Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Derin devlet krizi bölgeye yayılırsa!

Derin devlet krizi bölgeye yayılırsa!

Bu Ergenekon işi, görüldüğü kadar basit bir iş değil. Bunun arkası çorap söküğü gibi gelir.. İşin içinde silah kaçakçılığı da var, eroin kaçakçılığı da, arazi mafyası da var, petrol kaçakçılığı da..
Kozmik belgelerin elden ele dolaştığı bir vadi burası.. Sınırları Türkiye sınırları ile sınırlı değil..
Kökü İttihat Terakki’ye kadar gider.. Ama en azından 1978’e gitmelisiniz bugünkü olayın iç yüzünü anlamak için.. Hatta 1971’e.. İşin içinde olmayan karar verici kimse yok gibi.
Mesela 1 Mayıs’ın izini sürün, Şah’ın İran’ına kadar gidersiniz. SAVAK’ın bu işle ne alakası var demeyin. RCD, Cento, hepsi bu derin planın bir parçası.. İran’da duramazsınız, zaten Afganistan’a, Pakistan’a uzanırsınız. Beriye gel Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün. İsrail’in bu resimde ayrı bir yeri var..
Sovyetler’i alınca Balkanlar ve Kafkaslar’ı da işin içine dahil etmiş oluyorsunuz..
Bulgaristan’ın ayrıca özel ve önemli bir yeri var. Tabii Arnavutluk ve Romanya’nın da..
Çin doğrudan işin içinde olmasa da “Çinci”ler, “3. Dünyacı”lar sistemin bir parçası idi..
NATO zaten sistemde büyük oyuncu! Biraz Mısır’ı da katarız bu işe..
Bu Ergenekon işini, zamana yaymadan kısa sürede bitirmeniz gerekir.. Eğer zamana yayarsanız, bu kriz bölgeye yayılır.. O zaman da hiç toparlayamazsınız..
Şöyle bir ipucu vereyim: “Bizim iyi çocuklar” Irak’ta, Suriye ve Lübnan’da, İran’da, Avrupa’da, Rusya (vd) operasyonlara gönderildiler, onların “iyi çocukları” da burada ve diğer bölgelerde operasyonlara giriştiler.. Kanlı 1 Mayıs’ın arkasında SAVAK da çıkabilir mesela!
Bu piyasada kimin eli kimin cebinde belli değil. Avrupa bir şekilde hesabı kapattı, defteri dürdü ama, bizdeki hesaplaşma devam edince, oradaki eski defterlerin de yeniden açılma riski ortaya çıktı..
Bizimkiler, ötekileri bu işe dahil etmeye çalışıyor. Ötekiler ise, bu işlerin bu şekilde uluorta tartışılmasından rahatsız. ABD, AB, NATO, bu işin kısa sürede halledilmesini istiyordu, gördüğüm kadarı ile. Hükümet bu işten çekindi, hep topu taca attı. Ama sonunda bu pimi çekilmiş bombayı kucağında buldu.
Bu iş öyle 3-5 savcının altından kalkacağı bir iş değil. Ele geçen belgeler şimdilik, çok sınırlı bir zamanı, mekanı, kişileri kapsıyor. Peki, ana arşivlere ulaşılırsa, ana depolara ulaşılırsa ne olacak?
Suriye yönetimi ve istihbaratı da, İsrail yönetimi ve istihbaratı da, Alman, Amerikan, İtalyan, Fransız yönetimi ve istihbaratı da bundan rahatsız olur.. İşin içinde Masonlar da var, Tapınakçılar da, illuminati de, herkes, olmayan yok ki! Apo, muhaberattan habersiz mi kaldı Bekaa’da!
Bizim birçok siyasi liderin kariyeri yara alır. Dini önderler, büyük iş adamları vs..
Kontrol dışı unsurlar, “Merkez”den umudu keser. “İş başa düştü” diye, durumdan vazife çıkartacak olurlarsa, bütün bu bölgede istihbaratçılar arası iç savaş başlar. Burnuna yumruk yiyen başbakandan, “bizim çocuklar”dan “iyi çocuklar”a kadar birçok kişi susturulabilir.. Birileri sıranın kendine geldiğini, ya da eylem arkadaşının konuşacağını farkederse, düşünürse eski iş ortağının kafasına silahını dayayabilir..
Gizli arşivler imha edilirse bir dert, ele geçse bir başka dert.
Ama asıl büyük dert bu işin fazla uzaması.. Bakın yakında karşı informasyonlar gelebilir..
Gördüğüm kadarı ile Almanya sıkıntılı.. CHP’nin Alman vakıfları ile ilişkisi filan, öncü sarsıntılar.. Mafia hesaplaşması vesilesi ile İtalyanların da başı sıkışacak.. İşin Türkiye ayağı, İtalya’dakinden de büyük ve sıkıntılı.. “Temizeller savcısı” bile zor kalkar bu işin Türkiye ayağının içinden.. Bakın son olarak Papa suikastında Ağca’nın kullanılmasının STASİ’nin planı olduğu yazılıp çizilmeye başlandı.. Almanya’da yayımlanan Der Spiegel dergisi, eski Doğu Almanya istihbarat teşkilatı STASİ’nin Mehmet Ali Ağca’nın Papa 2. Jean Paul’e yönelik başarısız suikast girişimini Türk ülkücülere mal etmeye çalıştığını iddia etti.
Ben yine aynı şeyleri söylüyorum: Petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi para kaynaklarını kesin. Örtülü KİT’leri, derin devletin taşeron firmalarını, gazetelerini tasfiye edin. Silah depolarını kontrol altına alın, arşivleri ele geçirin, tetikçileri değil, derin devlet baronlarını yakalayın. TSK ile bu işin bağının kesilmesi gerek. Bu yapının Media, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK içindeki bağlarının kesilmesi şart. Sonra 50-100 kişi neyse tepedekiler dışında para ve silahlarını teslim eden ve pişmanlık duyanları şartlı şekilde serbest bırakın.
Bu işte geç kalınıyor. Eğer böyle giderse, gün gelir olaylar bir patlak verirse arkasını zor toplarsınız. Birçok ülkede bombalar patlar, silahlar konuşur, çok kişi bu işten zarar görür..
Sanıyorum biz Ergenekon’u gözümüze fazla yaklaştırınca, arkasında bir ormanı kaybediyoruz..
Bu, soğuk savaştan kalma, ABD’nin başımıza bela ettiği bir örgüt.. Şimdi işleri bitti, kontrol dışına çıktılar, Sam Amca artık tasfiye edilmesini istiyor ama, bu güç buna direniyor..
Aslında bu yapının kökleri bizde İttihat Terakki’ye kadar dayanıyor.. Osmanlı’yı bu yapı ile çökertmediler mi? 3 yıl iki ayda bir imparatorluğu tasfiye ettiler. Biz o kadar sürede, Etibank’ı bile tasfiye edemedik.. Bakın bunların gözü dönmüş. Zamanında kan hesabı yapmamışlar mıydı, 28 Şubat’ta? Saçan Kömürcü’ye ne diyordu: “Bizim birimiz onların ellisini haklar.” Eski polis şefi ile gazeteci böyle düşünüyor!
Ha, Avusturya seçimlerinin sonuçlarını biliyorsunuz değil mi? Radikal sağın oy toplamı, en büyük blok’u oluşturuyor.. Avusturya’da Ergenekon kazandı, anlayacağınız. Ergenekon davasında gelişmeler böyle devam edecek olursa, Avrupa’da ve Türkiye’de görülen, görülmekte olan, faili meçhul kalmış, üstü örtülmüş birçok dava tekrar açılmak zorunda kalabilir.
Bu işin Şangay Platformu’na kadar uzanması mümkün. Çin ile Rusya, yani BÇG gösterip Doğu Çalışma Grubu oluşturmaya çalıştılar. Ateş Paşa boşuna İran ve Rusya’nın adından söz etmedi bir zamanlar.. Batı biraz da bunun için Ergenekon operasyonu konusunda sessiz!
Bu arada EPDK’nın petrol usulsüzlüğü ile ilgili cezaların tahsili yönünde adım atması da önemli.. Petrol kaçakçılığı, kamuya eksik satış, solvent, bozuk yemeklik yağın mazota katılması gibi daha birçok ayağı var.. Yani petrol işi derin.. % 20 değil, toplamda % 40’ı bulan bir kara sektör..
Bizim bu işlerle ilgili tek şansımız, sistem içi güçlerden bir bölümünün artık bu işin böyle gitmeyeceğini görmesi ve yarın bu işin daha tehlikeli bir hal alacağını görüp, tasfiyeye razı olması. Öte yandan yapı içinde görünürde, sağ, sol, Kürt, Türk, dindar görünen, ateist, herkes bu yapıda olmasına rağmen, sokakta vuruştursalar da, merkezde bir araya gelip kadeh tokuşturabiliyorlardı. Maksat vatan kurtulsun. Kontrollü bunalım stratejisi dedikleri şey! Şimdi bir sürü 1 numara çıktı.. Kendi aralarında kanlı bıçaklı oldular. El altından birbirleri aleyhine bilgi sızdırıyorlar.. Birileri bu işten yakasını sıyırmaya çalışırken, birileri, tehditle ve şantajla bir yerlere varmaya çalışıyor.. Kimi aldatıldıklarını düşünüyor, kimi suçluluk psikolojisi ile karanlık hesaplaşmaların faturasını eski iş ortağına yamamaya çalışıyor. Yani kendi aralarında da bir iç savaş var. Önemli olan da bu. Ne olursa olsun, bu işlerin artık daha fazla böyle gitmeyeceği anlaşıldı. Bu önemli. Şimdi herkes kendini ve ekibini kurtarma çabasında. Birtakım baronlar ise kendilerine dışarıdan sığınacak ülke, örgüt arıyor sanki. Ve zaman kazanmaya çalışıyorlar..
Dikkat. Şimdi daha tehlikeliler. Bu yapı tasfiye edilmez değil, ama dikkatli olmak gerek.
Operasyondan önce strateji ve takdiklerin iyi hesaplanması gerek. Nihai hedefin iyi belirlenmesi gerek.
Bana kalırsa hükümet, bu işi açık açık ABD ve AB ile görüşmeli. Soğuk Harbin başımıza bela ettiği bu yapının tasfiyesinde bilgi ve belge değişimi olmalı.. Kertenkelenin kuyruğunu bırakın, gövdesi nerede ona bakın! Bayram sonrası piyasa kızışacak gibi.. Aman dikkat! Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi