Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sosyal çözülmenin sebeplerini konuşmak

Sosyal çözülmenin sebeplerini konuşmak

Toplumumuzda bazı sorunlar giderek yaygınlaşıyor ama iktidar bu sorunların üzerine, daha doğrusu sebeplerini tespit ve önleme konusunda yeterli çalışmayı yapmıyor. Söz gelimi cezaevlerinde 50 binin üzerinde uyuşturucu satıcısının bulunduğu açıklanıyor. Şahsen bu rakam beni korkutuyor. Çünkü eğer cezaevlerinde 50 bini aşkın uyuşturucu satıcısı var ise dışarıdaki uyuşturucu kullanıcılarının tespiti konusunda ciddi bir araştırma yapmak gerekmez mi? Satıcıların yakalanıp içeri tıkılması uyuşturucu bağımlılığını ortadan kaldırmıyor. Çünkü içeriye attığımız satıcıların yerini yenileri alıyor. Eğer böyle olmasaydı 50 bin satıcının içeri atılmasının ardından sokaklarda uyuşturucu satıcısı kalmaması gerekirdi. Uyuşturucu ile mücadelede emniyet güçlerimizin çabalarını takdir etmemek mümkün değil. Ancak, emniyet güçleri gereken mücadeleyi veriyor diye olayın perde arkasını görmezden gelmek yanlış olur. Emniyet güçlerinin mücadelesini kamuoyu ile paylaşarak bunun sonucu olarak 50 binin üzerinde uyuşturucu satıcısının cezaevlerine atıldığını söylemek bu mücadelede istenen sonucun alındığı anlamına gelmiyor. Elbette, emniyet güçlerinin mücadelesi gerekli ve başarılı. Ancak, meselenin kökünün kazınması gerekiyor, Bu yapılamadığı yani, bataklık kurutulamadığı sürece sivrisinekler üremeye devam edecek, netice itibariyle cezaevleri uyuşturucu satıcıları ile dolacak ama sokaklar bu pisliklerden kurtulmuş olmayacak.

Bir başka konu ise geçtiğimiz günlerde medyaya da yansıdı. Gazetelerde, “Görülme yaşı 15’e düştü” ya da “AIDS’e karşı önlem alın” başlığı altında yer alan haberde ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyordu. Haberde, “Türkiye’de son 10 yılda HIV/AIDS görülen hasta sayısı 10 kat artış gösterdi. Hastalığın görülme yaşı 15’e düştü. HIV ile yaşayan her 4 kişiden 3’ü bu hastalıktan habersiz” bilgileri yer alıyordu. Kısacası, ülkemiz ciddi bir sosyal çözülme ile karşı karşıya. Başta iktidar sahipleri olmak üzere tüm siyasi partiler ve STK’lar bu konuya eğilmeli, bu çözülmenin sebepleri ciddi olarak araştırılarak tespit edilmeli. Bu tespit yapıldıktan sonra gerekli tedbirler alınabilir. Yoksa sadece olayların emniyet güçleri ve Sağlık Bakanlığı’na havale edilerek insanımızın bu sorunlardan kurtulması mümkün değildir.

Niçin bir seçim atmosferine girildiği sırada bu konuları yeniden hatırlatıyorum? İstiyorum ki seçim kampanyası sırasında ülkemiz ve insanımız için ciddi sorun oluşturan bu konular üzerinde toplum olarak fikir üretelim çözüm yollarını araştıralım. Özellikle siyasi partiler iki oy fazla alabilmek adına bu günleri polemiklerle geçirmek yerine ülke sorunlarını hem kamuoyu ile paylaşmak hem de çözüm yollarını araştırmak durumunda olmalılar. Ne var ki, kampanya hainler vatanseverler şekline indirgenince ülkenin sorunları fazlaca gündeme gelmiyor. Sadece, sorunlara yönelik atılan adımlar sıkça vurgulanıyor. Böylece söz konusu sorunlara çözüm bulunmuş havası estiriliyor. Ama neticede değişen bir şey olmuyor.  HIV/AIDS 10 yılda 10 kat artıyor, Sokaklarda ulaşılabilinen uyuşturucu satıcıları toplanırken, sorunun temeline inilmediği, yani bataklık kurutulmadığı için kaldırımlarda aldıkları uyuşturucunun etkisiyle baygın yatan gençler artıyor.

HIV/AIDS hastalığının arttığı haberlerinde bu hastalığın görülme yaşının 15’e düştüğü de belirtildi. Bu hastalık genellikle cinsel yoldan geçiyor. Bir yandan 18 yaşından küçük evlilik yapanlar ailelerinin izni ile ve severek evlenmiş olmalarına rağmen toplum nazarında suçlu ilan edilirken evlilik dışı ilişkilerin yaygınlaştığı üzerinde kimse durmuyor. Bir bakıma toplumda evlilik dışı ilişkiler hoş görülürken küçük yaşta evlilik yapanlar evli sayılmıyor ve adeta taşa tutuluyor.

Netice itibariyle hep birlikte toplumu kemiren bu belalara karşı hassasiyeti geliştirmek ve ortak çözümler bulmak zorunluluğu var. Alınacak oyun miktarı bundan sonra gelmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi