Aydın Ünal

Aydın Ünal

Faşizm lekesi silinmez

Faşizm lekesi silinmez

Türkiye seçime gidiyor ve muhalefet, bir kez daha, Suriyeli misafirler üzerinden istismar siyaseti yapıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve şimdilerde Muharrem İnce, seçildiklerinde Suriyelileri geri göndereceklerini vadediyorlar.

Suriyelileri geri gönderme vaadinin bir karşılığı var. Bu vaade kulak veren insanlar var. Kılıçdaroğlu, Akşener ve İnce, sürekli Suriyelileri geri göndermekten söz ederken, sözlerinin bazı hastalıklı kalpleri nasıl okşadığını çok iyi biliyorlar. Hastalıklı kalplere hastalıklı mesajlar göndererek oy toplayabileceklerini düşünüyorlar.

Her toplum ve her insandan Ensar erdemi beklenemez. Kurdukları düzenin muhacirler tarafından bozulacağına, kıt kanaat elde ettikleri ekmeğin yeni gelenlerle bölüşülüp azalacağına inanan insanlar muhacirlerden hep tedirgin olmuşlardır.

Muhacirden nefret etmek bir hastalıktır, çoğu insan bunun hastalık olduğunu bilir ve açıktan açığa nefretini dile getiremez, utanır. Farklı olandan nefret etmenin şeytani bir tavır olduğunu bilen insan, ancak örgütlenerek utancını bastırabilir. İşte Faşizm, muhacirden, azınlıktan, farklı olandan nefret etmenin örgütlü şeklidir.

Kemal Kılıçdaroğlu 2014’ten itibaren her seçimde “Suriyelileri geri gönderme” vaadinde bulundu. Şimdi de Meral Akşener ve Muharrem İnce aynı vaadi dile getiriyorlar, her meydanda Suriyeli nefreti saçıyorlar. Üç-beş fazla oy almak adına insanlığın en eski hastalığını, ırkçılığı, Faşizmi sorumsuzca ve tabii ki de ahlaksızca topluma şırınga etmeye çalışıyorlar.

Suriyeli nefreti saçmak CHP’ye bugüne kadar seçim kazandırmadı. CHP 24 Haziran seçimlerine de Suriyeli nefretiyle gidiyor ve yine seçim kazanamayacak. Ancak bu Suriyeli nefreti, bu ırkçılık, bu Faşizm CHP’nin tarihine silinmez bir yeni kara leke olarak kazınacak.

Ne zaman sol elini havaya kaldırıp devrimci sloganlar atan bir CHP’li görsek aklımıza hemen 1930’lu yılların sonunda, 1940’lı yılların başında Mussolini ve Hitler’le çok iyi ilişkiler kuran, Kemalizm’i Nazizme öykünerek “Türkiye Faşizmi” olarak şekillendiren CHP aklımıza geliyor ve acı acı ama aynı zamanda acıyarak gülüyoruz.

CHP, Solcu görünmek için ne kadar çabalarsa çabalasın, 80 yıl önceki Faşist duruşu kara bir leke olarak orada öylece duruyor.

Tıpkı Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan’ı her yıl coşkuyla anan, bu gençleri kahramanlaştıran, destanlaştıran, efsaneleştiren ama bu gençlerin anma törenlerinde, idamların altına imza atmanın unutulmaz, silinmez lekesini taşıyan ve mahcubiyetini yaşayan CHP gibi…

Ya da Aleviliği, Alevileri istismar eden ama yine 80 yıl önce Alevi soykırımı yapmış olmanın utancını taşıyan CHP gibi…

Bugün, 3 tane oy alabilmek için Suriyeli nefreti saçmak, Kılıçdaroğlu ve İnce’yi iktidara taşımaz; ancak sorumsuz politikacılar yüzünden CHP’nin utanç hanesine yüzlerce yıl silinmeyecek yeni lekeler ekleniyor.

CHP “Sosyalizm” dediğinde suratına geçmişteki Faşizmi vuruluyor; “Alevi” dediğinde suratına Dersim’de yaptığı katliam çarpılıyor; “demokrasi” dediğinde 27 Mayıs, “ifade özgürlüğü” dediğinde Nazım Hikmet, “basın özgürlüğü” dediğinde Sabahattin Ali, “inanç özgürlüğü” dediğinde yaktığı, yasakladığı Kur’ân-ı Kerimler CHP’nin önüne çıkıyor.

Yarın, bir vesileyle, çıkıp da insan haklarından bahsettiğinde, mülteci haklarından, insanlıktan, ahlaktan, bir arada yaşamaktan bahsettiğinde, Kılıçdaroğlu ve İnce’den çok çok sonra bile, 100 yıl sonra bile, Suriyelilere sergilenmiş nefret CHP’nin suratına çarpılacaktır.

Faşizm tehlikelidir, ondan da kötüsü Faşizm ahlaksızlıktır.

Yarının Türkiye’sinde her bir vatandaş, zor zamanlarında Suriyelilere sahip çıkmanın ve sabretmenin haklı gururunu yaşayacak.

CHP, İP, SP gibi siyasi hareketler ise, eğer yarına kalabilirlerse, bugünkü yöneticilerinin Faşist tavırlarının altında, Faşist miras altında yüzlerce yıl ezilecekler ve mahcup olacaklar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Ünal Arşivi