Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Topyekûn saldırıyorlar

Topyekûn saldırıyorlar

DAEŞ intihar saldırılarına hazırlanıyor.

FETÖ de, PKK da, PYD de boş durmayacak ve bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir.. Bunun anlamı şu; içeride ve dışarıda Türkiye yeni ve topyekun bir saldırı ile karşı karşıya..

Bu gelişmeler neticesinde, bu örgütlerin aynı merkezden kontrol edildiği ve yönlendirildiği gerçeği de bir kez daha ortaya çıkmış oluyor bu vesile ile.

Yok aslında birbirlerinden pek farkları, tek farkları adları..

Bakın FETÖ de, DAEŞ de, ılımlı İslam da, radikal İslam da aynı merkezlerden yönetiliyor.

Aslında BÇG de, FETÖ de aynı merkezdeki iki ayrı kanadın Türkiye’deki Truva Atı.

Soğuk savaş artık yeniden başladı. Bu kez süreç tersine işlemeye başladı. Böyle giderse sıcak savaş da kaçınılmaz.. Onun için “ülkenin geleceği için ölür müsün?” diye anketler yapılıyor. Ve batılılar psikolojik olarak böyle bir savaşa hazır değil.. En yüksek kararlılık, cesaret ve vefa yine bizim toplumumuzda.. Onun için biz de bu birliği parçalamak, kendi içlerinde ise bu ruhu canlandırmak ve bunu mümkün kılmak için göreceksiniz kendilerine yönelik bir dış saldırı, tehdit örgütleyecekler. Bunlar düşmanı olmadan yaşayamaz.. Düşmansız kalırlarsa kendi kendilerine saldırırlar.. Bunlar düşmanlık üzerine, biz dostluk, bunlar savaş biz barış, bunlar almak biz vermek üzere hayat bulan bir medeniyetin çocuklarıyız. Biz suyuz, bunlar ateş. Bu ateşi söndürecek olan da sudur, su!

Bunlar umutları ile birlikte hayallerini de kaybettiler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar.. Bunların korkuları umutlarından, nefretleri sevgilerinden büyük. Bizim umudumuz korkumuzdan, sevgimiz nefretimizden daha büyük..

Bunlar kötü bir şekilde deşifre oldular. Suçüstü oldular.. Demokrasiden, insan haklarından, hukuk devletinden, barıştan söz etmiyorlar artık..

FETÖ’cüler için zaman çok daraldı. Ne yapacaklarsa bu ayın 20’sinden önce yapmaları gerek.. Biraz da yeni yıl yorgunluğunun geçmesini bekliyorlar.. Reina saldırısı onlar için içi bir fırsat oluşturdu.. Şimdi FETÖ, DAEŞ, PKK kendi aralarında top çevirmeye çalışacaklar.. Şeytan üçgeni bunlar arasında kurulacak..

Bu arada birkaç önemli şey oluyor. Dünya bu oyunu bütün çıplaklığı ile görüyor artık. Uluslararası örgütler ve sistem çöktü. Batı medyası ve siyasetçileri, STK’ları hiç de inandırıcı değil..

Öte yandan, bu örgütlerin tabanında da derin bir kuşku oluştu. Bunlara destek veren yapılarda da ciddi bir çözülme söz konusu. Kendi içlerinde de artık bir bütünlük yok. Hiyerarşileri dağıldı..

Bu arada, hükümetin eli güçlendi. Muhalefetin içi boş eleştirilerinin toplumda bir karşılığı yok..

Özellikle FETÖ’cülerin bu çıkışları kendilerine yönelik öfke ve hassasiyeti canlı tutuyor. Bu tavırları ile aslında kendi tabanlarının, yakın çevrelerinin sabrını zorluyorlar. Toplum vicdanında sığınacakları hiç bir alan bırakmadılar..

Göreceksiniz; önümüzdeki günlerde çok önemli operasyonlar yapılacak, sürpriz isimler gözaltına alınacak..

Ankara’nın kararlı tutumu ve dünyanın konuya ilgisi bu adamlara sahip çıkan ülkeleri zorda bırakacak.

Belçika Fehriye Erdal konusunda yine ipe un serdi.. Artık Erdal kadar Belçika hükümeti içinde bu işin sorumlusu kimse onlar da, suça ve suçluya yardım ve yataklıktan sanık vicdanlarda!.

Bu arada; ABD yönetiminin Gülen hakkında vereceği karar son derece önemli. Ocak sonunda durum belli olur. Gülen’i ister iade etsinler, ister etmesinler bu sadece Gülen için değil, ABD ve AB ülkeleri için turnusol kâğıdı görevi yapacak. Ankara da tavrını bu gelişmeler ışığında değerlendirecek.. Bu değerlendirme sadece bu ülkelerle ilişkisi açısından değil, BM, NATO, AB üyeliğine kadar birçok konuda Ankara’nın, mevcut durumu yeniden gözden geçirmesi sonucunu doğuracak. Bakarsınız uluslararası anlaşmalar, İncirlik konusu ve diğer bir takım anlaşmalar arkası arkasına gündeme alınabilir..

Madem bu son saldırı DAEŞ’den geldi ve DAEŞ’in meydan okuması devam ediyor. O zaman göreceksiniz bu iş El Bab’la sınırlı kalmayacak, Rakka da, Musul da Türkiye’nin gündeminde olacak..

OHAL bu gelişmeden sonra yeniden uzatılır.. Ve ardından hem FETÖ, hem de PKK ve PYD’ye karşı ciddi yaptırımlar ve operasyonlar gündeme gelecektir..

Bu arada; CHP ve HDP bu olaylar sırasında ve sonrasında her zaman olduğu gibi başka vadilerde dolaşıyordu.. Ve tabi Gezi bileşenleri de aynı vadide dolaşıyordu.. Onlar da bu vesile ile bir kez daha deşifre oldular.

Teröre karşı toplumda giderek artan bir hassasiyet söz konusu. Bu hassasiyet teröre destek veren siyaset, medya, STK ve sermaye çevrelerine karşı da aynı şekilde söz konusu.. CHP ve kişi olarak Kılıçdaroğlu, HDP, PKK, PYD ve tabi ki FETÖ ve DAEŞ bu konuda en fazla tepki toplayanlar arasında ilk sırada. Her fırsatta konuşup, bu konuda susanlara karşı da toplumda giderek artan bir öfke var. Özellikle de sermaye çevrelerindeki bir takım kişiler konusunda bu hassasiyet daha fazla.. Batı yandaşlığı da artık bu memlekette prim yapmıyor.

FETÖ gibi yapılar, tabanlarına cesaret vermek için “teslim olmadıklarını, vazgeçmediklerini, direndiklerini” göstermek için bir takım çıkışlar yapsalar da, giderek güçlerini kaybediyorlar. Hatta bu çıkışları geri tepiyor. Toplumda, bu topyekûn saldırılara karşı topyekûn bir isyan var!

Onlar için tarihin sonu! Artık kehanetleri ya da kendilerinden menkul kerametleri de işe yaramıyor. Oyun bitti! Selam ve dua ile.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi