Servet Avcı

Servet Avcı

Darbeciler, hilal bıyıklılar ve sorular

Darbeciler, hilal bıyıklılar ve sorular

Önce şu soruyu soralım: Darbeciler sonuç alsaydı, hâkimiyeti tam sağlamak için nasıl bir düzen kurarlardı?

Sonuç alma adına insanlıklarını kaybedenlerin, Gölbaşı'ndaki o kahraman özel harekâtçılara bomba yağdıranların, kendi silah arkadaşlarına ve vatandaşlara hiç acımadan ölümü lâyık görenlerin, Meclis'ini vuranların kuracakları düzen kanlı bir diktatörlük olacaktı... Türkiye belki de o sancılı demokrasisine bile bir daha dönemeyeceği tipik bir Orta Doğu ülkesine dönüşecekti...

Bir felaketin kıyısından dönüldü dönülmesine de, böyle oldu diye muhalefeti askıya alacak değiliz... Şimdi demokrasinin ve adaletin sağlığı açısından daha çok sormalı, daha çok denetleyebilmeliyiz iktidarı...

Sormalıyız meselâ, gözaltına alınan ve tutuklanan binlerce kişi olduğuna göre, yani darbe hazırlığı ve uygulaması 'binlerce insanın bildiği sır', hadi diyelim 'yüzlerce insanın bildiği sır' olduğuna göre, bu sırra zamanında ulaşamamış bir güvenlik mekanizmasına sahip olmak nasıl bir duygu? Bu güvenlik mekanizmasıyla vatandaşlar ülkenin ve kendilerinin geleceğinden nasıl emin olacaklar? "Bizden habersiz yaprak kıpırdamaz" edebiyatı bu acı gerçeği kapatabilir mi?

Sağduyulu vatandaşların yanı sıra kimi insanların içinde büyümüş linç kültürü de sahne aldı bu olaylarda... Orta Doğu kökenli o kültür, dün kısmen Bosna'daki, sonra da Çeçenistan'daki direnişi nasıl kirlettiyse, ona benzer görüntüler yaşandı... Halkın üzerine kurşun yağdıracak kadar gözü dönmüş darbecilere en ağır biçimde ceza verecek olan, vermesi de gereken adalet sistemi, hiçbir şeyden habersiz, silahını bırakarak teslim olan askerlere karşı giriştiği o iğrenç tavrın hesabını sormayacak mıdır?

TSK darbecilerden ibaret bir kurum değil ki... Onun öyle olduğu da net bir şekilde görüldü... O halde TSK'yı 'Süleymaniye'deki çuval hadisesi' kadar yıpratabilecek çaptaki eylemlerin sorumlularına ve belindeki kemerle, tekmelerle 20 yaşındaki çocukları öldüresiye dövenlere adaletin bir yaptırımı olmayacak mıdır?

***

2010'da 'hilal bıyıklılar' hedefti Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde... Güneydoğu için 'özel ordu' konuşulurken tip çiziyordu Hüseyin Çelik şu cümlelerle: "Ben devlet adına kurşun sıkıyorum, millet adına kurşun sıkıyorum diyen zihniyet olmayacak. İşkenceyle alâkası olmayacak. Özel harekât timleri içinde çok yanlış adamlar vardı. Bıyıkları aşağıya doğru sarkık, tipik MHP militanı görüntüsü veren insanlar vardı. Ellerinde uzun namlulu silahlar, özel arabalarla gezen..."

Ne tuhaf değil mi? Bugün yine o 'hilal bıyıklılar' can veriyor, hem PKK'yla mücadelede, hem de darbecilerle mücadelede!.. Unutmamak lâzım, Çelik, 'hilal bıyıklılar'dan intikam alırken, Ergenekon'la ilgili Arınç da 'bağırsak temizleme' teşhisi koyuyordu...

Öğrenci ve personel alımlarında 'sorular çalınıyor' iddiaları pek yaygındı... İyi de bu soruları sızdıranları görevlere getirenler kimlerdi? Eğer sorular birileri için çalınıyorsa, başkalarının da hakları çalınıyor demekti... Şimdi o hakları çalınanlardan ve dilenecek özrü artık duyamayacak 'hilal bıyıklılar'dan özür dilenecek midir?

***

Dileriz ülke hızla normalleşir... Çünkü bulunduğu coğrafya ve terör tehdidi bu boşluğu affetmez... Eğer bu yaşananlardan büyük bir tecrübe çıkarıp, ülkenin geleceğiyle ilgili güvenlik, adalet ve demokrasi tahkimatı yapmak yerine, kısa vâdeli siyasî rant hesapları yapılırsa orta vâdede yeni krizlere kapı aralanmış olur...

Sâlâlar okutulurken, bunca şehit varken 'kutlama' yapmayı aynı kampanyanın içinde görmek gerçekten o linç görüntüleri kadar iğrenç... Hızını alamayan kalabalıkların provokatörlerin yönlendirmeleriyle İstanbul ve Malatya örneğinde olduğu gibi Alevi mahallelerinde güç gösterisi yapmaları, Türkiye'yi zihnen Orta Doğu'ya çekmekten başka bir işe yaramaz...

İşte bunun için 'devlet aklı'nın acilen avdet etmesi gerekiyor... Darbe de atlatılır, darbeciler de... İktidar olunur da, kaybedilir de... Oysa 'bir arada yaşama irademiz'i kaybedersek işte o zaman telafi edemeyeceğimiz zararlar doğar, Anadolu'daki varlığımız tarihinin en sancılı dönemlerinden birine girer...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Servet Avcı Arşivi