Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Düşmandan dostluk beklemek!..

Düşmandan dostluk beklemek!..


ABD ve AB ülkelerinin ülkemize yönelik düşmanca tavırlarından millet olarak bıkıp usandık. Buna rağmen, bu ülkelere yönelik bir takım açıklamalar dışında bir eylem ortaya koyamıyoruz. Daha doğrusu bu ülkelere karşı tavrımızı değiştiremiyoruz. Ne kadar kötülük görsek, ne kadar düşmanlarımızla işbirliği halinde olsalar da her fırsatta ABD ve AB ülkelerinden söz ederken dost ve müttefik nitelendirmesinden vazgeçemiyoruz. Bizim bilmediğimiz belki bir takım zorunluluklar vardır. Devlet yönetiminde olmak her düşündüğünü söyleme hakkı verse de her düşündüğünü uygulamaya koyma imkânı vermiyor olabilir. Ama sürekli olarak bu ülkelerle ilişkilerde yaşadığımız hayal kırıklığını dile getirme, medyamızda her gün dostça olmayan hareketin (tavrın) dile getirilmesi de insanı rahatsız ediyor.
 
AB ülkeleri ile ilişkilerimizde uğradığımız hayal kırıklıklarını sıralamaya kalksak bu köşede günlerce tefrika etmemiz gerekir. ABD ile ilişkilerimizde sadece son yıllarda uğradığımız hayal kırıklıkları bu ülke ile yan yana yürümemizin mümkün olmadığını çeşitli kereler ortaya koydu. Buna rağmen ABD’nin yeni Başkanı Trump’tan her fırsatta FETÖ ve çetesini vermesini, PYD’yi desteklemekten vazgeçmesini beklediğimiz dile getiriliyor. Peki, Trump FETÖ ve çetesini teslim etmiş olsa, ABD sütten çıkmış ak kaşık, yani, bugüne kadar sergilediği düşmanca tavırlardan aklanmış, bölgemize ve ülkemize yönelik planlarından vazgeçtiği mi kabul edilecek? Böyle kabul edilirse yeni yanılmalar ve hayal kırıklıkları kapımızı çalmayacak mı? Diyelim ki PYD’ye açıktan desteği kesti, bu durum ABD’nin bölgemizdeki terör örgütleri ile işbirliğini bıraktığı anlamına mı gelecek? Söz gelimi Trump göreve başlar başlamaz ilk önce Netanyahu’yu arayarak, desteğini açıklamasının bir anlamı olmayacak mı? Güya İran tehdidine karşı İsrail’e her türlü desteği vereceğini Netanyahu’ya söylemesi karşısında ABD’ye yönelik tutumumuzda bir anda değişiklik mi olacak?
AB ülkeleri şimdiye kadar Türkiye’ye karşı samimi ve dostça davrandılar da sadece mülteciler kapılarına dayanınca mı gerçek yüzleri, ırkçılıkları ortaya çıktı? Hayır. AB ülkeleri yüzyıllardan beri önce Osmanlı sonra da Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı Haçlı ruhu ile hareket ettiler. Her fırsatta ülkemizi güçsüzleştirme planlarını uyguladılar. AB ülkelerinin pek çoğunda yıllardan beri terör örgütlerinin elebaşları himaye gördü, hatta başta Yunanistan olmak üzere ülkelerinde terör örgütü militanları için kamplar açtılar. Şu anda bile Yunanistan’da benzer kampların olduğu biliniyor. Bu arada 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yunanistan’a sığınan darbecilere karşı sergilenen VIP muamele belki bardağın taşmasını sağlayan son damla olabilir.
 
Kısacası artık ister ABD ister AB ister ayrı ayrı ister birlikte düşünelim Haçlı ittifakından Türkiye’ye dün olduğu gibi bugün de dostça bir elin uzanmasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Bunun için onlara kızmanın da gereği yoktur. Onlar inançlarının ve meşreplerinin gereğini yapıyorlar ve bunu gizlemeye de gerek duymuyorlar. Önemli olan buna karşı Türkiye’nin ne yapacağı, nasıl bir tutum alacağıdır. Bunca dışlama ve ihanete rağmen hâlâ hep birlikte birleşelim çağrısı yapılıyorsa o zaman bizde de bir yanlışlığın olduğunu söylemek durumundayız.
Çünkü önce İslam Birliği’ni gerçekleştirip zalimlerin karşısına alternatif bir güç olarak çıkmadan onların zulmünü, ikiyüzlülüğünü ve ihanetlerini yok etmek mümkün değildir. Bu gerçek çeşitli kereler yüzümüze vurulmuş durumda. Bunun için diyorum ki, bütün dünyanın birleştirilmesinden önce İslam dünyasının birleştirilmesi gerekiyor. Kaldı ki, bütün dünya Birleşmiş Milletler çatısı altında birleştirilmiş, beş ülkeye teslim edilmiş olduğu için yeryüzünde zulüm ve sömürü sürüp gidiyor. Dünyanın beşten büyük olduğunu bilmeyen yok ama dünya beş ülkenin kontrolü altında. O zaman dünyanın beşten büyük olduğunun gösterilmesinin yolu İslam Birliği’nden geçiyor. Bunun ötesinde tüm söylenenler günü kurtarmaya dönük olmanın ötesine geçmiyor.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi