Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Önlem paketi

Önlem paketi

Bundan önceki yazılarımdan birinde ekonomik krize karşı alınan önlemlerin eski duruma dönüş çabası olmadığını, yeni bir ekonomik modele geçişin amaçlandığını yazmıştım. ABD’nin yürürlüğe koymak istediği yeni önlem paketinin bu düşüncemi doğruladığını düşünüyorum. Ekonomik paket içersindeki alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesinin, enerji tasarrufuna önem verilmesinin yaşanan finans krizi ile doğrudan ilgili olduğu düşünülemez. Ayrıca mevduata sağlanan garantinin yükseltilmesi iflasların önlemeyeceğinin ve alınan önlemlerin buna yönelik olmadığının bir delili sayılabilir. Buna karşılık dünya finans piyasalarından sağlanan fonları garanti altına alacak herhangi bir önleme rastlamıyoruz. Vergi indirimleri halkın alım gücünü artırmak ve kriz nedeniyle azalacak iç talebi yükseltmek amacı taşıyor.

ABD’nin yeni ekonomik modeli hakkında bir tahminde bulunursak şöyle bir modelin hayata geçirilmek istendiğini söyleyebiliriz: Uluslararası finans piyasalarından sağlanan fonların tüketime harcanması önlenecektir. Ülke düzeyinde üretimle tüketim arasında tüketim lehine bozulan denge, yani halkın ürettiğinden fazla tüketmesi engellenecek, iç tasarruflar artırılacak, ekonominin borçlanması yerine yabancı fonların devletin borçlanmasında kullanılması tercih edilecektir.

Enerjide dönüşüm sağlanacak, petrol yerin yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye geçiş teşvik edilecektir. Bu enerjinin yatırım maliyetleri yüksek, işletme giderleri düşük olduğu için, yatırım sürecinde yüksek petrol fiyatları korunacak, yeterli kapasite kurulduktan sonra, petrol rekabet gücünü kaybedeceği için, petrol fiyatlarının düşüşüne müdahale edilmeyecektir. Öylece hem enerji güvenliği sağlanacak hem de küresel ısınma önlenecek, fosil yakıtların sınırlı bir ömrünün bitişinden önce yeni kaynaklara geçilmiş olacaktır.

Dünya ölçeğinde siyasal gücü ele geçirmek isteyen kürsel sermayenin önü kesilecek yani artık renkli devrimler olmayacaktır. Yeni denge askeri güç kriterine göre belirlenecektir ve bu konuda ABD ve Rusya’nın önceliği diğer olası güç odaklarını frenleyecektir. Küreselleşme eğiliminin sona ermesi ekonomisi ihracata dayalı ülkelerde daralmaya sebep olacak, Çin ve Japonya en çok zarar eden ülkeler olacaktır.

Ben geleceğe yönelik bir senaryo üretiyorum ve bunun bazı belirtileri olduğunu söylüyorum. Türkiye’deki yaygın görüş ise ABD’nin ve diğer ülkelerin yaşanan krizi atlatıp eski statüye geçiş peşinde olduğu biçiminde. Bunu düşünenler dünya ölçeğinde tek taraflı fon akımının, yani tasarruf eden ülkelerin sürekli ABD ve benzeri ülkelere ne zamana kadar fon sağlayacağını söylemeleri gerekir. Aynı soru ülkemiz için de geçerlidir. Sürekli cari açık veren ve bunu yabancı sermayeyle finanse eden ülkemiz için bu sürecin ne zamana kadar sürdürüleceği söylenmelidir.

Eğer yeni bir ekonomik düzen kurulacaksa küresel ekonomiyi değişmez bir düzen olarak kabul eden ülkemizdeki ekonomiyi yönetenlerin değişmesi ve yeni bir modeli uygulayabileceklere yerlerini terk etmesi gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi