Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sorunlarımıza bölge ülkeleri çözüm bulmalı

Sorunlarımıza bölge ülkeleri çözüm bulmalı

Ülkeler istemeseler de zaman zaman silaha sarılmak zorunda kalabilirler. Bu bakımdan düzenli ordular oluşturur, eğitir ve silahlandırırlar. Buna rağmen düzenli orduların asli görevi caydırıcılık, olayların sonunda çatışmaya varmasını sağlamaktır. Sonuç olarak zaman zaman komşular arasında ilişkiler gerilse de çatışmamaya varmaması temenni edilir. Bölgemizde yaşananlara bakıldığında Barzani’nin inadı sebebiyle ülkemizin Irak ve İran ile birlikte her an bir çatışmanın tarafı olması mümkün. Hemen belirteyim ki silahlı çatışma istenmese de gerekli olduğunda millet olarak birlik içinde tavrımızı ortaya koyarız.

Bu tespitin ardından ülkemizde ve bölgemizde geçmişten bu yana yaşananları hatırlamakta, özellikle Irak, Suriye ve İran ile ilişkilerin yara almasında etkili olan yayınların yapıldığını unutmamak gerekiyor. Hatta, yakın zamana kadar bazı iktidar yanlısı medya organları ve yazarlar ısrarlı bir şekilde İran aleyhine yayınlarda bulundular. Basın özgürlüğü adına bu yayınlar belki hoş görülebilir ama, bugün geldiğimiz noktada düne kadar alkış alan Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile ilişkiler bugün çıkmaza girmiş ve Türkiye, Irak ve İran ile yan yana gelmiştir. Olması gereken de budur. Çünkü komşularımız ile problemlerimizi bizden başka birilerinin çözmesini beklemek sorunlarımızı daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Bunun örneklerini çeşitli kereler yaşadık. Çünkü sorunların temelini atan ülkeler bu sorunların çözümünü değil, kalıcı hale gelmesini istiyorlar. Böyle olduğu takdirde çıkarlarına uygun görüyorlar. Böyle olunca da birtakım bahanelerle komşu ülkelerle ilişkilerin bozulmasına etki edecek yayın ve tavırların sergilenmemesi gerekiyor. Çünkü bugün için şu ya da bu şeklide bölgemizde işgalci olarak bulunanlar bir gün gelecek ülkelerine dönecek, dönmek zorunda kalacaklardır ama bölge ülkeleri yan yana birlikte yaşamayı sürdürecek.

Hemen belirteyim ki, dış ilişkilerde sürekli dostluklar ya da düşmanlıklar söz konusu değildir. Ancak devletin uzun vadeli politikaları ve uygulamaları olması gerekir. Bu politika iktidarda bulunan partilerin tavrına göre değil, ülkenin uzun vadeli çıkarlarına göre belirlenir. Bu uzun vadeli çıkarlar ise emperyalist güçlere bakarak belirlenemez. Onlara bakarak ve yönlendirmelerine göre belirlenecek dış politika çok değişken bir görüntü arz eder ki, o da belirsizliğe yol açar. Belirsizlik beraberinde ne yapacağı belli olmayan bir tavrı gündeme getirir. Kısacası, Haçlı-Siyonist ittifakının fısıltılarına bakarak onlar İran’ı ya da Irak’ı düşman ilan ediyor diye bizim de onların ardından gitmemiz ister istemez dün söylediklerimizin bugün aksine davranmayı gündeme getiriyor.

ABD ve yandaşları bölgemizde PKK ve PYD ile ortak ordu kurarlarken bu gerçeği görmezden gelerek İran düşmanlığı yapmak sadece sömürgecilerin işlerini kolaylaştırır. Bugün gelinen noktada bir kendini beğenmiş Barzani’nin inadı olayı bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Düne kadar Irak yerine Bölgesel Yönetimi tercih ederken, İran yerine ABD’nin yanında yer alırken bugün zorunlu olarak üç ülke yan yana gelmiş, birlikte hareket etmektedir. Doğru olan buydu, dileriz olaylar yatışıp ortalık durulduğunda yine bu ülkede Haçlı-Siyonist ittifakının sözcülüğüne soyunanlar meydanı boş bulmazlar, yine komşu ülkelerle ilişkilerimizi bozacak yönde tavır belirlemezler. Çünkü, ne olursa olsun İran, Irak, Suriye ile birlikte bu topraklarda var olacağız. Geçici durumlara göre tavır belirlemek bir süre sonra sıkmak zorunda olacağımız ellerle buluşmayı engellememelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi