Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Heyecan geçince her şey unutuluyor

Heyecan geçince her şey unutuluyor

Darbe girişimi gecesi ve ertesinde meydanlarda darbecilerin idam edilmesi haykırılıyordu. Aradan bir süre geçince heyecan giderek yatışmaya başladı, idam istekleri de gündemden düştü. Darbe gecesi sivil halka ateş açılmış şehitler verilmişti. Dolayısıyla darbeye karşı meydanlara çıkan inanların yine bu ülkenin askerleri tarafından şehit edilmesine karşı tepki duyulması, can alanların canlarının alınmasının istenmesi doğaldı. Ne var ki, son günlerde darbecilerin hızlı bir şekilde yakalanıp gözaltına alınması, devlet kademelerinden ihraç edilmeye başlanması ilk baştaki tepkileri giderek hafifletmeye başladı. Elbette, bir olay karşısında duyulan öfke ömür boyu sürüp gitmez/ gitmemeli. Çünkü öfke doğrunun yanında pek çok yanlışı da getirir. Bu ise ister istemez toplumda kırgınlıkları ve küslüklere yol açar.

Darbe girişimi sırasında sivillere ateş açanların cezası elbette verilecektir. Mevcut yasalarda yer alan en ağır cezaların verilmesi de söz konusu olabilir. Ancak, ülkemizde idam cezaları kaldırıldığı için, pek çok insanı öldürenlerin hayatları bağışlanmış olacaktır. Çünkü idam cezası olmadığı için en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası söz konusu olabilecektir. Aradan biraz daha zaman geçip acılar giderek unutulmaya başlayınca bu defa af istekleri gündeme gelecek, darbecilerin pek çok çoğu belli bir süre yattıktan sonra tahliye olacaklardır. Ama hayatlarını kaybetmiş olanların geri dönüşü mümkün olmayacaktır.

Bu bakımdan kaldırılmış olan idam cezasının zaman zaman gündeme gelip, bir süre sonra unutulmasının sağlıklı bir durum olmadığını düşünüyorum. Ülkemizde zaman zaman öyle olaylar yaşanıyor ki, tüm toplum ayağa kalkıyor, katillerin idam edilmesini isteniyor. Hatta, bazı caniler cezaevlerinde infaz ediliyor. Kimse de bunun niçin yapıldığını sormuyor/ sorgulamıyor. Çünkü verilmiş olan müebbet cezalar toplumu tatmin etmiyor. Bir üniversite öğrencisi kızımıza bindiği minibüste tecavüz edilmek istenmesi ve arkasından katledilmesi gibi olaylar toplumumuzda şiddetli tepkiye yol açtı. Bunun yanında 4-5 yaşındaki çocukların tecavüze uğradığı, ardından katledildiği haberleri de sıkça gündeme geliyor… Bu tür olayların ardından idam cezası toplumun aklına geliyor, siyasiler de yükselen tepkiler karşısında, “Toplumdan gelen isteklerin dikkate alınacağını” belirtiyorlar ama bunun ötesine geçilmiyor. Kısacası, her seferinde idam cezasının yeniden getirilmesi unutulmaya terk ediliyor.

İdam konusunun ikide bir gündeme getirilip ardından unutulmaya terk edilmemesi gerekiyor. Bu ülkede masumların yaşama hakkını ellerinden alan zalimlerin canlarının emniyet altına alınmış olması bir takım hasta tipleri daha da insanlıktan çıkartıyor. Bu bakımdan ‘kısasta hayat vardır’ düsturu gereği idam cezasının yeniden getirilmesi üzerinde ciddi olarak durulmalıdır. Bu noktada devlete karşı işlenen suçlar konusunda devletin affedici olabilmesi ayrı bir konudur. Ancak beni katledenleri devletin affetme yetkisi olmamalıdır. İdam cezası darbe girişimi sırasında darbecilerin işledikleri cinayetler sebebiyle gündeme gelmiş olmakla birlikte olayın diğer toplumsal boyutunun dikkatten kaçmaması, masumların yaşama hakkının katillerden daha önemli olduğu noktasından hareket edilmesi gerekiyor.

Eğer, AB’ye verdiğimiz söz gereği idam cezası kaldırıldı, bu sebeple de geri gerilmesi mümkün değil deniyorsa, bu hususun topluma açıklanarak her acı olayın ardından idam cezasının geri getirilmesi sıkça gündeme gelip bir süre sonra unutulmaya terk edilmemelidir. Meselenin, idam cezasının gerekli olup olmadığı noktasından değerlendirilmesi, özellikle de kısasta hayat vardır hükmünün göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi