Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Söyleyin, davalarını geri çeksinler!

Söyleyin, davalarını geri çeksinler!

Hani bizde dava çok. Ha bir eksik, ha bir fazla farketmiyor..
312 General davası, Vakit’ten çok TSK’ya zarar veriyor..
“Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” lafı milletin ağzına düştü.
O yazı, bu tartışma kadar zarar vermedi TSK’ya..
Ben “pazaryerinde işportacılık yapamayacakların sanatçı olduğu ülke” diye de yazdım, “mahkeme kapısında istida katibi olamayacakların yazar olduğu ülke” diye de yazdım, aynı yazıda sadece birkaç kelime değiştirip aynı yazıyı başka meslek grupları için de yazdım, dava bile açılmadı.
Peki nasıl oluyor da bu sözün muhatabı bazı generaller olunca bu işler oluyor?.
312 Ankara’nın telefon kodu, anladım. Bir de 312. Madde var, onu da anladık da, bu 312 General ne oluyor?
Bu işin arkasında, şimdi öğreniyoruz, dönemin Genelkurmay Başkanına bile baskı yapılmış.. Yani, gelinen noktada insanların kafasında “bu davanın arkasında bir çete işi var” gibi bir anlayış var..
Emir komuta zinciri içinde hareket edilmemiş olsa, 312 general nasıl böyle bir şeye imza atar?.
Bu, dünyada bir ilk. Basit bir ironi karşısında bir ülkenin tüm generallerinin bir gazeteciye karşı birleşip ortak bir dava açmaları, bugün için de gelecek nesiller için de kolay anlaşılır bir olay olarak algılanmayacaktır..
Bu işi, bu şekilde daha fazla sürdürmenin de bir anlamı yoktur.. General rütbesine ulaşmış insanların bunu anlamamaları da mümkün değildir.. Öyle ise bu durumun hâlâ sürdürülüyor olmasını anlamak benim için mümkün değildir..
312 generalin isim ve adresleri, görev yerleri böylece mediaya düştü..
Yarın bakarsınız Ergenekon soruşturması sırasında bu işin perde arkasında neler olup bittiğine dair belgelere, hatıralara, bilgi notlarına, yazışmalara da rastlanır.
İnsaf sahibi birkaç emekli general çıkıp açıklamalarda bulunur..
Bu işin daha da tadı kaçar. Ergenekon davasında tutuklanan Eruygur ve Tolon da davacılar arasında.
Tolon’la başka davamız da var.. Ve o dava hâlâ devam ediyor!.
Paşamız, 1. Ordu Komutanı iken, bizim dava da; 1. Ordu Komutanlığı’na bağlı askeri mahkemede görülüyordu. Mahkemeye 1 üye, doğrudan 1. Ordu Komutanlığı, yani Tolon’a bağlı 6 Kolordu komutanlığınca atanıyordu..
Çıkan kararlar tekrar tekrar “komutanlık emri” ile temyiz ediliyordu.. Bu dava halen AİHM’de..
Birçok uluslararası rapora konu oldu.. Yabancı gözlemciler gelip izlediler davayı. Bugün gelinen noktada iddiaların doğruluğu da ortaya çıktı.. Ergenekon davası iddianamesi, bizim iddialarımızı doğrulamaktadır..
“Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” davası ile ilgili olarak Genelkurmay, süreci engelleyici bir tavsiyede bulunabilir. Başladığı gibi bitirilebilir bu mahkeme..
Dava kaybedilince, gazetenin savunma giderleri, mahkeme giderleri de davacıların üzerine kalacak. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacaklar..
Bu kişilerin çoğunun, davanın seyrinden bile haberdar olduklarını sanmıyorum.
Herhalde generaller dava harcı, avukatlık parasını filan da ödememişlerdir.. Davadan çekilirlerse bu dava düşer.. Bu yönde bir tavsiye ile bu iş biter.. Davanın avukatlığını üstlenen kişi de, o günlerin rüzgarı ile başına sardığı bu yükten kurtulur..
Zaten görünen o ki, dava reddedilecek.
Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmada; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Aral, Gazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Taplamacıoğlu ve Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu’nun hazırladığı bilirkişi raporunda, “Asım Yenihaber’in Mehmet Doğan olduğu kanaatine varmanın mümkün olmadığı” ifade edilerek, “Bu durumda Mehmet Doğan’ın, davacıların kişilik haklarına saldırıdan sorumlu tutulamayacağını kabul etmek gerekir” denildi.
Zaten her duruşma arasında bir iki davacı hayatını kaybediyor ve varislerine yazı yazılıyor.. Bu şekilde bu dava zor sonuçlanır..
Ama bir şekilde bu davanın sonuçlandırılması gerek.. Zaten davacıların üçte ikisi bu gün emekli olmuş durumda.. Dava sürecinde muvazzaf kimse kalmayacak gibi.. Vefatlar, varislerin devreye girmesi ve giderek artan bir tempo ile dosya dallanıp budaklanacak.. Bu adamların çoğu yaş haddinden emekli olmuş kişiler. Her ay biri ölse, 312 ay eder, yani nerede ise 30 yıl.. Hepsi de 90-100 yıl yaşayacak değil ya! Son duruşmada iki vefat ilamı vardı..
Böyle bir davayı açma fikri hangi zihnin ürünü ise!. Tabii bu fikrin sahibi kim bilmiyoruz da, bir hukukçu böyle bir davanın sorumluluğunu nasıl üstlenir, o da anlaşılması zor bir hadise..
Bu iş yarın AİHM’e gidecek olursa, Türkiye için pek de onur duyulacak bir şey olmayacak..
312 generalin adının her ay mahkeme koridorunda mübaşir tarafından bağrılmasının çok hoş bir şey olmadığı açık..
Her ay aynı haberler..
Bu işin daha fazla uzatılmadan sonuçlandırılması gerek.. İsteyen sürdürsün. Ama artık o iş, o kişilerin meselesi olur.. TSK bu tartışmanın olumsuz etkilerinden kurtulur..
Belki, emekli ve muvazzaf generaller kendi iradeleri ile bu davadan çekilirler de bu iş kapanır gider..
Bizim yaşadıklarımız, bizden sonrakilerin böyle şeyleri bir daha yaşamamaları için bir ders, baht kaynağı olur..
Ha! Bu arada Tolon davası Bakırköy 16. Asliye Ceza’da 25 Aralık’ta görülecek..
Ankara 20. Asliye Hukuk’taki, “312 General Davası” olarak da bilinen, “Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” davası ise 13 Kasım’da..
Bu arada CeBIT de var değil mi? Bir yandan bilgi toplumunu, bilişim teknolojisini konuşuyoruz, bir yandan da bu işlerle uğraşıyoruz.
Eller aya ve bizler hâlâ yaya! Ama dudaklarımızda hâlâ çağdaşlık teraneleri..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi