Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Bülent Erandaç’a 40 yıl öncesine dair bir hatırlatma

Bülent Erandaç’a 40 yıl öncesine dair bir hatırlatma

Meslektaşlarımla polemiğe girmek, özellikle de haklı çıkmak uğruna gereksiz gayret göstermek âdetim değildir. Bu prensibime gazetecilik mesleğine ve yazı yazmaya başladığım 1970 yılından bu yana sadık kaldım. Bundan sonra da tavrımı değiştirmek niyetinde değilim. Ancak, Takvim yazarı Bülent Erandaç’ın Milli Görüş’ü terör örgütleri ile birlikte zikreden sanal âlemde dolaşan yazısını okuyunca doğrusu bir defaya mahsus cevap verme ihtiyacı duydum. Çünkü Erandaç’ın 1976 yılı sonlarında o zamanlar çalıştığı gazetede manşet olan haberini hatırladım.

Haberin ortaya çıkış öyküsünü kısaca hatırlatmak istiyorum.

O tarihlerde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı (Reisi) idim. Bakanımız Abdülkerim Doğru, Müsteşarımız ise Yahya Oğuz Bey’di. Bir gün odamda otururken Yahya Oğuz Bey’in sekreteri müsteşarın beni istediğini söyledi ve hemen yukarı çıktım ve odasına girdim. Yahya Oğuz Bey biraz sonra Koç Holding’i temsilen Can Kıraç Bey’in geleceğini; görüşme sırasında benim de orada olmamı istedi. Bu görüşmenin aslında benimle bir ilgisi yoktu. Çünkü konu Murat 131 otomobillerinin fiyat tasdiki ile alakalıydı ve fiyat tasdiki için rahmetli Erbakan Hocam firmadan Murat 124 otomobillerinin yedek parçalarının üretiminin en az 15 yıl sürdürülmesi ve piyasada bulundurulmasını, yerli motor üretime geçtiğinde Murat 131’lerde yerli motorun kullanılmasını istiyor ve bunun taahhüt edilmesini istiyordu. Çünkü Murat 124 otomobillerinin üretimine geçildikten sonra belli bir zaman içinde otomobildeki yerli oranın yüzdesinde verilen söz yerine getirilememişti. Erbakan Hoca için ise sanayide yerli üretim bir sevdaydı. Bu bakımdan Can Kıraç gelecek denildiğinde meselenin Murat 131’in fiyat tasdiki ile ilgili olduğunu tahmin ettim.

Özel kalemde beklerken Can Kıraç Bey geldi ve Müsteşar Yahya Oğuz Bey’in yanına girdi, ben de arkasından odada yerimi aldım. Kısa bir hoş geldin faslının ardından meseleye geçildi. Can Kıraç Bey fiyat tasdikinin gecikmesinden şikâyet ediyordu. Müsteşar ise, “Erbakan Hocamın istediği taahhütnameyi getirin, fiyat tasdiki hemen çıkar” karşılığını verince ortam bir anda gerildi ve Can Kıraç eğer fiyat tasdiki yapılmazsa Bursa’dan 30 bin işçiyi Ankara’ya yürüteceklerini söyledi. Buna karşılık Yahya Oğuz Bey, “Siz bilirsiniz. Ama taahhütname gelmeden istenen iş olmaz” karşılığını verdi, görüşme de bitti. Doğrusu şaşırmıştım. İstenen ülke yararına idi ve bunu vermekte bir beis yoktu ama buna rağmen olay bilek güreşine dönüşmüştü. Her ne ise elbette ilgili firma kendisini düşünecek, bürokrat da yönetimin prensiplerini savunacaktı. İşin buraya kadar olan kısmında bana göre ters bir taraf yoktu. Zaten derdimde bir holding ile yaşananları anlatmak değil. Neticede istenen taahhütname geldi fiyat tasdiki de yapıldı. En azından ben böyle haber aldım. Kısacası iş anlaşma ile sonuçlanmış, bu meseleden kimse zarar görmemişken bir de baktık ki olaydan bir hafta kadar sonra Bülent Erandaç imzası ile çalıştığı gazetede manşetten, “Murat 131 fiyat tasdiki için MSP 14 helikopter aldı” haberi çıktı. Haberi görür görmez şok oldum. Bülent Erandaç’ı da meslektaşım olarak tanırım ve ilişkilerimiz de iyiydi. Mesai başlar başlamaz Bakan ve Müsteşar aradılar ve bu haberin nereden çıktığını sordular. Böyle bir haberin bir yerden çıktığı yoktu ama yapılmıştı. Haberi yapan Erandaç’ı aradım. Haberi nereden aldın diye sormaya ihtiyaç duymadan doğrudan konuya girerek, “Arkadaş eğer alınmış 14 helikopter var ise bunları nereye soktuk, nerede saklıyoruz, söyler misin” dedim. Elbette muhabir ile tartışacak, kızacak halim yoktu. Sadece olayı öğrenmek istemiştim. Ondan böyle istendiği karşılığını aldıktan sonra telefonu kapattım. Tekzip falan gönderildi, meselde böylece unutulup gitti. Bu haberi yapan ile Milli Görüş’ü terör örgütleri ile bir kefeye koyan isim aynı olunca demek ki insanlar değişmiyormuş demekten insan kendisini alamıyor. Sadece, Erandaç’ı aynı gazetede yazan sevgili Ekrem Kızıltaş’a havale etmekle yetiniyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi