Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Dünya Kadınlar Günü ve Vicdan Konvoyu

Dünya Kadınlar Günü ve Vicdan Konvoyu

Dün yola çıktılar İstanbul’dan, Hatay’a / Antakya’ya doğru.. Dünya kadınlar günüydü, 40 ülkeden gelmişlerdi. Yüzleri Mekke’ye, Kudüs’e dönüktü. Yüzü Mekke-i Mükerreme’ye ve Kudüs-ü Şerif’e dönük şehir, İstanbul’dan yola çıktılar Hz. Haacer’in kızları, Hz. Havva’nın kızları zulme dur demek için.. 

Antakya! Vahyin bir diğer coğrafyası. Aziz Habibünneccar’ın şehri. Aynı zamanda Tarsuslu Yahudi, Saul’ün “Hristiyanlık” adı ile Katolizmi örgütlediği şehir. Tarihin ilk modern şehri, Olimpiyatların ilk yapıldığı şehir!

Şam-ı Şerif. Kalbinde Kudüs’ü taşıyan şehir. O Kudüs ki, bağrında İsra’yı taşır, Hz. Süleyman’ın mabedini taşır. İlk kıblemizi taşır.

Kudüs! Ey Kudüs, vahyin coğrafyası. Hz. Musa’nın hayali, Mesih’in ayak izlerini taşıyan şehir.

Ve o ilk kanın Hz. Adem ve Hz. Havva’nın gözyaşları ile ıslandığı şehir. “Tarihin sonu”nun sırrını içinde bir sır gibi saklayan şehir.

Habil-Kabil kavgası sürüyor. Daha doğrusu Kabiller Habilleri öldürmeye devam ediyor. Şeytan ve onun askerleri, işbirlikçileri cinayet işlemeye devam ediyorlar. İnsanoğluna öfkeleri, kıskançlıkları bitmedi. Şeytanın askerleri intikam almaya devam ediyorlar.

Kızılderilileri yok ettiler, kana doymadılar

Kara derilileri köleleştirdiler zulme doymadılar

Sarı ırkı sömürdüler, haram mala doymadılar.

Haram mirası kendi aralarında paylaşamadılar, yüz yıl kendi kardeşleri ile savaştılar ne öfkeleri ne de ihtirasları dindi.

Sonra, son yüzyılda bir, 1. Dünya savaşı çıkarttılar, tatmin olmadılar, ardından bir 2. Dünya savaşı çıkarttılar, yine öfkeleri dinmedi. Ama yoruldular. Soğuk savaş çıkarttılar ki, aynı ülkenin çocukları birbirlerini öldürsünler diye. Sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıklarını düşmanlık vesilesi yaptılar, insanları birbirine kırdırdılar. Terör örgütlediler..

 Darbeler yaptırdılar. Ülkelerin ordularını kendi halklarının başına bela ettiler.

Batı dedikleri bu! Demokrasi, insan hakları, çevrecilik dedikleri makyaj malzemesi, oltaya taktıkları yem. Zehirlerini kattıkları bal, ya da acıkınca yedikleri helvadan bir put!

Dünyada bu kadar devlet, bu kadar örgüt var. BM, NATO, AB, Afrika Birliği, Arap Birliği, İslam Konferansı ne iş yapar.

Bakın, bunların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Bunlar kendilerini “ıslah ediciler” olarak gösteriyor ama, bozguncuların ta kendileridir bunlar.

Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlardır.

Darbecilere, teröristlere destek veren, eğiten, donatan, silah, mühimmad, istihbarat veren cinayet örgütleridir bunlar. Bunların ilkeleri filan yok, sadece çıkarları var..

Doğu Guta’da yaşananları, Esed rejiminin zindanlarında yaşananları biliyorsunuz!

Aslında bu işin sağı-solu, Alevi’si-Sünni’si, Arab’ı, Kürt’ü, Türk’ü, Beni İsrail’i yok. İnsan bazan hayvandan daha vahşi olabiliyor. Yani “Belhum adal” olabiliyor, “Ekmel-i mahlukat”, “eşrefi mahlukat” olabildiği gibi. Bazan cahil, zalim ve kan dökücü.. İnsan bu! Mali’de Sufilerle Selefiler girdi birbirine, Irak’ta DAEŞ, Yemen’de Husi!

Ama yine de insan sormadan edemiyor. Hizbullah, Irak Şiası, Kerbela’yı yaşamış insanlar ya da İran yönetimi, Kum, Hamaney ve diğerleri, Suriye’deki Esed rejimine karşı destek olmayı bırakın nasıl böylesine sessiz kalabilirler.. Bu cinayetlerde Esed’in katiller sürüsü ile birlikte hareket edebilirler!

Üzülerek belirtmeliyim ki, o yaşlılar, kadınlar, engelliler ve çocukların kanları onların da ellerinde..

Sırp ya da Siyonist olmak gerekmiyor katliam yapmak için, Rus ya da Neocon olmak, Çinli, ya da Budist olmak da gerekmiyor. İşte durum ortada ve durum bu!

Daha da acı olanı “Bozgunculuk” yapanların, “Biz ıslah edicileriz” diye ortaya çıkmaları ve birilerinin de menfaat ya da korktukları için onlara alkış dağıtmaları..

Batı’nın “Medeniyet dediği maskara mahluk”un, o “tek dişi kalmış canavar”ın sergilediği vahşet ortada!

Dünya kadınlar gününde, CHP ve HDP’li kadınlar, FETÖ’cü kadınların gündemi farklı.. Dağa çıkarılan, tecavüze uğrayan, Amerikan emperyalizminin yayılma siyaseti için kullanılan kadınlara alkış dağıtanlar da var, darbecileri aklamak için bugünü kullananlar da. Gerçek yapılması gerekense şu: Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olmak. Tecavüz ve insanlık dışı muamelenin önlenmesi. Suçlu olsa bile bu. Suça nisbetle daha fazla bir ceza da zulümdür ve suçtur. Herkes elbette yaptığının karşılığını görmeli. Yoksa zalimler karşısında tevazu zillettir. Onların cür’et ve cesaretini artırır. Zalim meydan okumaya devam ediyorsa, pişmanlık duyup, özür dilemiyorsa, ona karşı merhamet, yapanı acınacak duruma düşürebilir..

Bir insana yapılan bir haksızlık, bütün insanlara karşı yöneltilmiş bir tehdittir.

Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz Şeytandırlar. Zalimlere yardım edenler ise o suçun ortağıdırlar. Kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşıyan gafillerdir. Yangına körükle giden bu insanlar, yarın kendilerine dönecek olan kılıçları bileylemektedirler bu şekilde davranarak. Zira “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur” denmiştir. Kim hangi zalime yardım ederse Allah o zalimi onun başına bela eder..

Göreceksiniz FETÖ ABD’nin başına bela olacak; ABD de FETÖ’nün. Özellikle ABD, FETÖ ve PYD’yi, Apo’yu sattığı gibi 3 dakikada, 3 kuruşa satar.

Dilerim bu uluslararası vicdan konvoyu, kişilerin ve örgütlerin, devlet yöneticilerinin vicdanlarını harekete geçirir. Sadece bir zulme “Hayır” demek değil, bu durumların olmaması, olması durumunda en kısa sürede önlenebilmesi ve sorumlularının caydırıcı bir şekilde ve sür’atle cezalandırılabilmesi için bir bilinç oluşturulmasıdır..

Kadın, annedir. Kendileri ya da çocukları acı çeken anneler ağlarken hiç kimse suskun kalamaz. Bölgemizde “analarımızı ağlatan” ihanet çetelerine karşı Müslümanlar müttehid, erdemli insanlar ve mazlumlar müttefik, yeryüzünde değer üreten herkesle mütelif bir dayanışma ile bu zulme hep birlikte “dur” demeli. Yoksa bu ateş herkesi yakacak. Hem de sadece vicdanlarımızı acıtmakla, bilinçlerimizi yaralamakla kalmayacak, ufkumuzu da karartacak.

O yolun yolcularına selâm olsun. Allah onların elleri ile zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin. Onları ilahi rızanın tecellisinin vesilesi kılsın. Amin! Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi