Ergenekon mutluluğu!

Ergenekon mutluluğu!

Son anda bir değişiklik olmazsa Ergenekon Davası, yarın (pazartesi) başlıyor. Bu köşenin sürekli takipçileri, uzun süredir Ergenekon meselesine değinmediğimi bilir. Niye değinmiyorum? Çünkü benim için asıl önemli olan bu davanın açılmasıydı.
2500 sayfalık iddianame ve yüzlerce klasörlük delil ekleriyle bu yapıldı. İnanılmaz bağlantılar ortaya döküldü.
Bundan sonrası mahkemeye kalmış durumda. İnşallah suçlular saptanıp cezaları verilir.
Evet, önemli olan davanın açılmasıydı. Çünkü Mayıs 2006'daki 'Danıştay Saldırısı'ndan beri böyle bir örgüt olduğuna dair çok güçlü emareler vardı.
Ancak " ya örgüt üyeleri mahkemeye çıkarılamazsa " kuşkusu içimizi kemiriyordu.
Türkiye siyasi tarihine biraz aşinaysanız, önemli şahsiyetlerden oluşan birçok suç örgütlenmesinin, değil mahkemeye çıkarılmak; el üstünde tutulduğunu, övüldüğünü, mazur görüldüğünü de bilirsiniz.
Aynı çaba Ergenekon için de gösterildi. Önce soruşturma, ardından da iddianame sulandırılmaya çalışıldı. Karaçalındı, çamur atıldı.
Bundan sonra da nice fırıldaklar çevrilecek. Ona şüphe yok. Ama nihayet dava başlamış olacak.
Ve göreceğiz bakalım, "bazı Kemalistler, bazı Kemalistleri, Kemalizm adına öldürdü " mü?

Kan kültürü

Yönetmen Tolga Örnek'in yeni çalışması 'Devrim Arabaları' bu hafta gösterime giriyor.
Tolga Örnek daha önce de Gelibolu adlı belgeselde Çanakkale Savaşı'nı anlatmıştı. Bu arada Örnek, bir kısmı gayet haksız eleştiri oklarının da hedefi haline geldi. Bunun sebebi babasının, 'Darbe Günlükleri'yle uzun süre gündemi işgal eden Deniz Kuvvetleri'nin eski komutanı Oramiral Özden Örnek olmasıydı.
'Devrim Arabaları' vesilesiyle Tolga Örnek ile röportajlar yapılıyor. Bunlardan birinde Örnek şöyle diyor:
"Dedikodu bizde, kulaktan dolma sözlü tarih oluyor. O sonra resmi tarih oluyor, sonra taşa kazılı tarih oluyor, onu değiştiremiyorsunuz. Bana 'niçin Çanakkale'de 500 bin, 250 bin şehidimiz olduğunu söylemiyorsunuz' dediler. Yok kardeşim, 250 bin şehidimiz. Biz 250 bin şehit verdiysek orada adamların kendi şehitleri 60 bin. Biz zafer kazandık derken, onların 1 şehidine karşı 5 şehit vermiş olmalıyız, dünyanın en kötü ordusu olmamız lazım." (Habertürk) Örnek'in bu sözleri nasıl çarpıtıldı biliyor musunuz?
Şu mantıkla: "Biz Çanakkale'de 250 bin şehit verdiğimize göre, Örnek de orada savaşan Osmanlı-Türk ordusu için, ' Dünyanın en kötü ordusu' demiş oluyor."
Halbuki Tolga Örnek haklı. Çanakkale'de karşı tarafın şehit sayısı 60 bin civarında. Bizimki de öyle (57 bin küsur.)
Onlar da Çanakkale'de bizimkiler gibi 250 bin civarında zayiat verdi. (Zayiat'ın anlamı: Ölü/şehit, yaralı, kayıp, esir gibi mücadeleden düşenlerin toplamı.) Yani tarafların genel kaybı birbirine denkti.
Halbuki Sarıkamış gibi Çanakkale gerçeği de Türkiye'deki " kan kültürüne " kurban ediliyor. Savaşa ilişkin rakamlar, popüler kültürün cahil ve meraksız taşıyıcıları tarafından durduk yerde şişiriliyor.
İşin gülünç yanı ne biliyor musunuz? Çanakkale hakkında atıp tutanlar, cumhuriyetimiz için asıl önemli mücadele olan
Kurtuluş Savaşı'nda kaç şehit verildiğini bilmez.
İnanmıyorsanız çevrenizdekilere sorun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi