Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İttifakı hangi odaklar çatlatmaya çalışıyor?

İttifakı hangi odaklar çatlatmaya çalışıyor?

MHP’nin Pazar günü yapılan 12. Olağan Büyük Kurultayı’nda tekrar genel başkanlığa seçilen Devlet Bahçeli yaptığı konuşmada ağır ifadeler kullanarak, partisinin sırtındaki kamburlardan, içindeki safralardan kurtulduğunu belirterek şunları söyledi:

“Hiçbir odak, mahfil, güruh, hiçbir siyasi düşük Cumhur İttifakı’nı çatlatamayacaktır.”

İktidar partisi ile anlaşarak önce ‘Milli’ daha sonra ‘Cumhur’ olarak nitelendirilen bir ittifak oluşturan AK Parti ve MHP daha sonra bu durumu hukuki bir zemine de kavuşturduğuna göre, Bahçeli konuşmasında bu ittifakı kimlerin ya da hangi odak ve mahfillerin çatlatmaya çalıştığı sorusuna açıklık getirmedi. Hatta ülkenin geleceğinin bu ittifaka bağlı olduğu gibi iddialar ileri sürdü. Sanki iki parti arasında böyle bir ittifak oluşmasaydı, ülke bölünüp parçalanacak, yönetilemez hale gelecek gibi bir hava estiriliyor ki bu yaklaşımı önce iktidar partisinin sorgulaması gerekmez mi? Bir bakıma özellikle Bahçeli yaptığı açıklamalarda öylesine iddialar ileri sürüyor ki, oluşan ittifaka kutsallık izafe edilecek. Böylesine ayrıştırıcı ve kamplaştırıcı, kendilerinin dışında kalan tüm siyasi partileri ve yapıları adeta memleket düşmanı ilan etmek anlamına gelebilecek konuşmalar ülkeye fayda değil zarar verir. Kaldı ki, söz konusu ittifakın bundan sonra devam edip etmemesi, edecekse nereye kadar devam edeceğine ittifakı oluşturan iki parti yönetimi belirlemeyecek mi? MHP ve AK Parti son olarak Cumhur İttifakı olarak nitelendirilen birlikte yürüyüşü başka hangi çevreler ve oluşumlar bozabilirler? Eğer, iktidar partisi ile MHP’nin birlikte oluşturduğu ittifak söylendiği gibi bir takım mahfillerin çabası ile çözülebilecek kadar zayıf ise böyle bir oluşumu kurtarıcı gibi takdim etmenin anlamı olabilir mi?

Kaldı ki, ülkenin hayrına yapılacak işlerde böyle bir ittifakın çatlatılması da mümkün olmaz. Ancak, ittifaka dâhil olanlar olmayanlar; dâhil olanlar milli olmayanlar gayr-i milli anlamına gelebilecek söylemlerden uzak durulması gerekmez mi? Sıkça belirttiğimiz gibi ayrıştırmaya ve kamplaşmaya zemin hazırlayacak söylemler sahiplerini de sıkıntıya sokmaz mı?

Bu arada hayata geçirilen Cumhur İttifakı’nın yönetimde istikrar için yapıldığı kadar seçimlere yönelik bir boyutu, hedeflerine ulaşma konusunda bir adım olduğu da bilindiğine göre, yapılmış olan bir ittifakı ülkenin kurtuluş simidi gibi takdim edilmesi yanlış olmasa bile abartma olduğunu söylemek yanlış olur mu?

Kısacası, Bahçeli’nin konuşmasına bakıldığında sanki ülke bir takım düşmanların istilasına uğramış, Cumhur İttifakı’nı bozmak için pusuya yatmışlar havası estiriliyor. Böyle olunca da ülke çıkarlarını ittifakı oluşturan partiler dışında kalanlar hiç düşünmüyor gibi bir hava estiriliyor. Neticede konuşmalarda öfkenin dozu giderek artıyor, kendileri ile yan yana gelmeyenler sürekli itham ediliyor. Kaldı ki, bugün itham edilen bir siyasi parti ile aynı MHP geçmişte ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarmıştı. O zaman milli gördüklerini bugün gayr-i milli ilan etmelerinin tutarlı bir yanı olabilir mi?

Farklı partilerin olması sistemin gereği olduğuna göre, var olan ve farklı görüşlere sahip tüm partileri iki çatı altında toplama gayretinin sistemin özüne aykırı düştüğünü sanıyorum söylemeye gerek yok. Kısacası, kendilerinden başka partileri öcü gibi topluma takdim ederek varılacak nokta ister istemez sağlıklı bir nokta değildir. Gerçekten demokrasiye inanılıyorsa farklılıklara tahammül şarttır. Ülkemizin sınır ötesinde terörle mücadelesinin sürdüğü bir ortamda ayrıştırıcı üslubun terk edilmesi gerekmez mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi