Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Tuzu kurular, timsah gözyaşlılar, ciğerleri yananlar

Tuzu kurular, timsah gözyaşlılar, ciğerleri yananlar

Terör belasından kurtulamayan her ülkede üç ayrı kesim vardır. Birincisi “tuzu kurular”, ikincisi “timsah gözyaşlılar”, üçüncüsü de “ciğerleri yananlar.”
Birinci kısma girenler; PKK’lılar da başta olmak üzere, bütün sol örgüt ve partiler. Bilinen ve bilinmeyen yönleriyle Ergenekon terör örgütü üyeleri ile bunlara yataklık eden, destekleyen, sayan ve sevenler. Kartel medyası ve ülkenin kıtlık/yokluk çektiği yıllarda aynı zihniyetin zengin ettiği dedesinin dedesinden varlıklı olan bir kısım iş adamlarıdır.
Bu kısma girenlerin kendileri, çocukları genelde askerliğe elverişsiz raporu alarak sağlıksız gözükürler ama bir gün bile hastane kapısından geçmiş değillerdir. Mesela bunlardan hiçbirinin yolu SSK ve devlet hastanelerine uğramamıştır. Kolay kolay hastalanmazlar, hastalanırlarsa da yurtdışına tedavi olmaya giderler. Türkiye’yi beğenmezler.
Devlete ve millete karşı görevlerini yapmaya gelince; zaten devlet onlar demektir. Millet ise onlara hizmet eden varlıklardır. Yurttaşlık görevleri sadece biz halk için geçerlidir. Bunların yurttaşlık görevleri gibi herhangi bir vazifeleri yoktur. Olması da doğru değildir.
Vergi vermezler ama vergi vermeyenlere karşı iyi rol yaparlar. Kendi pisliklerini örtmek için epey mücadele ederler. Tabii bu rolleri, devleti ve milleti düşündükleri için değildir. Sadece halk üzerinde baskı unsuru oluşturmak adına yazdıkları ve yönettikleri bir oyundan ibarettir.
Hukuku ve adaleti satın almaya kalkarlar, satın alamadıkları zaman da kıyameti koparırlar. Her türlü kanunsuzluğa kapı açılmasını ister ve devlet yönetimine talip olurlar. İktidarlara hükmetmeyi asli vazifeleri sayar ve hükmedemedikleri olursa, ülkede kargaşa ve kaosa davetiye çıkarırlar. Ergenekoncuların mitingleri önemli bir örnektir mesela.
İşte bu kısımdakiler Türkiye’nin beyazlarıdır. Bunlara kimse; “Kaşının altında gözün var” diyemez. Böyle bir hak ve yetkiye hiçbir yurttaşımız sahip değildir. Sahip olduğunu zannedenler ise bir şekilde bunların saldırısına uğrayarak geri adım atar ve bu belalarından kurtulmak için didinir dururlar.
Bu kesimi anlatabilmek için ansiklopedi yazılsa, yine yetmez. Ne kadar yazmaya çalışırsak çalışalım, devede kulak bile değildirler. O sebeple bu kadarla yetinelim ve ikinci kısımda yer alan timsah gözyaşlılara geçelim.
Şehitlerimizin haberleri halkın ciğerini yakıp, yüreklerini kavururken, ikinci sınıfa giren timsah gözyaşlılar da halkla beraber tepki gösterdiler ve terörü lanetliyormuş gibi yaptılar. Aynı insanlar, vah tühlerinin arasından daha saatler geçmeden, eğlence programları sunmaya ve eğlence yerlerinde göbek atarak, son sürat eğlenceye devam ettiler.
Şehit haberleri daha sıcaklığını korurken, timsah gözyaşlılar özellikle kartelin televizyonlarında vur patlasın çal oynasın programlarına başlamışlardı. Yine kimin kiminle yattığından kimin kiminle kalktığına kadar; gece kulüplerinde, çeşitli eğlence yerlerinde müşteri masalarına meze görevi yapan kişilerin hayatlarını anlatıyorlardı.
Timsah gözyaşlıları bir nebze mazur görmek belki mümkündür. Hemen hepsi de birinci sınıfa giren tuzu kuruların para karşılığı satın aldıkları kimlik ve kişiliklerini sergilemek zorunda kalanlardır. Bu sebeple acınacak kişiler olarak bakabiliriz.
Bunların çocukları ve kendileri de haliyle toplum üstü imtiyazlara sahiptirler. Aksine sahip olmazlarsa asıl sahiplerine nasıl hizmet ederler? Sahipleri nasıl hareket ediyorsa, onlara hizmette kusur etmemek için canhıraş bir şekilde çalışırlar. Yoksa vatanmış, milletmiş, huzurmuş, güvenmiş, gelişmeymiş, büyümeymiş... hiçbirisi umurlarında değildir.
Ciğerleri yanan üçüncü kısma gelince; onların çocukları askerlik yapar, babaları vergi verir, anaları gözyaşı döker. Sağ kulaklarına ezan, sol kulaklarına kaamet okunduğu için kimse onların içindeki vatan, millet, din ve namus anlayışını yok edemez.
Bu uğurda şehit olur, gazi olur ve bu ünvanı aileleriyle birlikte bütün sülalesi şerefle taşır. Bu şerefteki güç ve azimdir memleketi koruyan ve kollayan. Bir kere daha şehit ailelerimizin başı sağ olsun. Allah ülkemizi ve milletimizi her türlü beladan korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi