İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci

Kamu fiyat politikası ve TÜİK verilerinin güvenilirliği

Kamu fiyat politikası ve TÜİK verilerinin güvenilirliği

Yeni sanayi üretim serisinin toplantısında TÜİK Başkanvekiline şu soruyu sormuştum: “Enflasyon hesabında ‘Köprü Geçiş Ücreti’ olarak sadece eski boğaz köprülerini hesaba alıyorsunuz. Yeni yapılan özel sektör köprülerini neden enflasyon hesabına katmıyorsunuz”

Cevap şuydu: “O köprülere ödenen ücretler küçük olduğundan, hesaba dahil edilmiyor”.

Bu cevaptaki ücret düşüklüğü araç başına değil, toplam ödenen paranın enflasyon hesabına alınacak derecede büyük olmayışıydı.

‘Köprü Geçiş Ücreti’ TÜİK’in enflasyon hesabında 0,0021 pay alıyor. Yine TÜİK hesabına göre yıllar itibari ile köprü geçiş ücretleri şu şekilde:

2015: 3,40 TL

2016: 4,75 TL

2017: 7,00 TL

2018: 8,75 TL

Görüleceği üzere bu ücret İstanbul Boğazında Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ın devlet parası ile yaptırdığı köprü fiyatlarıdır.

Bu fiyatlarda devletin kasasından tek kuruş çıkmadan yaptırılan Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprü ücretleri yer almamaktadır.

Yeni köprülerde ücret yüksek ama toplam ödenen para az olduğundan TÜİK hesaplarına alınmıyor dedi Başkanvekili.

Karayolları GM verisine göre, 2015 yılında iki köprüden aylık ortalama bazda 11 milyon 753 bin araç geçişi ve 18 milyon 322 bin gelir elde edilmiştir.

2016 yılında ise, yine aylık ortalama olarak 11 milyon 243 araç ve 24 milyon 208 bin TL gelir elde edilmiştir.

2017 yılında ise, 12 milyon 451 bin araç ve 30 milyon 194 bin TL ücret alınmıştır.

2018 yılında ise ilk 8 ay sonunda aylık bazda 9 milyon 727 bin araç ve 39 milyon 018 bin TL gelir olarak kayda geçmiştir.

Burada dikkat edecek olursanız, köprü fiyatlaması bir tekel fiyatıdır. Yani alternatif imkanlar çok kısıtlıdır. Tüketim esnekliği çok düşük ve nerede ise zaruri bir kullanım vardır.

Ve kamu bu alanda son 3 yılda fiyatı 3,40 TL’den 8,75 TL’ye artırmıştır.

Bugün özel sektör zamlarına karşı her türlü saldırı ve suçlama yaparken, ben kamu zamlarına da bakmak gerektiğini işte buralardan ifade ediyorum. 

22 Haziran 2018’de İstanbul Ataşehir mitinginde Cumhurbaşkanı Yavuz Sultan Selim Köprüsünden 69 milyon araç geçtiğini açıkladı. Ağustos 2016’da açılan köprüden yaklaşık olarak 22 ayda 5,4 milyar lira gelir elde edilmiş oldu.

Bu açıklamaya göre aylık olarak YSS köprüsüne vatandaşın ödediği ücret 245 milyon TL ediyor.

Aylık 30-40 milyon toplam ücret ödenen iki boğaz köprüsü enflasyon hesabına alınıyor, ama aylık 250 milyon TL ödenen özel sektör köprüsü olan YSS enflasyon hesabına alınmıyor.

Şimdi sormak gerekmiyor mu? Acaba TÜİK’in enflasyon hesabı ne kadar gerçek? Ne kadar güvenilir?

Ya Osman Gazi Köprüsü? Orada araç geçiş ücreti zaten otomobiller için bile 71 TL. Günde yaklaşık 27 bin araç geçtiğini söyledi zamanın ulaştırma Bakanı. Oraya ödenen ücret bile aylık 50-60 milyon TL ediyor. Ama yine o köprü de Başkanvekilinin dediği gibi çok düşükmüş ki, TÜİK’in enflasyon hesabına alınmıyor.

Sonuç mu?

Bugün özel sektörün kuruşluk zamlarını bile sorguluyoruz, özel sektörü hain ilan ediyoruz. Ama devletin sadece üç yılda 3,40 TL olan köprü ücretini 8,75 TL’ye çıkarmasını görmüyoruz.

Ki, o köprülere nerede ise herkes mahkum.

Hatta devlet özel sektöre üzerinden geçmeyi zorunlu kılarak köprü-yol yaptırıyor. Ama yine devletin bir başka kurumu o köprü ve yolların yüksek fiyatlarını enflasyon hesabına bile almıyor.

Öneri: Gece saat 01.00 ila sabah 05,00 arası Fatih Sultan Mehmet Köprüsü İstanbul içinde bir yakadan diğer yakaya gıda ürünü taşıyan araç geçişlerine açılabilir. Böylece raflarda yaşanan sert fiyat farkları kısmen önlenebilir. Eminönü’nden Kadıköy’e bir gıda taşıması için kaç km yol, kaç lt yakıt ve ne kadar köprü-yol parası ödendiğini lütfen bir daha düşünelim.

Milli servet yollarda tüketilmesin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Kahveci Arşivi