Mustafa Karaalioğlu

Mustafa Karaalioğlu

Avrupa’dan Türkiye’ye ve bölgeye bakışlar

Avrupa’dan Türkiye’ye ve bölgeye bakışlar

Hafta başında Londra’da Chatham House, Al Şark Forum ve Uluslararası Kriz Grubu’nun birlikte düzenlediği Avrupa, komşulukları ve buna bağlı sorunlar üzerine tartışmaların yapıldığı gün boyu süren bir oturum dizisini takip ettim. Üst düzey uzmanların ve yetkililerin katılımı vardı ve bir oturumda da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker konuştu.

Chatham House kuralları artık malum; doğrudan bir konuşmacıya izafe edilerek tırnak içinde bir ifade yazılamıyor. Ancak genel eğilim ve toplantının ruhunu yansıtan değerlendirmeler mümkün ve ben de onu yapacağım.

Öncelikle belirteyim; Şark Forum, çok kısa bir sürede Türkiye’nin en parlak düşünce ve araştırma kurumu olmaya doğru gidiyor. Son derece prestijli bir network kurmayı başardılar ve iyi işlere imza atıyorlar. Bu başarıda, Şark Forum Koordinatörü Galip Dalay’ın becerisi ve gayretinin altını çizelim.

Genel olarak Avrupa konuşuldu ama bir oturumda konu tamamen Türkiye’ydi ve 15 Temmuz dahil son dönemde yaşanan gelişmeler masaya yatırıldı. Avrupa’nın darbe girişimi konusunda başta sergilediği ikircikli ve kararsız tutum eleştirildi. Tahmin edileceği gibi buna karşı HDP’li milletvekillerinin ve bazı gazetecilerin tutuklanması kritik edildi. Bunun yanında idam cezasının geri getirilmesinin tıpkı AB sözcülerinin söylediği gibi, Türkiye/AB ilişkilerinde kırmızı çizgi olduğu bu toplantıda da ifade edildi.

***

Chatham House’da bu konular konuşulurken aynı saatlerde Brüksel’in Türkiye ile müzakerelere devam kararı alması ve Steinmeier ziyareti, Birlik içinde sorumluluk duygusunun varlığına işaret ediyor. Karşılıklı tansiyon hala düşmemiş olsa bile bu, hiç olmazsa mevcut gerilimde olumludur.

Türkiye nasıl demokrasi konusunda eleştiriliyorsa Avrupa da başta Suriye konusu olmak üzere insani ve ahlaki değerler açısından yoğun bir şekilde eleştirildi. Avrupa’nın ideallerden uzaklaştığı ve dahası sağ popülizme savrulduğu söylendi.

Avrupa özellikle mülteci krizi ve Suriye’de yaşanan büyük trajediler karşısında ahlaki tutum ve çıkarlar ekseninde kötü bir sınav verdi, veriyor. Başlı başına Suriye trajedisi bile giderek bir istatistik halini almaya başladı ve Avrupa başkentleri sorunun çözümü konusunda ağırlık koyamıyorlar. Bölgede terörist kim sorusunun cevaplanması bile zorlaşmış görünüyor. Bu durumda da geriye sadece sivillere yardım konusu kalıyor, ama mevcut tabloda bunun da başarısı tartışmalıdır. Konuşmacıların bir kısmı Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki mülteci anlaşmasının da kırılgan hale geldiğini düşünüyor ve çöküş ihtimalini ciddiye alıyorlar.

***

Bir tartışma konusu da Birleşmiş Milletler’in karar alma mekanizması ve yeni Genel Sekreter’in işe nereden başlaması gerektiği konularıydı. Konu BM olunca Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip 5 üyesinin orantısız yetkisi nedeniyle BM içinde iktidar dengesizliğinin değişmeyeceği kanaati de peşinen kabul ediliyor. Dolayısıyla herhangi bir sorunun çözümü demek, o sorunun ABD ve Rusya dengesinde nereye tekabül ettiğiyle son derece ilgilidir. Nitekim biz burada daha çok Ortadoğu eksenli sorunları konuşuyoruz, ama Avrupa’nın bir de Ukrayna ve Baltık ülkeleri sorunları var ve NATO’nun genişlemesinin Rusya tarafından kabul edilmezliği ciddi bir mesele olarak ortada duruyor. Tabii İngiltere’nin AB’den ayrılması NATO ile AB arasındaki bağlantıyı zayıflattı. Güvenlik Konseyi’nde veto hakkına sahip tek ülkenin Fransa olması da AB’nin BM’deki çıkarlarının temsiline yeterli olmuyor.

Bu arada yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın yine tahmin edileceği gibi ciddi bir kaygı konusu olduğunu da aktaralım. Yeni Başkan’ın NATO’nun rolünü yeterince anlamadığı konusunda fikir birliği gözleniyor. Trump’la birlikte ABD’nin Avrupa’da klasik bir güç değil, çıkarları olan bir güç haline geleceği tahmin ediliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Karaalioğlu Arşivi