirkin adımın arkasından bir takım açıklamalar yaparak utandırmaya çalışmamızın bir anlamı yoktur. Çünkü biz ne kadar kızarsak kızalım, yaptıkları işin ne kadar çirkin olduğunu hangi kelime ile ifade edersek edelim zihniyetlerinin değişmeyeceğini görmek durumundayız.          

Millet olarak oluşturduğumuz ortak tepki ve tepkilerimizde kullandığımız kelimeler ne kadar ağır olursa olsun tüm bu gelişmeler karşısında Almanya Başbakanı Merkel’in şu yaklaşımı dikkat çekici değil mi?

“Almanya ile Türkiye’yi birbirine bağlayan çok şey var. Herhangi bir konuda farklı görüşlerde de olsak dostane ve stratejik ilişkilerimizin yelpazesi geniş.”

Merkel’in bunca tepkinin ardından bu söylediklerinin Türkiye’ye tatmin edecek bir yanı var mı? Yok. O da zaten Türkiye’nin gönlünü almak gibi bir çabanın içinde değil. Onlar hâlâ kendilerini haklı görüyorlar. Öylesine gurur ve kibir abidesiler ki, kibirlerinden yaptıklarının, doğru ya da yanlış olup olmadığını düşünmeye bile ihtiyaç duymuyorlar. Böyle olunca dünkü yazımda ve bugün yukarıya aldığım düşüncelerimi son söz olarak tekrarlamak istiyorum. Çünkü artık Haçlılardan adaletli davranmalarını beklemenin en hafif ifadesiyle saflık olacağını görmek durumundayız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi