Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD’nin demokrasi diye bir derdi yok

ABD’nin demokrasi diye bir derdi yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmişler Milletler Genel Kurulu toplantısı münasebetiyle başta ABD’li yetkililer olmak üzere tüm dünyaya 15 Temmuz darbe girişimi ile Suriye’de yaşananları bütün açıklığı ile anlattı. Anlatılanların ardından insanın Gülen’in hemen iadesini beklemesi gerekir. Öte yandan PYD-PKK ilişkisi de bütün çıplaklığı ile ortaya konuldu ve Fırat Kalkanı Harekâtı’nın sebebinin güneyde bir koridor oluşmasını engellemek olduğu çok net bir şekilde muhataplara bir kez daha izah edildi. Bu arada BM’nin yapısının çarpıklığını, “Dünya beşten büyüktür” diyerek tüm BM üyelerinin gözlerinin içine baka baka ortaya koydu. Kısacası doğrular dile getirilerek yanlışların ve çarpıklıkların ortadan kaldırılması çağrısında bulundu. Ancak, günümüz dünyasında sömürgeci güçleri doğrular değil çıkarları ilgilendirdiği düşünüldüğünde yanlışların düzeltilmesini beklemek boşa zaman kaybından öte bir anlam ifade etmiyor. Bir adım daha atarsak sömürgeci güçlerin ortak yaklaşımı demokrasiyi kutsamaktır. Ama gerçekte kesinlikle demokrasi diye bir dertleri yoktur. Onlar için önemli olan çıkarlarıdır. Çıkarlarına bir diktatör hizmet ediyorsa onlar için sorun olmaz. Hatta demokratik yoldan seçilip işbaşına gelmiş yöneticiler bile rahatlıkla çeşitli bahanelerle darbe ile devrilerek yerleri darbecilere gönül rahatlığı ile teslim edilebilir. Kısacası, günümüz dünyasında sömürgecilerin doğruları ile sömürülenlerin doğruları farklılık arz ediyor.

Böyle olunca da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günlerce her fırsatta doğruları anlatmış olmasından istenen bir sonucun çıkmasını beklemek gerçekçi olmaz. Ülkemizde 15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşandığı ve bu darbe girişiminin 250 şehit verilerek halkımız tarafından engellendiğini tekrar tekrar söylemeye bile gerek. Çünkü bu olay için ispata gerek yok. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı. Ama ABD hâlâ Gülen’in iadesi için belge istiyor. Böylece demokrasiden değil, darbecilerden yana tavır koyuyor. Bu tavrı ile Gülen’in iadesi hususunda ayak diremeye devam edeceğini gösteriyor.

PYD’nin  PKK’nın devamı olduğu, Türkiye açısından PYD’nin PKK ve IŞİD’den bir farkı olmadığı açıkça ortaya konulmasına rağmen ABD cenahından yapılan açıklamalarda hâlâ PYD konusunda farklı düşündüklerini tekrarlanmaya devam ediyorlar. Yani doğruların söylenmesi birilerini yanlıştan döndürmeye yetmiyor.

Böyledir diye doğruların tekrarlanmasının anlamı olmadığını düşünmek ve söylemek doğru olmaz. Elbette her zeminde sömürgecilerin yanlışları ve yalanlarının yüzlerine vurulması gerekiyor. Ancak, laftan anlamayacakları ve utanmayacaklarını unutmamak gerekiyor. Bu tespit yapıldıktan sonra sömürgecilerin sadece güçten anlayacağını bilerek adaleti esas alan yeni bir dünyanın kurulması için harekete geçmek gerekiyor. Yoksa zalimlerin haksızlıklarını istediğiniz kadar tekrarlayın sonuç değişmez. BM’nin yapısının sömürgecilere hizmet ettiğini söylemekle beraber dünyanın bu zulümden kurutulabilmesi için harekete geçip İslam Birliği’nin kurulmasının gerekliliğinin haykırılması ve bu yönde harekete geçilmesi gerekiyor. Bu yönde adım atmadan sömürüyü önlemek, zalimlerin hâkimiyetine son vermek mümkün olmayacaktır. Unutulmaması gerekir ki, “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Bu güce sahip olunduğunda ille de sömürgecilere savaş açmak gerekemeyebilir. Caydırıcı olmak, haksızlıkların, sömürü ve zulmün karşılıksız kalmayacağını göstermek gerekiyor. Bunun yolu da İslam Birliği’nden geçiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi