Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Öteki gündem, asıl gündem

Öteki gündem, asıl gündem

Üç kişi bir araya gelsek siyaseti konuşuyoruz.

Oysa bir gündem daha var. Biraz düşünebilirsek, asıl gündemin o olduğunu da görürüz, diye düşünüyorum.

“Üçüncü sayfa haberleri”miz bizim, gazetecilerin!

Her gün daha bir ürkütücü, toplumun geleceği adına daha bir karamsarlığa gömücü... Okumaya, ikinci bir insanla paylaşmaya tereddüt edeceğiniz.

Geçtiğimiz hafta sonu Pendik'te “Ailede sancı” üzerine konuştum. Bayanların da bulunduğu dinleyicilerle içerde - dışarda sancı görüntülerini paylaşırken basbayağı huzursuz oldum. Evlilik dışı ilişkisinden doğan bebeğini hastanenin klozetine atan kadın nasıl anlatılabilirdi ki?

Her haber, bir öncekini unutturacak kadar vahşi, insanlık dışı.

Mesela dün ajanslara, internet ortamına düşen, muhtemelen bugün gazetelerde okuyacağınız bir haber: Adam, alacağını tahsil edemediği şahsın kardeşini öldürüyor. Bakın nasıl anlatıyor:

"Süleyman'ı boğarak öldürdüm. Onu iple boğarken bana 'Yapma ne istersen babam verir. Benim bir günahım yok' diye dakikalarca yalvardı. Onu boğdum. Boğduktan sonra aracın içinde yakmaya çalıştım. Tam olarak yanmadığını görünce kiralık araç ile cesedi 4-5 kilometre uzaklıkta ormanlık alana götürüp attım."

Ne bu?

Bir gaddarlaşma çizgisi.

40 günlük bebeğe tecavüz.

Ne bu?

Hayvandan daha aşağı bir sapıklık. Canavarlığın bile en çukur ucu.

Annesini öldürüp, kolunu bacağını kesip, bir valize koyup sokaktaki çöp konteynırına atmak.

Ne bu?

Cinnetin limiti.

Bunlar bizim ülkemizden görüntüler.

Benzerlerini dünyada da fazlasıyla bulabilirsiniz.

Ben bunun adına “insan krizi” diyorum.

Siyaset, ekonomi, eğitim vs...

Hepsinin merkezinde insan var ve insanın kişilik kalitesi hayatın her alanının kalitesini belirliyor.

Sizce de asıl gündem, bu insan kalitesini “insanlık çerçevesi”ne oturtmak olmamalı mı?

Ben eğitim üzerine yazıyorum, konuşuyorum.

Bazen “Nasıl bir insan?” üzerine tartışmalar da çıkıyor. Şu nesil, bu nesil ekseninde...

Aslında diyelim şu siyasi çizgideki Cumhurbaşkanı ile, şu siyasi çizgideki muhalefet lideri ya da farklı fikri eğilimlerdeki medya mensubu ya da eğitimci, mesela yukarda verdiğim örneklerdeki insan çürümesine karşıdırlar. Ne bileyim, bir “Asgari insanlık çerçevesi”nde buluşabilirler.

Ben bazen, öğrencilerle konuşurken “sağlıklı bir kişilik sahibi olmak” gibi bir hedeften söz ediyorum. Nedir o sağlıklı kişilik, diye sorulduğunda, bir arama konferansı yapılsa ve çok farklı eğilimdeki insanlar düşüncelerini kayda geçirse, birbirine çok yakın bir profil çıkacağından eminim.

Ben, İslam'ın ana çerçevesinden, Allah'ın Rahman ve Rahim oluşundan, Allah Elçisi'nin (s.a.v.) “Rahmet Peygamberi” olmasından yola çıkarak mesela “rahmet insanı” diye bir insan kalitesine işaret ediyorum. Peki ne o?

Ne bileyim, mesela karınca yuvasını yakmamak, mesela kelebeğin kanatlarını yolmamak, mesela yeri-göğü sömürmemek, yaşadığınız şehri talan etmemek, insan onuruna saygı göstermek vs...

DEAŞ'ın cinayetleri Müslümanlıkla uzaktan yakından ilgili olmadığı gibi, bizim şu etrafımızda olup biten vahşet numuneleri de Müslüman bir toplumun bünyesinde ur gibi durur.

Ama var bunlar. Üstelik urun metastas yapması gibi azalmıyor, çoğalıyor bünyede.

Bazen düşünüyorum, Kılıçdaroğlu'nun torununa ne öğretilmesini isterdi Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Tayyip Erdoğan'ın torununa ne öğretilmesini isterdi Kılıçdaroğlu?

“İnsanlık” dediğimiz her şeyi değil mi? Erdemi değil mi? Şefkati, merhameti değil mi?

Ne bileyim, bir ortak gündemi olsa Türkiye'de iktidarın ve muhalefetin: Mesela, şu üçüncü sayfa haberlerinin insani seviyeye gelebilmesi için bir eğitim hamlesi ekseninde...

40 günlük bebeğe tecavüz gibi bir pespayeliğin bir daha yaşanmaması, hastane klozetinde yeni doğan cesedi bulunmaması için...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi