Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Afrin’de sona doğru

Afrin’de sona doğru

TSK ve ÖSO artık Afrin’de. Afrin operasyonunda sona gelindi. Ama nereden baksanız nisan başını bulur. Hatta nisan ortalarına da sarkabilir.. Daha yapılacak çok iş var. Mayınlar temizlenecek, hendekler kapatılacak, yaralar sarılacak, hastalar tedavi edilecek, yıkılan şehirler imar edilecek, yerel güvenlik birimleri oluşturulacak, eğitilecek, donatılacak, göç edenlerin evlerine dönmeleri sağlanacak. Suçlular yakalanacak..

Erdoğan soruyor: “Suriye’de 20 üs kuruldu. Niye kuruldu bunlar? Bu üsler burada niye var? Ya Türkiye ya İran. Herhalde Rusya’ya karşı değil. O üçüncü  dünya savaşı anlamına gelir.”

Bakalım ABD, AB, NATO nasıl bir tavır alacak. AB güç idaresine söz verdiği yardımları gönderme kararı aldı. ABD Membiç’ten PYD’lileri göndereceğini söylüyor. Öte yandan NATO Genel Sekreteri başka şey söylüyor, genel sekreter yardımcısı başka bir şey söylüyor.

ABD PYD’lilerin Fırat’ın doğusuna gönderileceği söylüyor da, SDG PYD’lilerden ibaret değil ki. Bunlar bir gün DAEŞ, öbür gün PYD, öbür gün rejim askeri olur. Silahlı terör unsurlarının bölgeden tamamen tasfiyesi gerek. Ankara kararlı. Yoksa Afrin’de PYD’lilerin başına gelenler ötekilerin de başına gelir.

Afrin’de PYD unsurlarının kaybı 4000 civarında. Operasyonlar her halukârda, hem Suriye’de, hem Irak’ta ve hem de Kandil’de, ister ABD’den bağımsız, ister ABD ile olsun, PYD’nin kontrol dışı terör unsurları, PKK unsurlarına karşı devam edecek. Bu gidişata bakarak, terör örgütünün mayısa doğru kaybının 5000’i bulabileceğini söylemek pek de abartılı bir iddia olmayacaktır.

Mesele sadece Suriye’deki terör unsurları ile ilgili değil. Kandil’deki terör unsurları da TSK’nın hedefinde, Irak’taki terör unsurları da.. Suriye hükümeti, kendi vatandaşı olmayan unsurların ülkelerini terk etmelerini istedi. Bölgedeki terör unsurlarının temizlenmesi konusunda Bağdat Ankara ile işbirliği yapacak..

Ankara önce ABD’nin sözünde durup durmadığını görmek istiyor. Ya da duracaksa ne kadar duracak. ABD yarın tekrar politika değişikliğine gidebileceği gibi, ABD’nin bu yaptığı bir oyalama taktiği de olabilir. ABD artık hiç kimse için “güvenilir bir müttefik” değil.

Şuna da dikkat edelim: ABD “PYD bölgeden ayrıldı” diyebilir ama bir kısmı geri çekilirken, asıl gövde Suriye’de kalabilir. Ya da Irak’a doğru geri çekilenler, daha sonra tekrar başka yollardan bu bölgeye dönebilir.. Buna dikkat etmek gerek. O zaman bu tür paramiliter grubların sivil kıyafetlerle bölgede yuvalanmaları halinde, bunun ABD’li yetkililer eli ile  kontrol edilmesi ve gereğinin yapılması değil, doğrudan TSK ve ÖSO’nun bu unsurlara karşı operasyon yapması gerekir.. ABD’ye de bunun açık ve net bir şekilde bildirilmesi gerek.

Şimdi, PYD’lilerin zaten önemli bir kısmı kendilerine göre Kanton olarak tanımladıkları bölgelerde yerel savunma birlikleri gibi gösteriliyor. Bu kesinlikle aldatmacadır. Bu bölgelerde TSK’nın en azından gözlem yapması garanti altına alınmalıdır.

ABD orada DAEŞ’e karşı ise bu operasyonu TSK ile birlikte yapabilirler. DAEŞ ve PYD unsurlarından temizlenen bölgelerin ÖSO’ya devredilmesi gerekir.

Bu arada AB’nin tavrı da netleşecek. AB, muhtemelen Tel Rıfat’daki PYD unsurlarının tahliyesi sürecinde, Afrin’de sivillerin kayıp ve zararları üzerinden Ankara’ya karşı bir karar alacaklardır.

AB ülkelerinde PKK gösterileri devam ediyor. Türklere yönelik saldırılar artıyor. Bu da AB ülkelerini zor durumda bırakacak. Öte yandan; Avrupa Parlamentosu TSK’nın Afrin’den çıkmasını istiyor. Sanki, Afrin hâlâ PYD’nin kontrolünde gibi. ABD’ye de Mümbiç’ten çıkmayı tavsiye etseniz ya. İsrail’e sözünüzü dinletebiliyor musunuz! AB ülkelerinden gelip terör örgütüne katılanların, geri çekilmesi yönünde de bir çağrı yapsanız ya. 

Erdoğan da AP’nin kararına karşı tepkisini anında gösterdi: TSK’nın orada ne kadar kalacağına Ankara karar verecek.. Bu kararında da Türkiye’ye yönelik tehdit algısı ve insani sorumluluk belirleyici olacak.. Erdoğan’ın cevabı açık ve net: “Türkiye şamar oğlanı değil”. Artık “Hayır” diyebilen bir Türkiye var. Erdoğan’ın bu konudaki sözleri şöyle: “AP, Afrin’den çıkmamızı istiyormuş. Boşuna heveslenmeyin işimiz bitmeden oradan çıkmayacağız.” 

AB ülkelerinin terör, savaş ve darbe seviciliği bitmiyor. Ama aynı zamanda barış, demokrasi ve çevre maskesini de yüzlerinden indirmiyorlar. Irak’ta ve Suriye’de taş üstünde nerede ise taş bırakmadılar. Bunu kim yaptı!?

Özellikle ABD’nin ve AB ülkelerinin PKK ile aralarına mesafe koyma çabalarına karşı PKK’nın bölgede ve AB ülkelerindeki tepkilerinin yönünü ve şiddetini görmek için fazla beklemeyeceğiz gibi sanki.

TSK bölgede, ele-güne, dünyaya karşı muhteşem bir başarı elde etti. Bölgeden sadece PYD tasfiye edilmedi, emperyalizmin, Esed rejiminin Türkiye sınırında koridor oluşturma planları hem deşifre edildi, hem de yerle bir edildi. Onlara kalsa, bugün Türkiye İskenderun ve Amanos hattında kendi topraklarını savunmak zorunda kalacaktı. Maraş’ın bir kısmı, Antep, Kilis, Hatay Türkiye’den kopartılmış olacaktı.

Bu olayda 15 Temmuz kadar önemli bir başarı elde edildi. Onların evdeki hesapları gerçekleşseydi, onlara göre, bugün başka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık. AK Parti iktidarının yerinde yeller eserdi o zaman. Ama korkulan olmadı. Onların bir planı vardı, ama evdeki hesaplar çarşıya uymadı. 

Bugün daha güçlü bir Türkiye var. Sınırımızdaki tehdit unsurları ortadan kaldırıldı. Türkiye’nin bu başarısı aynı zamanda ABD, AB, NATO ve İsrail için de önemli mesajlar taşıyor. Bu sonuç dünyaya da önemli bir mesaj içeriyor.

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi