Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Uyuşturucu ile toplumsal mücadele gerekli

Uyuşturucu ile toplumsal mücadele gerekli

Emniyet mensuplarımızın uyuşturucu satıcıları ile yoğun bir mücadele içinde olduğunu biliyoruz. Özellikle genç yavrularımızı bu beladan uzak tutmak ve kurtarmak için ciddi bir gayret gösteriliyor. Okul çevrelerinde özel ekipler oluşturuldu. Bu mücadele sonucu hemen her gün yapılan baskınlarda uyuşturucu satıcıları yakalanıyor. Her operasyonun sonunda önemli miktarlarda uyuşturucu ele geçiriliyor. Öylesine büyük miktar uyuşturucu ele geçiriliyor ki, insan rakamlara baktığında bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu düşünmeden edemiyor. Gazetelere her gün yansıyan uyuşturucu vakaları artık olağan haberler haline geldi. Galiba bu durum toplumda uyuşturucu konusunda bir kanıksama oluşturdu. Hâlbuki tanıdığım bazı anne ve babaların evlatlarını bu illetten kurtarmak için nasıl bir mücadele verdiklerini, hatta kendilerini uyuşturucu ile mücadeleye adadıklarını biliyorum.

Bu noktada cezaevlerinde uyuşturucu satışından yakalanıp içeri atılmış 50 binin üzerinde insanın bulunduğu resmi kayıtlarla sabit. Uyuşturucu satışından cezaevlerinde 50 bin insanın bulunuyor oluşunu sadece bir rakamsal sonuç olarak ele almamak gerekiyor. Çünkü eğer içeride 50 bin satıcı varsa, dışarıda daha ne kadar vardır? sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. Cezaevlerindeki uyuşturucu satıcılarının rakamı bu noktaya gelmişse çeşitli operasyonlarda yakalanan uyuşturucu miktarı nedir? diye düşündüğümüzde tonlarla ifade edilen rakamlar karşımıza çıkıyor. Bu noktada medyaya da yansıyan bir haberden alıntı yapmak istiyorum. Haberde aynen şöyle deniyordu:

“Zehir satıcılarına yönelik 2018’in 9 ayında 108 bin 105 operasyon düzenlendi. Operasyonlarda 149 bin 836 şüpheli gözaltına alındı, bunlardan 17 bin 57’si tutuklandı. Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında gözaltı sayısında yaklaşık yüzde 28’lik, tutuklu sayısında ise yüzde 9’luk bir artış oldu. Operasyonlarda piyasa değeri 2 milyar 834 milyon 639 bin 366 lira tutarında uyuşturucu madde ele geçirildi.”

Aynı haberde yılın ilk dokuz ayında ele geçirilen uyuşturucu miktarı ise, “59 ton esrar, 13 ton eroin, 1 ton kokain ve 15 milyon hap” olarak veriliyordu.

Bu rakamlar gençliğimizin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu göstermeye yeter sanıyorum. Bu bakımdan olayı sadece emniyet güçlerimizin yapacağı operasyonlara bırakmanın yeterli olmadığını, bunun için toplumda bir hassasiyetin oluşturulması ve mücadelenin toplum olarak yapılması gerektiğini sanıyorum söylemeye gerek yok.

Uyuşturucu ile mücadelenin sadece emniyet boyutuna bakmamak gerekiyor. Çünkü gençliğimizi yok etmeye yönelik bir olay söz konusu. Mesele sadece bir takım paragözlülerin zengin olma hevesi ile de sınırlı değildir. Ülkemizin yoğun bir uyuşturucu alanı haline getirilmesini isteyen bir takım dış odakların da uyuşturucu baronlarına destek veriyor olmaları da sürpriz olmaz. Çünkü bir toplumun gençliğini uyuşturduğunuz takdirde o toplumun sağlam olarak ayakta kalması zorlaşır, hatta imkânsızlaşır, her türlü dış tehlikeye açık hale gelir.

Sonuç olarak daha önce de dikkat çektiğim gibi gençliğimiz ve ülkemizin geleceğini kurtarmak için uyuşturucu ile mücadelede cezaların caydırıcı hale getirilmesi şart. Özellikle de uyuşturucu baronlarına yönelik idam cezasının mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bu baronlar sadece uyuşturucu satarak toplumu uyuşturmuyorlar, her gün bir kaldırım köşesinde hayatını kaybeden gençlerimizin de katili durumundalar. Bu bakımdan sokaklardaki satıcıları toplayalım ama bunların arkasındaki patronlara da ulaşmak gerekiyor. Özellikle de ikide bir gündeme gelen af tekliflerinde kesinlikle uyuşturucu baronlarının ve satıcılarının yer almaması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi