Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Haçlı Seferleri hiç bitmedi, sadece taktik değişti

Haçlı Seferleri hiç bitmedi, sadece taktik değişti

Tarihte Haçlı Serleri 1096-1272 yılları arasında Avrupalı Katoliklerin Papa’nın talebi ve çeşitli vaatleri ile Müslümanların elindeki Anadolu ve Ortadoğu’yu askeri ve siyasi olarak kontrol altına almak hareketi olarak izah edilir. İtalya, Almanya ve Fransa, daha sonraları İngiltere’den yola çıkan Haçlıların hedefi Kudüs’tür. Ancak, Kudüs ele geçirilmekle birlikte bu seferler son bulmamış her seferinde Avrupa’dan yeni katılımlarla 9 kez Hıristiyan orduları Anadolu başta olmak üzere geçtikleri her yeri yakıp yıkarak, katliamlar yaparak seferlerini sürdürmüşlerdir. Tarih kitapları Haçlı Seferleri’nin 1272 yılında son bulduğunu yazar ancak, bu seferler Haçlı Seferleri olarak isimlendirildiği içindir. Haçlı Seferleri Hıristiyan dünyanın Müslüman düşmanlığı olarak ele alınacak olursa Müslümanların İspanya’dan ve Sicilya Adası’ndan atılması için gerçekleştirilen Hıristiyan ittifaklarını unutmamak gerekir. Bu bakımdan olay sadece Katolik Hıristiyanların Müslüman düşmanlığından ibaret değildir. Hıristiyanlar daha önce işgalleri altındaki yerlerin zamanla Müslümanların eline geçmesine duydukları öfkeyle yaklaşık 600 yıl hüküm sürmüş Endülüs Emevi Devleti’nin bugün yerinde Müslüman bırakılmadığını görmek Hıristiyanların Müslüman düşmanlığının boyutunu göstermeye yeteceği gibi eğer bir soykırım görmek istiyorlarsa onlar için sadece Haçlı Seferleri’nde yaptıkları değil, İspanya’da işledikleri cinayetleri hatırlamaları yeterlidir. Bugün de aynı kin ile Müslümanlara karşı dünyanın hemen her köşesinde Haçlı ittifakının devam ettiğini söylemek yanlış olmaz.

Haçlı ittifakı ve İslam dünyasına yönelik Haçlı Seferleri’nin hiç bitmediğini, sadece zamana ve şartlara göre bir takım değişikliklere uğradığını söylemek yanlış olmaz. Tarihteki Haçlı Seferleri’nin hazırlayıcısı ve kontrol edicisi Papalık iken zamanla kilise önde görünmemeye başlamış ama Hıristiyanların Müslüman düşmanlığı hiç bitmemiştir. Sonraki yıllarda İngiltere İslam dünyasının parçalanması görevini üstlenmiş, İkinci Dünya Savaşı’na kadar bu işin öncülüğünü yapmış, İkinci Dünya Savaşı ile birlikte ABD İngiltere’nin yerini almaya başlamış ama bu yer alış İngiltere ya da Avrupalı diğer Hıristiyan ülkeleri devre dışı bırakarak değil, birlikte hareket şeklinde olmuştur. Irak’ın işgalinde, Afganistan ve Suriye‘de yaşanan olaylara bakıldığında tarihteki Haçlı ittifakının genişleyerek bugün de devam ettiğini görmek mümkün.

Son yıllarda yeni bir taktik geliştirilmiş durumda. Geçmişte özellikle Osmanlı’dan kopartılan bölgelerde bir takım yandaş yöneticiler atanarak sömürü sürdürülürken, şimdilerde İslam dünyasını tamamen bitiremedikleri, diz çöktüremedikleri için bir takım taşeron terör örgütlerini devreye sokmuşlarıdır. Böylece İslam dünyasının daha da ufalanmasını sağlamaya çalışırken, ellerini yakmamak için maşalar kullanmaya başladılar. Sadece ülkemizde değil, İslam dünyasındaki bir takım terör örgütleri varlıklarını koruyabiliyor, faaliyetlerini sürdürebiliyorlarsa arkalarındaki yabancı güçler sebebiyledir. Taşeronlar farkında olmasalar bile yüzyıllardır devam eden Haçlı ittifakının Müslümanları yok etmeyi hedefleyen planlarının sonucudur.

Irak, ABD ve diğer Haçlıların ittifakı ile işgal edilmiş ve bu işgalin ardından kuzeyde yarı bağımsız bir yapı oluşmuş, geçen bunca zamana rağmen bu ülkede Müslüman kanı akıyor ve oluşturulan yarı bağımsız bölgede PKK terör örgütünün karargâhının güvenliği yine Haçlılar tarafından sağlanıyorsa ülkemizde ve bölgemizde işlenen cinayetleri ve akan kanı bir takım terör eylemleri olarak nitelendirmek eksik olur. Olay, Haçlı Seferleri’nin bitmediğini gösterir. Kaldı ki, Haçlılar başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere terör örgütlerine verdikleri desteği gizlemeye de gerek duymuyorlar. Terör örgütlerinin elindeki her türlü silah ve cephane Haçlılara ait. Bu bakımdan bölgemizde ve ülkemizde yaşananları doğru okumak, meselenin bir takım örgütlerin faaliyetinden ibaret değil Haçlı Seferleri’nin devamı olduğunu görmek, buna karşı İslam Birliği’nin bir an evvel sağlanması için çabaların artırılması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdulkadir Özkan Arşivi