Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Borçlanma ve artan vergilerin bedelini vatandaş ödemiyor mu?

Borçlanma ve artan vergilerin bedelini vatandaş ödemiyor mu?

BAŞBAKAN Yardımcısı Şimşek son zamanlarda gündeme gelen bazı vergilerin yüksek oranlarda artırılmasını, “Borçlanmadık, vergi artırdık” şeklinde savunmuş. Yeni bir borçlanma yapılmasa bile mevcut borçların faizleri için bütçede 50 milyarın üzerinde bir ödenek ayrıldığı hatırlandığında şimdilik borçlanılmamış olması ülkenin ve vatandaşın borç yükünden kurtulacağı anlamına gelmiyor. Kaldı ki iç ve dış borçlanmaya tamamen son verilmiş de değil. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek yaptığı açıklamada borçlanmanın yüksek faiz sebebiyle yapılacak hizmetlerden imtina etmek anlamına geldiğine dikkat çekerek, “Bu nedenle borçlanma yerine vergi artışını tercih ettik” demiş. Demiş ama vergi artışlarının hizmet ve yatırımları hızlandıracağını savunmak mümkün mü? Artan vergiler sebebiyle alım gücünün düşmesi nasıl engellenecek? Vatandaşın alım gücünün düşmesi üretimi menfi etkilemeyecek, dolayısıyla ülke yerinde saymaya devam etmeyecek mi?

Derdim sadece eleştiri yapmak değil. Ancak, ister borçlanma ister vergilerin artırılması yoluyla gelir temin etmenin faturasını neticede vatandaş ödemek durumundadır. Meseleye bu açından bakıldığında borçlanma ya da vergilerin artırılması netice itibarıyla aynı kapıya çıkar. Dolaylı ve doğrudan vergilerin vatandaşa çaktırmadan toplanması mümkün değildir. Çünkü artan her vergi vatandaşın cebinden çıkan parayı artıracaktır. Denebilir ki vergi artışı ile vatandaştan faiz ödemeden para toplanacak. Bu yaklaşım doğru bile olsa yönetimlerin öncelikli görevi vatandaşının huzur ve refahını sağlamak ise netice itibarıyla artan borçlanma beraberinde vergi artırımı getirecek, artan vergiler hem fert bazında hem netice itibarıyla toplum olarak yeni huzursuzlukların kaynağını oluşturacaktır. Diyebiliriz ki borçlanabiliyor olmak da, vergilerin artırılmasının da bir kurtuluş gibi algılanması sağlıklı bir yol değildir.

Bu noktada aynı gün medyada yer alan bir başka habere dikkat çekmek istiyorum. Bu ikinci habere göre devlet 3 yılda 6 milyarlık kemer sıkacakmış. Açıklanan 3 yıllık mali plana göre artık vatandaş değil devlet kemer sıkacak, mal ve hizmet alımlarında frene basılacak, üç yılda 6 milyarlık tasarruf yapılarak Bakan Elvan’ın ifadesiyle, “İş, üretim, yaşam ortamını iyileştiren yatırımlara öncelik verilecekmiş. Devletin tasarrufa yönelmesi önemlidir. Ancak devletin planladığı tasarruf yeterli olmuyor ki aynı anda yeni vergi artışları gündeme geliyor. Böyle olunca da Bakan Elvan’ın yeni plana göre vatandaşın değil devletin kemer sıkacağı yaklaşımı gerçeği yansıtmıyor. Bir yandan vergiler artırılırken öbür yandan vatandaşın değil devletin kemer sıkacağını söylemek pek inandırıcı gelmiyor. Denebilir ki ülkemiz iç ve dış gelişmeler sebebiyle sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Bunun için sadece devletin değil vatandaşın da kemer sıkmasına ihtiyaç var. Olabilir. Bu millet ülkesinin sıkıntılı anlarında her türlü fedakârlığı seve seve yapar. Ancak vergi artışını borçlanmaktan kurtuluş gibi takdim etmek, bir diğer ifadeyle sorunların çözümünü sağlayacak bir adım olarak nitelendirmek tam bir çelişkidir.

Başbakan Yardımcısı Şimşek ile Bakan Elvan’ın iki açıklaması aslında ülkenin ekonomik bakımdan iyi bir noktada olmadığını gösteriyor. Bakanların açıklamaları ise bu gerçeği gizlemeye yönelik bir görüntü veriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi