Ahmet Varol

Ahmet Varol

Gül'ün ABD, Bush'un Ortadoğu seyahati

Gül'ün ABD, Bush'un Ortadoğu seyahati

Bu günlerde gündemi meşgul eden iki önemli seyahat var: Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ABD ve ABD Başkanı Bush’un Ortadoğu seyahati.
PKK şiddetinin yeniden yükselişe geçmesinin ardından Türkiye’den ABD’ye yönelik diplomasi trafiğinde yoğunlaşma olduğu herkesin dikkatini çekiyordur. Yapılan görüşmelerin ana konusunu ise PKK problemi ve yapılan ya da yapılacak askerî operasyonlar oluşturuyor. Diplomasi trafiğiyle askerî operasyonların birbirine paralel gitmesi dış basında genellikle “ABD’nin operasyonlara yeşil ışık yakması” olarak değerlendiriliyor. Nitekim yabancı medya organlarından gelişmeler hakkında bize yöneltilen sorularda da sürekli “ABD’nin yeşil ışık yakmasından sonra…” vurgusunun öne çıktığı dikkatimizi çekiyor. Bu durum, Türkiye’nin söz konusu meseleye çözüm aramada ABD’den soyutlanamaması gerçeğinin bir yansımasıdır.
Türkiye’nin başını ağrıtan en önemli meselede ABD’den soyutlanamamasından kaynaklanan diplomatik atakları ve planlarını onaylatma çabaları kamuoyuna genellikle “teröre karşı işbirliği” kılıfıyla lanse ediliyor. Oysa Türkiye’yi böyle bir işbirliğine zorlayan ABD’nin malzemeyi de kendisinin oluşturuyor olması kuvvetle muhtemeldir. Olayların seyir tarzı da böyle bir şüpheye yöneltmektedir. Dolayısıyla ABD’nin yapmak istediği gerçek anlamda bir işbirliğine girmek değil böyle bir “işbirliği” ihtiyacını kendi hesapları için değerlendirmektir.
Hadiselere bu açıdan bakınca, tam da Gül’ün ABD ziyareti öncesinde Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde “el-Kaide ve Hizbullah’a darbe” iddiasıyla bu örgütlerle hiçbir ilgileri olmayan insanların evlerine baskınlar düzenlenmesinin ve geniş çaplı bir tutuklama kampanyası gerçekleştirilmesinin tesadüf olmayacağı kanaatine varma hakkımız olmalıdır. “Yoksa bütün bu tutuklamalar Bush’a bir hediye paketi miydi?” sorusunu sorma hakkını kullanmamız da yadırganmamalı. Ecevit’in başbakanlığı döneminde Ariel Şaron’un Türkiye ziyareti gerçekleştirdiği sırada benim de aralarında bulunduğum ve Filistin davasına duyarlı bir yazar grubunun gözaltına alınmasını hatırladığımda böyle “hediye paketi” sunma politikasının yeni olmadığını düşünüyorum.
Washington’da Abdullah Gül’le bir araya gelen ABD Başkanı Bush, bu buluşmanın üzerinden fazla zaman geçmeden beklenen Ortadoğu ziyareti için yola çıktı. Bu, Bush’un ABD Başkanı sıfatıyla işgal altındaki Filistin topraklarına gerçekleştirdiği ilk ziyareti ve kuvvetli ihtimalle aynı zamanda son ziyareti olacak. ABD Başkan adayları için ön seçimlerin devam ettiği sırada bu ziyaretin gölgede kalmaması ve planlanan hedeflere doğru önemli bir adım oluşturması için bayağı ballandırılmaya çalışılıyor. Ama ABD’nin büyük ve önemli hedefleri olsa da bir yanda da artık onun kontrol edemediği ve aleyhine işleyen bir vakıanın bulunduğunu gözden uzak tutmamak gerekir.
Siyonist devlet, işgal altında tuttuğu topraklarda, tüm başkanlığı döneminde İsrail hesabına çalışan Bush’un başına bir şey gelmemesi için büyük tedbirler aldı. Haberlerden öğrendiğimize göre Papa’nın Türkiye ziyareti sırasında alınan tedbirlerden çok daha fazlası Bush’un ziyareti dolayısıyla alındı. Konuk edildiği Kral Davud Oteli de polis ve asker korumalarıyla tam bir kaleye dönüştürüldü.
İlginçtir ki bugün Bush’un başına bir şey gelmemesi için adeta kaleye çevrilen otelin adı Siyonist terörle özdeşleşmiştir ve Siyonist terörün tarihine biraz muttali olup da “Kral Davud Oteli’nin havaya uçurulması” eylemini duymamış olan yoktur. Henüz Filistin topraklarının İngiliz işgali altında olduğu dönemde Siyonist terör örgütü Irgun tarafından gerçekleştirilen söz konusu eylemde 96 kişi ölmüş, 45 kişi de yaralanmıştı. ölenlerin 17’si de yahudiydi. Irgun adlı Siyonist terör örgütü bu eylemi, İngiliz işgal yönetimine mensup emniyet görevlileri tarafından ele geçirilen bazı eylem planlarının bu otele götürülmesi sebebiyle yani ele geçirilen planları imha etme amacıyla gerçekleştirmişti. Sırf Filistin hedeflerine yönelik eylem planları deşifre edilmesin diye çoğunluğunu Batılıların oluşturduğu ve aralarında 17 yahudinin de yer aldığı 140 insanın bulunduğu bir oteli havaya uçurmuştu.
Siyonist işgal devleti işte bu terör örgütleri tarafından kuruldu. Kuruluşundan sonra da terörü resmî bir strateji olarak benimsedi ve hâlen de aynı çizgi üzerinde devam ediyor. Bush, şimdi güya bu devletle “barış” sağlanması için Ortadoğu ziyareti gerçekleştiriyor.
Ziyaret ve görüşmelerle ilgili değerlendirmelerimizi inşallah müteakip yazımızda yapacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi