Orhan Karataş

Orhan Karataş

MHP devreye girmeseydi neler olacaktı?

MHP devreye girmeseydi neler olacaktı?

Hükümet sistemini değiştiren Anayasa değişikliğinin ilk tur oylamaları tamamlandı. CHP'nin bütün engelleme gayretlerine rağmen, üzerinde anlaşılan teklif aynen kabul edildi. Madde oylamalarında endişe doğuracak bir sonuç oluşmadı. Yarından itibaren asıl önemli oylamalara geçilecek. Zira, bu turda 330'un altında kalınması, o maddenin reddi anlamına geliyor.

                                       

MAKUL ÇÖZÜM        

          İkinci tur oylamalarda bir sürprizle karşılaşma ihtimal yok denecek kadar az görünüyor. MHP bir büyük sorunu, ülkeyi felakete götürebilecek muhtemel bir gelişmeyi, son derece makul biçimde çözüme ulaştırmak üzeredir. Eğer MHP devreye girmese ve CHP'nin yaptığı gibi, her şeyi kendi akışına bıraksaydı, neler olacağını, görüşmeler sırasında bir defa daha gördük. Maddeler üzerindeki görüşmeler sırasında, hem de grubu adına konuşan AKP Bursa Milletvekili İsmail Aydın, "bir hukukçu olarak anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir. Gerekli nisabı, nisapla anayasanın tüm maddeleri değiştirilebilir, hatta Meclis yeni bir anayasa yapabilir" diyebilmiştir.

                           

BAŞBAKANIN TEMİNATI

          MHP bu açıklamaya anında ve en sert şekilde tepki göstererek, hatta konuşmayı yuhalayarak, meydanın boş olmadığını göstermiştir. MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, Aydın'ın ifadelerinin çok tehlikeli ve yanlış olduğunu söylemiş ve "Anayasanın 4. Maddesi MHP'nin çok hassas olduğu bir maddedir. Anayasanın ilk üç maddesinin hiçbir şekilde tartışılmasına rızamız yoktur. Eğer partinizin böyle bir görüşü varsa, bunu şu aşamada bizim bilmemizde fayda var. Ben AKP grubundan şunu beklerim. AKP grubunun ayağı kalkması lazım, olmaz böyle bir şey demesi lazım. Bununlar ilgili Sayın Başbakan'ın bir açıklama yapması lazım. AKP grubunun başkanı olarak genel başkanı olarak bir açıklama yapması lazım. Hiçbir şekilde konuşulamaz, yanlıştır diye bir açıklama yapılması lazım" sözleriyle, kesin ve net bir tavır ortaya koyup, anında kırmızı çizgiyi çekmiştir. Nitekim, önce AKP milletvekilleri, sonra da bizzat sayın Başbakan ilk 4 madde ile ilgili her hangi bir tartışmanın sözkonusu olmadığını söylemiş ve teminat vermişlerdir.  

                         

YERİNE NE KOYACAKSINIZ?

          İlk 4 madde, bu ülkenin varlığının, bu milletin bölünmez bütünlüğünün, ay yıldızlı bayrağımızın, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin değişmezliğinin teminatıdır. Bu ilk 4 maddeyi değiştirmekte sakınca görmeyen İsmail Aydın ve zihniyetinin, bunun yerine ne koyacağını da bu millete açıklaması gerekmektedir. "MHP bir büyük sorunu, ülkeyi felakete götürebilecek muhtemel bir gelişmeyi, son derece makul biçimde çözüme ulaştırmak üzeredir." Derken, tam da bunu kast ediyorum. Bu zihniyetin getireceği Anayasa değişikliği de, başkanlık sistemi de İsmail Aydın'ın sözleri üzerinden olacaktı. Buldukları ilk fırsatta, ne ilk 4 madde kalacaktı, ne kuvvetler ayrımından söz edilecekti, ne üniter yapı ve milli devlet yaşatılacaktı. Bunu sadece İsmail Aydın'ın söylediklerine bakarak iddia etmiyoruz. AKP'nin 14 yıllık sicili bu tespitimizi doğruladığı gibi, mesela Milli Eğitim Bakanının son açıklamaları ve müfredat düzenlemesiyle nelerin yapılmaya çalışıldığına biraz yakından bakmak da, bizi doğrulamaya fazlasıyla yetiyor.İnönü'yü bahane ederek Atatürk'ü, laikliği bahane ederek milli devleti, Lozan'ı bahane ederek Cumhuriyeti hedef alıyorlar. Onun için diyoruz ki, bu ülke AKP ve zihniyetine bırakılmayacak kadar önemli ve değerlidir. MHP tam da bunu yapıyor ve muhalefette de olsa ülkeyi AKP'nin insafına bırakmıyor.  

                                 

FİİLİ DURUM GARABETİ BİTECEK

           İkinci tur oylamalar, eğer AKP içindeki FATÖ'cülerin son anda bir hamlesi olmazsa bir formalite niteliğindedir. Son söz millette olacaktır ve çıkacak sonuca herkes uyacaktır. Fiili durum garabeti ortadan kalkacak, hukuk ve Anayasa işler hale gelecektir. Artık yönetim sorumluluğu taşıyanların da, muhalefet konumunda olanların da ülkenin ağır, ciddi ve ivedi sorunlarına yönelmeleri ve bu girdaptan çıkılması için çaba sarf etmelerinin önünde bir engel kalmayacaktır.

                                       

ÖNCE ÜLKEM

            Ülke bir yangın yeridir. Ekonomi tel tel dökülmekte ve alarm zilleri çalmaktadır. Mevcut durum sürdürülebilir değildir. Doğru dürüst tedbir alınmaz ve gidişatın önüne geçilemezse, yarın neler olacağını kestirmek bile imkansızdır. Bugün birilerinin kılı olmayı haykıranlar, bir anda en ağır ve en amansız hücumlara kalkışabilirler. Toplum zaten son derece gergin, endişeli ve yorgundur. Buna bir de etrafımızdaki amansız kuşatmayı, terör girdabını, savaş şartlarını ekleyin. Yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul'u kana bulayan teröristten henüz haber yoktur. Adil Öksüz muamması çözülememiştir ve çözülecek gibi de görünmüyor. Trump'ın göreve başlamasıyla birlikte sadece Türkiye'nin değil, bölgenin ve hatta dünyanın nelerle karşılaşacağını kimse bilemiyor. CHP, bu durumdan rahatsız olmayabilir. AKP'nin gitmesi uğruna ülkenin batmasına rıza gösterebilir. Ama "önce ülkem" diyenlerin yüreğinde ateş var. Bu vahim duruma seyirci kalamazlar. Ellerini değil gövdelerini taşın altına her zaman koydular, şimdi de koyuyorlar. MHP'nin ne yaptığını hala anlayamayanlara sadece şu kadarını söyleyelim: "MHP ve ülkücüler, ülkesine, bayrağına, milletine, vatanına, devletine, diline, imanına sahip çıkıyor." Artık herkesin gördüğü, bildiği ve kabul ettiği bir gerçeği tekrar hatırlatalım: Ülkenin de, milletin de MHP ve ülkücülerden başka çaresi, başka ümidi ve başka bir çıkış yolu yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi